Pazartesi, 16 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Gence’de bir gün

Alper Eliçin
Son güncelleme: 17 Nisan 2025 13:21
Alper Eliçin
Paylaş
Paylaş

Son iki yazımda Azerbaycan’ın Karabağ Bölgesi’ne yaptığım seyahati anlatmıştım. Bu son bölümde biraz Gence’den, biraz da Azerbaycan Türkçesinden bahsedeceğim.

Seyahatin son günü Gence’den uçağımız 19:20’de olduğundan günü elden geldiğince şehirde yürüyerek değerlendirmeye karar verdim. Beni tanıyan, benimle seyahate çıkan herkesin bildiği gibi, bir şehrin tanınması için mutlaka yürüyerek dolaşılması gerektiğine inanırım. Bu inancım nedeniyle geçmişte benimle birlikte seyahat eden pek çok kimsede ayakkabı vurması, nasır oluşması, kramp girmesi gibi geçici rahatsızlıklar olmuştur.

Gence’nin merkezinde birbirine paralel iki bulvar var. Bunlardan birinin adı Heydar Aliev Prospekt, diğerinin adı ise Atatürk Prospekt. Atatürk Bulvarı’nın girişine Atatürk’ün anısına bir de plaket konmuş.

Ben de bu iki bulvarı da boydan boya yürüdüm. İki bulvarı birleştiren caddelerden birinde Türkiye Başkonsolosluğu yer alıyordu. Şık bir binaydı. Ancak, binanın üstünde dalgalanan Türk bayrağının yırtık olmasına bayağı canım sıkıldı. Nasıl oluyor da binada görev yapan diplomatlarımız bu durumu fark etmiyor veya fark etse de aldırmıyor diye düşünmeden edemedim. (Aşağıdaki fotoğraf)

Öte yandan Gence’nin her yanında Türk bayrakları var. Dükkanlar, binalar, şehit resimlerinin olduğu, reklamcılıkta “raket” olarak tabir edilen panolarda Azerbaycan bayrağının yanı sıra genellikle Türk bayrağı da oluyor. Kentte dolaşırken, konuşmamdan Türkiye’den geldiğimi fark eden Azerbaycanlı dükkan sahiplerinin çay davetleri de Türkiye’ye olan sempatiyi iyice açığa çıkarıyor.

Ancak, Türkiye ile ilgili tek bir kaygıları var, o da aşırı dindarlık. Konuştuğum biri, ‘biz öyle sakallı, bıyıklı, entarili, takkeli kişilerden pek hoşlanmayız’ diye bir yorum yaptı. Bir başkası sohbetimizde ‘Bizde kim Şii, kim Sünni kimse sorgulamaz’ dedi.

Ramazan ayında orucunu tutan da tutmayan da aynı masada yemek yiyor, kimse kimseye karışmıyor. Aynı mekanda oruç bozan da, yemek yanında içki içen de var. Bana çocukluğumun, gençliğimin Türkiye’sini hatırlattı.

Gence ile ilgili tek olumsuz izlenimim sokaklarda çok sayıda dilencinin olması. Azerbaycan gibi petrol ve doğal gaz zengini bir ülkede yöneticilerin bu duruma bir çare bulamamaları gerçekten çok üzücü. Anlaşılan refahı tabana yaymaya yeterli çaba gösterilmemiş. Zamanla düzeleceğini umuyorum.

Gence adı geniş/bol anlamına gelen “ganca” sözcüğünden türetilmiş olduğu söyleniyor. Ancak rivayet muhtelif. Başka iddialar da var. Tarihi beşinci yüzyıla kadar dayanıyormuş. Kentin merkezi son derece estetik binalarla bezenmiş. Belli bir boyutun üzerindeki her Sovyet/Rus kentinde olduğu gibi Gence’de de zamanında bir konser salonu inşa edilmiş.

Yüzyıllarca Osmanlı’nın Balkanlar ve Marmara Bölgesi dışında yapmadığı imarı, Ruslar gittikleri yerlerde hiç ihmal etmemişler. Gence’de dolaşırken Çarlık Rusya’sının inşa ettiği, bugün otel olarak kullanılan opera binası da dahil olmak üzere Kars kent merkezini nasıl imar ettiğini anımsadım.

Azerbaycan’da da kültür ve sanat faaliyetlerine büyük önem veriliyor. Uluslararası düzeyde değerli sanatçıları var. Kenti gezerken dikkatimi çeken, vilayet binası, Bilimler Akademisi ve şimdi Gence Devlet Üniversitesi olarak hizmet veren Azerbaycan’ın ilk parlamento binası da etkileyici yapılar arasında. Ayrıca yapımları daha eskilere dayanan camiler de var. Akşam havalimanına giderken yanından geçtiğim Heydar Aliev Parkı ise dünyanın beşinci büyük parkıymış.

Gence’nin tarihinde iki çok tanınmış şairi var. Bunlardan en meşhuru Nizami Gencevi. Asıl adı İlyas olan Nizami Gencevi, Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde, 1141-1209 tarihleri arasında yaşamış. Firdevsi’nin Şeyhnamesi’nden etkilenen Nizami Gencevi’nin en bilinen eserleri, Makhzan-ol-Asrâr (Mahsendeki Esrar), Hüsrev ile Şirin, Leyla ile Mecnun, İskendername ve Haft Peykar (Yedi Güzeller).

Aşağıdaki beyit Nizami’den:

Yaxşılığı ezelden adet etsen özüne, 

Yaxşılığın her yanda qapı açar üzüne 

Gence’nin ikinci meşhur şairi ise bir kadın. Adı Mashati Gencevi.1096-1160 yılları arasında yaşamış. Yani Nizami’den bir nesil önce. Mahsati Hanım hurafelere karşı olması ve hazırcevaplığı ile tanınmış. Hayat sevgisi, muhabbet, haksızlıklara isyan etmek gibi konuları işleyen şiir ve rubaileri meşhurmuş. O çağda kadın hakları konusunu işlemesi de önemli özelliklerinden biri.

Aşağıdaki dörtlük de Masahati Gencevi’den

Bu gecə küsüşdük, yar, seəninlə biz 

Acıqlandın getdin, qaldım kimsəsiz 

Sənsiz gözlərimə yuxu da getmir, 

Qıyaməttir sanki bu bəd gecəmiz! 

Gence sokaklarında dolaşırken, bizim alıştığımız Türkçeden farklı sözcük kullanımları bende oldukça hoş izler bıraktı. Üç haftadır sizlere Azerbaycan Türkçesi ve alfabesini de bir miktar tanıtmış oldum.

Aşağıda da ufak bir sözlüğe yer veriyorum.

Merhaba –salam 

Teşekkür ederim- saghol 

Özür dilerim- uzr isteyirem 

Lütfen-khaish edirem 

Evet-beli 

Hayır-yok 

Anlamadım- başa düşmedim 

Bu kaçadır- bu neçedir 

Konuk- konak 

Eski- köhne 

Kuşburnu-itburnu 

Yağmur yağıyor-yağış yağır 

Ön, ilerisi- kabak (arabanın kabağı, yolun biraz kabağında duralım) 

Yüksek- hündürlük 

Siyah çay-kara çay 

Terzi-derzi 

Kişi-erkek 

Çocuk- uşak 

Para-pul 

Tatlı- şirin 

Tatlıcı- şirinyat 

Düzeltme: Geçen haftaki yazımda Alman Kilisesi olarak geçen harabe aslında bir Alban Kilisesi. Kafkasya’da yaşamış olan Alban halklarının büyük bir bölümü milattan sonra üçüncü yüzyılda Hristiyanlığı kabul etmiş, kilise de onlardan kalmış.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanAlper Eliçin
Takip et:
1974 yılında Alman Lisesi’nden mezun oldu. Öğrenimine Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde devam etti. İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması ve ABD’de Clemson Üniversitesi’nde İşletme alanlarında yüksek lisans yaptı Dünya Bankası'na değişik projelerde danışmanlık yaptı, Çukurova Metropolitan Bölgesi Kentsel Gelişim Projesi'nde ise proje direktör yardımcılığı görevini üstlendi. Gayrimenkul geliştirme projelerindeki deneyimini zaman içerisinde turizm yatırımlarına yönlendirmiştir. İş yaşamına 1990 yılından itibaren Pegasus Havayolları'nda kurucu ortak olarak devam etti, şirkette genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İstanbul Havayolları'nda genel müdür yardımcılığı, Kavrakoğlu Management Institute’da başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Havayolu yönetimi, yeniden yapılandırılması, şirket birleştirme, ayırma ve satın almaları ve gayrimenkul yönetimi konuları uzmanlık alanlarından. Merkezi Paris'te olan Milletlerarası Ticaret Odası Havacılık Komitesi'nde uzun yıllar Türkiye'yi temsil etti, Türkiye Havacılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerinde de bulundu. 2008 yılında BCD Eğitim ve Danışmanlık Ltd’nin kurucu ortağı oldu. Halen serbest danışman ve eğitmen olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar Türkiye, KKTC, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Romanya, Mısır, Belçika, İsviçre ve Avusturya’da eğitimler vermiş, danışmanlık yapmıştır. Ayrıca, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dijital yayın organlarında köşe yazarlığı yapmaktadır. Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce biliyor. Dağ tırmanışları ve doğa yürüyüşlerine ilgi duyuyor, Ağrı ve Musa dağları tırmandığı dağlar arasındadır. Okumak ve seyahat etmekten büyük zevk alıyor.
Önceki Makale Putin gerçekten hasta mı?
Sonraki Makale Galatasaray evinde dağıldı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Faiz neden mi sonuç mu?

Yıldırım Aktuğan
15 Haziran 2025
EditörSerbest Kürsü

Einstein neden elinde anahtarla uyurdu?

Dr. Nil Gönce
15 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Strasbourg’da beş saat

Alper Eliçin
15 Haziran 2025
EditörSerbest Kürsü

Aidiyet ve birey olma arasında

Tijen Zeybek
15 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?