Salı, 20 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Kişilik deformasyonu

Erdal Çolak
Son güncelleme: 14 Mart 2024 00:10
Erdal Çolak
Paylaş
Paylaş

Son zamanlarda insanların birbirlerinden nefret edecek hale geldiğini hissedebiliyoruz.

Psikopat ruh hali ile insanları ayrıştırmak, beğenmediği ya da sevmediği kişilere hoş olmayan sözler söylemek tek kelime ile ahlaksızlık olsa gerek. Bu dünyada yaşanan, yaşatılan her şey bir çıkar uğruna yapılıyor. Her şey ya manevi ya da maddi çıkara dayanıyor. İnsanlar bir şekilde siyasi, ekonomik, kişisel hatta psikolojik menfaatleri gereği kişilik deformasyonuna uğrayabiliyor.

İnsan dünyada yaşananlar yüzünden acı ile yoğrulmuş bir varlıktır. Acının kaynağı eşitsizlikler, çelişkiler, sömürü, en önemlisi de güç elde ederek bu gücü başkaları üzerinde keyfince kullanma hastalığıdır. İnsani vasıflarını kaybetmiş insan içinde yaşadığı toplumun acısını görmezden gelir.

Alman düşünür Immanuel Kant, evrenin sonsuzdan beri var olduğunu ve bu sonsuzluk içinde her olasılığın mümkün sayılmasını gerektiğini söyler. Ona göre, insan için iyiliğin temel kökeni sevgiden, hümanizmden başka bir şey değildir. Sevgi ilk önce ailemiz ve yakın çevremizde gelişen bir duygusal bir bağlılıktır. İçimizden gelmiyorsa kimseyi zorla, mecbur olduğumuz için sevemeyiz. Ama sevmediğimiz kişileri aşağılayıp, küçük düşürüp yok mu saymalıyız?

Arthur Schopenhauer, mutsuz ve karamsar filozof olsa da, gerçek sevgiyi, insanlığın en büyük ortak ıstırabı olarak tanımlamış. Schopenhauer’e göre, bencillikten kaynaklanan sevgi cinsel güdüden başka bir şey değildir ve insanlığın ortak ıstırabı sevgidir.

Sevgi ile üretilen her şey kalıcılığını devam ettirip ölüme karşı direnmektedir. Ölümü tabiatın güzel ve evrensel bir yasası olarak yaşama anlam verip bir dünyadan öteki dünyaya geçiş olarak ifade edebiliriz.

Sevgi ile üretip hiçbir toplumu hor görmeden üreten insanlar iyilikleri ile kalıcı oldular. Michelangelo’nun Vatikan Aziz Petrus Bazilikası’nın kubbesi, Mimar Sinan’ın binaları, camileri tarihi eserlere dönüştü.

Cervantes’in, Dostoyevski’nin ,Yaşar Kemal’in romanları oldular. Leonardo Da Vinci’nin, Pablo Picasso’nun tablolarındaki eşsiz  renklerde halen yaşıyorlar. Mozart, Beethoven ve Vivaldi’nin besteleri ölmediler. Hepsinin ortak özelliği hayatın amacını, anlamını keşfedebilmiş olmaları; böylece zamana meydan okuyup ölümsüz bir ruha dönüşebilmişler.

Bu dünyada herkes mutlu olmak için bir çabanın içinde. Seneca şöyle der:

“Mutlu bir şekilde yaşamak, bütün insanların dileğidir. Ancak sıra yaşamı mutlu kılanın ne olduğunu açıkça görmeye geldiğinde, ışık el yordamıyla aranır. Aslında, mutlu yaşamı elde etme güçlüğünün bir ölçüsü şudur; şayet insan yolda yanlış bir dönemece girmişse, onu elde etmek için ne kadar didinirse, ondan o kadar uzaklaşır…”

Seneca gibi bütün insanlar yaşam denen sahnedeki süreyi doğru kullanıp, ürettikleri ile mutlu olabilmişler. Hepsi, kendilerince anlamlı bir iş yaptılarının bilinciyle sorumluluklarını yerine getirmişlerdir. Yaşadıkları her olumsuzluğa, çaresizliğe, çektikleri acılara rağmen mantıklı bir tutum sergilemiş, yaşadıkları toplumu sevdikleri için üretmişler. Bu anlayış hem onları mutlu etmiş hem de toplumda karşılığını sevgi ve saygınlık olarak olarak görmüş.

Duyguları, düşünceleri ifade ederken dil insanları kırmadan kullanmalı. Toplumsal, kültürel ayırma, dışlama, kısıtlama veya ırk, renk, cinsiyet, dil, din, köken gibi görüşlere dayalı dil anlayışı insanların birbirlerine karşı olan sevgisini azaltır. Dil birilerini mutlu ederken başkalarına mutsuzluk ve acı vermemeli.

Charles Bukowski der ki: “Biri sizi üzüyorsa, mutlaka mutlu ettiği başkaları vardır…”

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanErdal Çolak
Takip et:
Gazeteci-yazar-akade​misyen. Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kuşça kasabasında 1975’te doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya’da tamamladı, 1996 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki üniversite, daha sonra Danimarka Kraliyet Okulu’nda (İVA) Copenhagen (The Royal School of Library and Information Science) Kütüphanecilik bölümünde tamamladı. Kütüphanenin Kültüre Etkisi ve Bilginin Bilimselliği üzerine doktora yaptı. Danimarka The Union Press Associat​ion IPC yönetim kurulu üyesi, uluslararası basın yayın kartı sahibi. Kişisel gelişim alanında eğitimler aldı. Psikoterapi Eğitimi sertifikası, Yaşam Koçluğu ve NLP (Zihinsel ve Dilsel Programlama) konusunda diploma sahibi. ”Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan” adlı deneme kitabı Dancaya, ”Yalnızlık Aşktır; Yalnızlık, Yokluğun, Hiçliğin Şiirleri” kitabı”. ”Loneliness Is Love” adıyla İngilizceye çevrildi. ”Yüreğim Sensizliğim”, ”Yalnızlık Aşktır”, ”Ben Sana Değil Kendime Geç Kalmışım” adlarında şiir kitapları var. Danimarka’da yaşamaktadır.
Önceki Makale Herkesin ‘kafası bozuk’
Sonraki Makale Putin blöf mü yapıyor?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

Samsun ışığı…

Hasan Sevilir Aşan
19 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Mekke’de doğanın öfkesi 

Dr. Nevin Sütlaş
18 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

İslam dünyasının nabzı Kazan’da  

Okay Deprem
18 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Birand’ın başını ağrıtan röportaj

Cenk Başlamış
15 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?