Bülent Kaan Köse
Galatasaray geçen hafta aldığı Altay galibiyeti ile beraber uzun süre sonra deplasmanda kazanarak bir nebze de olsa rahatlamıştı. Takımın bu sezon hedefi yokmuş gibi görünse de, alınacak seri galibiyetler ile sarı-kırmızılılar, kendisini Avrupa arenasında bulabilirdi. Galatasaray, bu motivasyon ile Sivasspor maçına çıkacak, Çalımbay’ın öğrencileri ise Türkiye Kupası’nın verdiği konsantrasyon ile İstanbul’a gelecekti. Galatasaray’daki eksikleri de düşündüğüm zaman keyifli bir maç olacağını tahmin edebiliyordum. Bana soracak olursanız, haftanın en hareketli maçını geride bıraktık. Hazırsak, ufak notlar halinde analizimize geçelim…
Maçın başlama düdüğü ile beraber Galatasaray oyuna çok hızlı başladı, özellikle ikinci bölgedeki oyunu ele alma stratejisinin doğru olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebinin Pulgar-Emre ikilisinin iletişimi olduğunu söylemeliyim. Pulgar, görünmez bir 6 numara. Üstelik merkezde oynarken “box to box” oynayarak ikinci bölgeyi kapatıyor. İlk çeyrekte bu doğru yapıldığı için takım diri bir görüntü sergiledi. Emre Kılınç’ın on numara pozisyonundayken oyun kurulumunda 8 numaraya doğru kayması, takımı çıkışlarda çok rahatlattı.
Sivasspor’un savunma parselasyonunda ciddi problemler olduğunu izleyen herkes görecektir. Takım yediği gollerin büyük bir çoğunluğunu ceza sahası içinden yiyor. Bu noktada Boey-Uğur Çiftçi eşleşmesinin çalışılmış olduğunu düşünüyorum. Sarı-kırmızılılar bulduğu golde, aynı hücumu ters kanattan oynayarak rakibini şaşırttı. Gelen golden sonra daha baskın bir takım beklerken ilk yarının kalan dilimini şaşırarak izledim. Seyircisini ve skoru arkasına alan Cimbom, topun arkasına geçerek Sivasspor’u üstüne çekti.
İlk yarının kalan kısmında topa daha fazla sahip olan ve her zaman yaptığı gibi kanatları kullanarak rakibinin üstüne gitti. Rıza hocanın özellikle Semih Kaya’nın üstüne çalıştığını söylemek lazım. Galatasaray oyunu rakibine bırakınca, ikinci bölgede çok yakın oynadılar. Unestald ve Hakan Arslan, öyle güzel alan kapattı ki, golün geleceğini hissetmiştim. Dürüst olmak gerekirse maçın benim adıma tek bir kırılma anı var: Babel’in kaçırdığı pozisyon….
Galatasaray sezon başından beri maçlarda üstünlüğü tam olarak ele alamıyor ve sonlara doğru saha içerisinde bir stres yaşanıyor. Bu durumun doğru yönetilemediğini düşünüyorum. İkinci yarı için Sivasspor’un daha ofansif oynayacağı aşikardı.
Kenarda olsam, Morutan-Halil değişiklikleri ile sahaya çıkardım. Tek değişikliğin yeterli olmadığı düşüncesindeyim.
Devrenin hemen başında yenen gol ile konsantrasyonu bozulan sarı-kırmızılıların bu maç adına bir eksisinin de Kerem’i oyuna katamayışının olduğunu düşünüyorum. Oyunun içine dahil olduğu ilk an, penaltı alarak takıma yine umut oldu.
Kötü geçen sezonun parlayan yıldızlarından…. Oyun içi sertliğin sağlanamaması ve takımın bu maç için zihinsel olarak sahada olamaması bence mağlubiyetin şifreleri. Sezonun geri kalanında maçlar ne olacak bilinmez ama, sarı-kırmızılıların önümüzdeki sene birçok şeyi değiştireceğini düşünüyorum. Sivasspor ise, rakibine saygı duyarak korkmadan oynadı. Tebrik etmek gerek… Sizce, bu iki takım sezon sonu nerede olacak?..