Pazar, 11 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Tanrı sözü üzerine

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 9 Aralık 2022 20:44
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Ömer Yalçınkaya

Tanrı sözü dilimizde Allah karşılığı kullanılır. Ezanın Türkçe okunduğu dönemde “Allahüekber” yerine “Tanrı uludur” denilmiştir.

İslam dini Allah’ın bir olduğuna ve üç göksel dinin de aynı Allah’a inandığını söylese de Musevilik ve Hristiyanlık dinlerindeki Allah için dilimizde tanrı sözü kullanılır. Çevirisi yapılan bir yabancı film Müslüman bir ülkenin yapımı değilse hiçbir zaman “Allah korusun” denmez, “Tanrı korusun” denir. “Aman Allah’ım” denmez, “Aman tanrım” denir. Aynı “amin” denmeyip “amen” denilmesi gibi. Yunan mitolojisinde de tanrılar vardır. Hinduizm’in de tanrıları vardır. Allah sözü sadece İslam inancı ile bütünleşmiştir. Bu nedenle tanrı sözünün kullanılması hoş karşılanmaz.

Arapçada el ilah sözlerinden türemiştir. Buradaki el ifadesi ilah sözüne “güçlü”, “önde gelen” anlamlarını katar. İlah sözünün kökü İbranice Eloah sözüdür. Onun da kökünde Sami dilindeki el il sözü vardır. İslam’la bütünleşmiş bir algı oluşmuş olsa da bu anlamın aslı Musevilik inancına uzanır.

Benim burada üzerinde durmak istediğim ise tanrı sözü. Çünkü tanrı sözü İslam’dan çok önceki dönemlere uzanan, kadim bir söz.

Sözün orijinal hâli tengiri, sonradan tengri hâlini almış ve dilimizde tanrı olarak evrilmiş. Tengricilik inancı da bu sözden geliyor. Tengri aslında gökyüzü demek. İlk olarak Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemde, M.Ö. 4. yüzyıla ait Çin kayıtlarında bu söze rastlanıyor. O dönemin Çincesinde tengri sözü çeng-li olarak yazılabilmiş.

Proto Türkçede ya da ana Türkçede sözcüğün kökeni tengeru fiiline dayanıyor. Tengeru dönmek demek. Eski Türkler dünyayı evrenin merkezinde görmüşler ve üzerlerindeki göğün etraflarında döndüğünü düşünmüşler. Bu nedenle dönen anlamındaki tengiri ya da tengri adını vermişler.

Diğer tüm Türk dillerinde de küçük farklılıklarla aynı sözü görüyoruz: Azerbaycan Türkçesi ve Türkmence tanrı, Özbekçe tangrı, Kazakça ve Kırgızca tengri, Tatarca ve Başkurtça tengre, Karaimce tangrı, Çuvaşça tură (ok. turı), Karaçayca teyri, Hakasça tigir, Tuvaca denger, Uygurca tenri, Yakutça tangara.

Gökyüzü, diğer bir değişle mavi gök, orijinal hâliyle kök tengri, bugünkü Türkçeyle gök tanrı olarak adlandırılmış.

Büyük ihtimalle yaklaşık iki bin yıl kadar önce Türk ve Moğol diye bir ayırım yoktu. Bu uluslar Altay insanıydı ve Proto Altayca olarak adlandırılan ortak bir dili konuşuyorlardı. Bu görüş dil bilimciler arasında yaygın olarak kabul görüyor. Dolayısıyla bugünkü Moğolcada da Türkçedeki durumun benzerini görüyoruz. Tengri sözü bugünkü Moğolcada tenger olarak kullanılmaya devam ediyor. O dildeki anlamı da gökyüzü ve cennet. Bugünkü Moğolcada mavi gök sözünün karşılığı da höh tenger, eski Moğolcada kök t(e)ng(e)ri. Aynı dilimizdeki kök tengri gibi.

O dönemin inanç sistemi olan tengricilikte kök tengri her şeyin yaratıcısıdır. En ulu güçtür. Yaşamı veren de, alan da odur. Bu nedenle İslam dininden önce aslında Türklerin her şeye muktedir olan ulu bir gücün varlığına inandıkları söylenebilir. İslamiyetin kabulünden sonra da bu yerleşik inanç tanrı adı altında varlığını sürdürmeye devam etti.

Kaşgarlı Mahmut, bir işe “ulu Tengri’nin adı anıldıktan” sonra başlanması gerektiği yazar. Dede Korkut’ta “Allah-Tengri” ifadesi sıklıkla kullanılır. Hoca Ahmet Yesevi ve Yunus Emre’nin eserlerinde de tengri ve tanrı sözleri kullanılır.

Gök ve tanrı ilişkisi sadece Türklerde yoktu. Çinlilerde de benzer bir inanç hakimdi. Çince tien sözü hem gök hem de cennet demektir. Japonlarda da Çinceden alınma ten sözü vardır ve aynı anlamları içerir. Japon imparatoruna verilen isim de “tenno”dur. Bu, Şinto inancına göre “cennet adına hükmeden” demektir. Çince tien sözünün eski Çince telaffuzu çiliin’dir. Bunun da tengri anlamında kullandıkları çeng-li sözü ile ilişkisi olduğu ve Altay dillerinden Çinceye girdiği düşünülmektedir.

Çinceden dilimize girmiş Tien Şan sıradağları da Tanrı Dağları anlamındadır. Orta Asya’da konuşulan Türk dillerinde Tengri Tav denilir. Bu dağların Kazakistan’da bulunan en yüksek tepesine Han Tengri adı verilir.

Bu semantik yakınlık sadece Çinlilerle sınırlı değil. Gökyüzü ve cennet bağlantısı Avrupa kültürlerinde de var. İngilizce heaven sözünün kökü olan Eski Saksonca heban sözü ve onun kökü olan Proto Almanca hibin sözleri de hem gökyüzü, hem de cennet anlamlarını taşıyorlar. Latince caelum, Fransızca ciel, İspanyolca cielo, Rusça nebesa, İsveççe ve Norveççe himmel sözleri de hem gökyüzü, hem de cennet anlamlarını içeriyor.

Bunlardan farklı olarak Arapçada cennet sözü bahçe anlamını taşıyor. Bu yüzden dilimizde de cennet bahçesi betimlemesini kullanıyoruz. İngilizce paradise, Fransızca paradis, İtalyanca paradiso ve Yunanca paradeisos sözlerinin kökü olan Farsça firdevs sözü de bahçe demek ve cennet anlamında kullanılıyor. Cehennem ise yerin dibindeki ateşi ve karanlığı temsil ediyor.

Gökyüzünün yüceliği zihinlerimizde o kadar güçlü bir yer edinmiş ki tek tanrılı dinlere göksel ya da semavî dinler diyoruz. Hristiyanlar “göklerdeki babamız” derken, biz ellerimizi göğe doğru açarak dua ediyoruz. Hazreti peygamberin miraç ettiğine yani göğe yükseldiğine, vahiylerin gökten indirildiğine inanıyoruz. Ölülerimizin ardından “nur içinde yatsın”, “ışıklarda uyusun” sözlerini kullanıyoruz.

Gökyüzü bizim için sadece dünyayı aydınlatmıyor, o aynı zamanda aydınlık özlemimizin ve ruhumuzun aydınlanmasının bir sembolü olarak umutlarımızı yeşertiyor.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Ölene kadar kaç kitap okursunuz?
Sonraki Makale Putin sarhoş muydu?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörKöşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
11 Mayıs 2025
Köşe YazılarıManşet

Anneliğe selam olsun…

Ulaş Başar Gezgin
11 Mayıs 2025
Köşe YazılarıManşet

Başöğretmen gibi olmak

Dr. Nevin Sütlaş
11 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Hariciye geleneğimiz ve kurumsallaşma…

Hasan Sevilir Aşan
8 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?