Pazartesi, 16 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Tuvalet temizleyerek zengin olmak

Dr. Nevin Sütlaş
Son güncelleme: 4 Kasım 2024 06:59
Dr. Nevin Sütlaş
Paylaş
Paylaş

Panasonic şirketini kuran Konosuke Matsushita, Honda şirketini kuran Soichiro Honda ve film yapımcısı Takeshi Kitano gibi Japonya’nın en bilindik kişileri, her sabah kendi tuvaletlerini kendileri temizlerlermiş.

Feng Shui anlayışında tuvalet temizlemek şans getirirmiş. Şans denilen de para. Çünkü tuvaleti temizleyince akıl da temizlenirmiş ve temiz akılla elde edilecek gelir de artarmış

Ayrıca Ususama Myoo adındaki tanrının işi kullarının ekonomisini düzeltmekmiş ki kendisi aslında tuvalet tanrısıymış.

Japonya’da 500 kişilik bir çalışma yapılmış, evinin tuvaleti temiz olanlarla kirli olanlar kıyaslanmış ve bu iki grubun yıllık gelirleri arasında 7.000 dolar fark bulunmuş.

Evlerinin tuvaletini düzenli olarak kendileri temizleyenlerin daha sosyal kişiler olduğu ortaya çıkmış. Belki de temiz tuvaletlilerin ekonomik başarıları daha sosyal oluşlarından kaynaklanıyormuş.

Kendi tuvaletini kendi temizlemenin bir diğer nedeni de alçakgönüllü olmakmış. Shuzaburo Kagiyama “Sarı Şapka” diye bir şirket kurmuş. Bu şirketin işi tuvalet temizleme malzemeleri üretmekmiş. Kendi alanında başa güreşen bu şirketi kurduğunda Kagiyama 28 yaşındaymış ve işe çalıştığı şirketin tuvaletlerini temizleyerek başlamış. Bu adam şimdi 81 yaşındayken hâlâ şirketin tuvaletlerini bizzat kendisi temizliyormuş. İnanılır gibi değilse de bu multimilyoner adam tam 53 senedir tuvalet temizlemeye devam ediyormuş.

Kogiyama’ya bunun nedenini sorduklarında “tuvaletini temizleyen binlerce insan gördüm, istisnasız hepsi alçakgönüllüydü. Alçakgönüllü olmak insan ilişkilerine doğrudan yansıyan bir özellik” demekteymiş…

2000 yılıydı galiba, sigara ile ilgili bir kitap yazmıştım. Yayınevlerinin kapısını çalmayı beceremediğimdendim ya da çaldığımda reddedilme korkusundan kitabımı bir matbaada kendim bastırmaya karar vermiştim. Bilmem hâlâ duruyor mudur, Topkapı’daki Matbaacılar Sitesi’nin bir ofisinde tanıdığım bir matbaacıyla birlikte kitabın basım işini halletmeye çalışıyorduk. İş beklemediğim kadar uzayınca çişim geldi. Ben normalde dışarda ziyan etmem (!) çişimi hep eve taşırım ama bolca da çay ikramı olunca tuvalet ziyaretim mecburi oldu. Matbaacı arkadaşım tuvalet yok gibisinden bir şeyler geveleyip geçiştirdi. Ben de çişimi tuttum. Ancak iş bir türlü bitmedi, sonunda tutamaz olup “yahu siz donunuza mı yapıyorsunuz” diye ısrar edince, hiç de istemeyerek bana tuvaletin yerini gösterdi. Hayatımda öyle pis bir tuvalet görmedim. Anlatsam inanmazsınız pisliğin boyutuna. Sadece şu kadarını söyleyeyim. Eğer o bina yirmi sene önce inşa edildiyse yirmi senedir hiç temizlenmemiş. Üstelik sadece o ofisin değil, bütün katın tek tuvaleti orasıydı ki kirlenme oranını varın siz hesaplayın. Çıkışta arkadaşımla kavgaya tutuştum. Efendim temizlikçi kadın bulamıyorlarmış da…

Atatürk bir gün pek beğendiği bir hanımı evinde habersiz ziyarete gitmiş. Kimse haber uçurmamış olmalı ki hanım da evde değilmiş. Atatürk “buraya kadar geldik bari bir tuvaleti kullanayım” demiş. Çıkışta da yaverine bu hanımı yeniden takdir ettiğini söylemiş. Çünkü tuvalette bir vazoda çiçekler varmış. “Salona konan çiçek misafir içindir, tuvalete çiçek koymak ise kadının kendine verdiği değerle alakalıdır” diye yorum yapmış…

Tuvaletin ve evin temizliği kadına tapuludur bizde. Kendi pislediğini kendin temizlemek gibi bir kavram ile hiçbir tanışıklığımız yok. Çok gezenti olduğumdan, köylüsü şehirlisi, cahili eğitimlisi pek çok kişinin evine girip çıkmış biri olarak  tuvalet temizliğimiz konusunda ağzımı hiç açmasam sanırım daha iyi olacak…

Ancak istisnalar var tabii. Mesela çocukluk komşum Aysun teyzenin tuvaleti hep tertemiz olurdu. Bir gün laf arasında her sabah yüzünü yıkamadan önce ilk iş tuvaleti ve lavaboyu vimlediğini söylemişti de “her sabah” lafına o kadar şaşmıştım ki aklıma kazınmış. (O zamanlar Cif henüz yoktu. Vim denilen bir temizlik tozu vardı.  O yüzden de lavabolar ciflenmez, vimlenirdi.)

Japonların her sabah ilk iş tuvaletlerini temizlediklerini ise yeni öğrendim. Üstelik de bu temizlik tuvaletin içini fırçalamak gibi şişirme bir iş de değil. Klozetin içini dışını bütün dip köşesini tek bir leke kalmayacak şekilde siliyorlarmış. Bunu nasıl yaptıklarını da kendini “minimalist bir kasaba öğretmeni” olarak tanıtan Youtuber Aki, uygulamalı olarak gösteriyor bir videosunda.

Anlatmaya çalıştığım klozet temizliğinin şans ve parayla bağlantısını da Aki’den öğrendim zaten. Böylece tuvaletleri temizleyenlerin erkekler olduğunu da öğrenmiş oldum. Doğrusu Myoo adındaki tuvalet tanrısının bir kadının aklının ürünü olduğunu da düşünmedim değil. Bir erkeği paradan çok harekete ne geçirebilir ki?

Elbette bu benim toksik düşünme biçimim. Japonların kültürünü bilmeden öylesine ortaya sallamam. Ancak hepimizin bildiği gerçekler var. Japonların neredeyse tümü dinsiz, Allahsız. O yüzden temizlik ve titizliklerini inançlarına yormak sadece fantezi. Japonya’da yaşamış bütün yabancıların tanıklık ettiği gibi, evlerinin dip köşesi de yolları okulları işyerleri de bal dök yala cinsinden tertemiz. Bir diğer gerçekse Japonların mükemmeliyetçiliği. Her ne yapıyorlarsa en iyisini, en güzelini yapıyorlar. Derme çatmalıklarını örtmek için “mükemmel iyinin düşmanıdır” kılıfını hazırlayanlar kesinlikle onlar değil. Bir diğer gerçek de aşırı çalışkan oluşları. Bütün bu kültürel ve sosyal gerçeklerin sonucu ne oluyor derseniz, yine hepimizin bildiği bazı gerçekleri sıralayayım:

Japonlar kaç yaşında olurlarsa olsunlar asla pis ve bakımsız dolanmıyorlar. Çok yürüyor, çok çalışıyor ama az ve öz yiyorlar. O yüzden şişkoluğu ve ona bağlı hastalıkları ve sakatlıkları da neredeyse hiç bilmiyorlar. Çok uzun ve çok sağlıklı yaşıyorlar ki bu konu ayrıca irdelenmeye değer. Ahlak kavramlarının ne denli gelişkin olduğunu da “hesap hatası yaptığı için köprünün ipinin koptuğunu öğrenen Japon mühendis intihar etti” benzeri haberlerle az çok hepimiz öğrendik.

İster tanrıyla ister dinle ister diğer inançlarla alakalıymış gibi gösterilsin, aslında temizlik kavramı tümüyle kültürel. Öyleyse “bana tuvaletini göster de sana bir kültür hatta kişilik falı bakayım” dememek mümkün değil…

Eee ne demişler “Dost başa, düşman ayağa, Nevingiller de tuvalete bakarmış”.

Not:  Fotograftaki heykel, Jorge Jimenes Deredia’nın Miami sahilinde açtığı muhteşem açık hava sergisinden.

İlgili yazı: https://medyagunlugu.com/japonlar-neden-bu-kadar-temiz/

EtiketlendiJaponya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanDr. Nevin Sütlaş
Takip et:
1959 yılında Adapazarı’nda doğdu, İstanbul Üniversitesinde Tıp doktoru, Bakırköy Akıl Hastanesinde Nöroloji Uzmanı oldu ve aynı hastanede 30 yıl eğitim görevlisi hekim olarak çalıştı. Beynin damar ve enfeksiyon hastalıkları, yoğun bakım, hasta beslenmesi, açlık grevi/ ölüm orucu ve Multipl Skleroz konularında çalıştı. Sağlık sisteminin özelleştirilmesi sürecinde uğradığı mobing yüzünden 2016 yılında aktif meslek yaşamını sonlandırdı. Beyin ile ilgili bilimsel bilgiler temelinde topluma yönelik kitaplar yazmayı sürdürüyor. Florida'da yaşıyor. Web sayfası: http://www.nevinsutlas.net/index.html Elektronik posta: calisal01@yahoo.com
Önceki Makale Galatasaray durdurulamıyor
Sonraki Makale Ruslar birinciliği bırakmadı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

İsrail BOP planına sadık kalıyor

Hasan Sevilir Aşan
15 Haziran 2025
EditörKöşe Yazıları

Kayarak, koşarak ya da uçarak gelen yemekler

Dr. Nevin Sütlaş
15 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Bir Türk’ün Tahran günlüğü…

İsmail Boy
14 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Hayat bayram olsa

Hasan Sevilir Aşan
12 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?