Dışişleri Bakanlığı web sayfasındaki tarihçede aşağıdaki ifadeler yer almakta:
“Cumhuriyet dönemi dış politikamızın temelleri Milli Mücadele yıllarında atılmıştır. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının hemen ardından oluşturulan ilk Milli Hükümetle birlikte “Hariciye Vekaleti” de 2 Mayıs 1920 tarihinde resmen kurulmuş ve başına Bekir Sami Bey getirilmiştir.”
Bakanlığımız, Mustafa Kemal önderliğinde İstiklal Mücadelesi devam ederken, Ankara’da yeni Cumhuriyetin devlet yapılanmasının omurgasını hazırlayan Kurucu Meclis’in oluşturduğu ilk bakanlıklardan birisidir.
Hariciyemiz, yerleşik düzeni, diplomasi deneyimi ve meşakkatli başarıları ile uluslararası toplumun imrendiği bir kurum olagelmişti.
Kolay erişilemeyecek bu prestijli konum, kökleri yüzlerce yıllık devlet geleneğimizden beslenen bir Cumhuriyet dönemi başarısıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘”Yurtta sulh, cihanda sulh” düsturuyla donanımlı hariciye kadrolarımız ve uluslararası sınamalarda öne çıkan diplomasi performansımız her dönemde takdir edilegelmiştir.
Ancak günümüze bakıldığında, diplomasinin kendine özgü işleyişine Hariciye dışından yapılan ehil olmayan müdahalelerin dış politika tuzaklarından sakınma refleksimizi körelttiği bir vakıadır.
Liyakat ve mesleki birikime dayanan yapısı ile her dönemde siyaset dışı kalabilmiş Dışişleri’nin iç siyaset sarmallarına muhatap edilmesi, süreklilik gerektiren dış politika akışını, siyasi tercihlere göre renk alan istikrarsız bir konuma sokması kaçınılmaz olacaktır.
Mevcut siyasal iklimin tasarruflarından kaynaklanan kabuk değişimininin gidişatını başka bir değerlendirmeye bırakırsak, yine aynı derecede önemli olan bazı kurumsal ihmallere değinmek isabetli olacaktır.
Kuruluş
Sayıları 200’ü bulan emekli büyükelçi ve başkonsolosun oluşturduğu iletişim topluluğumuzun girişimiyle bir grup emekli meslektaş, 2 Mayıs günü Bakanlığımızın kuruluşunun 105. yılında Anıtkabir’i ziyaretle, kurucu liderimiz Mustafa Kemal’e minnet duyguları içinde saygılarımızı sunduk.
Bir ilki teşkil eden ziyaretimizin anlamı, Cumhuriyet Hariciyesi’nin kuruluş gününde son dönemlerde kurumsal kutlama veya mesaj yayınlanmamasına dikkat çekerek, farkındalık yaratmaktı.
Bu anlayışla, Dışişleri emeklileri olarak, artık her yıl diğer ulusal günlerde olduğu gibi 2 Mayıs kuruluş günümüzde giderek daha geniş katılımlarla Anıtkabir’de Atamızla buluşmayı öngörmekteyiz.
Amacımız, kuruluşunu, kurucusunu anmaktan imtina eden saygın bir Cumhuriyet kurumunun emektarları olarak samimi vefa duygularımızı dile getirmekti.
Tüzel kişilik
Bu ilk toplu Anıtkabir ziyaretimiz, aşılması gereken başka bir engelin işaretini verdi.
Anıtkabir Komutanlığının son derece anlayışlı ve yapıcı yaklaşımına rağmen, emekliler grubu olarak tüzel kişiliğe sahip olmadığımız için Anıtkabir yönergeleri çerçevesinde, ziyaretimiz arzu ettiğimiz törensel düzende gerçekleşemedi.
Bu burukluğun etkisinde, 2 Mayıs ziyaretimizin hemen ardından, Dışişleri emeklileri olarak nasıl tüzelleşip, hangi format ve isim altında birleşip, dernekleşebiliriz demeye başladık.
Diplomatlar Günü
Türkiye’de birçok meslek grubunun özel günü olduğu halde diplomatlarımız için bir gün bulunmamakta.
Dünyada halen Uluslararası Diplomatlar Günü (24 Ekim), Kadın Diplomatlar Günü (24 Haziran) kutlanmakta, ayrıca birçok ülke kendi ulusal diplomatlar gününü idrak etmekte.
Brezilya’da 2017 yılında görev yapan, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 10 ülke diplomatının kendi aralarında kararlaştırdığı ilk Diplomatlar Günü, giderek yaygınlaşıp uluslararası düzeyde kutlanır olmuştur.
Moldova, Rusya, Türkmenistan, Brezilya, Bulgaristan, Hindistan, Gürcistan, Kolombiya ise farklı tarihi olayları temel alan özel ulusal diplomatlar gününe sahiptir. Bu listeye Türkiye’nin ilave edilmesi diplomasiye yıllarını vermiş bir meslek grubunun hakkının teslimi anlamına gelecektir.
Dışişleri Bakanlığının kuruluşu, cumhuriyet diplomasisinin de doğuşudur. Bu bağlamda, 2 Mayıs’ın “Türk Diplomatları Günü” olarak da kutlanması büyük anlamlar taşıyacaktır.
Diplomasi Müzesi
Galatasaray Üniversitesinden bir akademisyenimiz, bir Dışişleri diplomasi müzemizin olmadığını hatırlattı.
Diplomasi deneyimimizi ve dış politika birikimimizi kronolojik olarak kayıt altına alacak bir müze oluşumu elbette heyecan yaratacak bir projedir.
Bakanlığımızın emektar kadrolu protokol fotoğrafçısı, Cengiz Oğuz Gümrükçü bir görüşmemizde, 2015-2016 yıllarında diplomatik arşivlerdeki Osmanlı dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarına ait belge ve ekipmanların fotoğraflarını, bir müze hazırlığı için çektiğini, orijinal Lozan belgeleri, eski pasaportlar, kaşeler, yazışma cihazları gibi aksamın arşiv binasında kurulacak müzede sergileneceğinin söylendiğini, ancak bu objelerin daha sonra maalesef rafa kaldırılmış olduğunu bilgimize getirmişti.
Karar verilirse, diplomasi müzesini başlatacak bir kısım belge ve obje görsellerinin temininde güçlük yaşanmayacağı muhakkaktır.
Halen ayrı binalarda hizmet veren Dışişleri birimlerini bir araya getirecek olan yeni Dışişleri yerleşkesinde müze için bir bölüm ayrılabilir, hatta istenirse daha merkezde, tarihi Ankara Palas bu hizmeti sağlayabilir.
Sonuç
Dışişlerine, dış politika yapımına ve diplomasiye yıllarını vermiş Hariciye emeklileri olarak, ana başlıklarıyla değinilen 2 Mayıs Dışişleri Bakanlığı kuruluş günü, Türk diplomatları günü ve Diplomasi Müzesi ihdası Hariciye geleneğimize katkı oluşturacaktır.
Gerçekleşmesi halinde, Dışişleri emeklileri tüzel yapılanmasına düşecek görev, bu önerileri karar alıcı mekanizmalara yapıcı ısrarlılıkla hatırlatmak olmalıdır.
İlgili yazı:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: