Ne olmaktadır, nasıl olmaktadır?
Şimdi, şu anda tam da bu yazıyı okurken siz ne olmaktadır ve nasıl olmaktadır?
“İyi de ben bu yazıya dikkat kesilmişken nasıl bilebilirim ki” demeyin.
Bir ot, toprağı yırtıp boy verirken de bilmektedir suyun nerde olduğunu ve onu nasıl içeceğini.
Ağaçlar nasıl bilirse rüzgâra karşı ve rüzgârla direnmeyi ve sallanmayı, yapraklanmayı dahi çiçeğe durmayı.
Nasıl bilirse çocuk oyunun en tatlı yerinde annesinin sevgisi ile büyüdüğünü.
Ve nasıl bilirse işçi köylü bunca geçim zorluğu içinde işe devam etmeyi ve nereden nasıl geleceğini pek de bilmeden güzel yarınlar için yaşamayı (evet düpedüz fiziken yaşamaktan söz ediyorum, dünyanın pek çok yerindeki ücretler ile yaşayamazdık çoğumuz.)
Kelimeleri her dilin nasıl aşıp çağları gelmişlerse güne ve yürüyorsa yarına örselenip dururken.
Ne olmaktadır ve nasıl olmaktadır bileceksin.
Bilmediğin içindir ki boşalıyor /boşaltılıyor içi mananın.
Ne anlamı var ki anlam sözcüğünü ikame etmek için mana yerine onca çırpınışlarının?
Ne manası kaldı Koca Nazım’ın “Kuvayı Milliye Destanı”nın ve “Memleketimden İnsan Manzaraları”nın telif hakları bir bankanın sahipliğinde iken.
Ne olmaktaydı o anda seziyordu Melih Cevdet Anday “Gizli Emir” romanını yazarken daha 12 Mart Darbesi’nden önce.
Ve okuyanlar ne olmakta olduğunu ve nasıl olduğuna dikkat kesilmedikleri için tetik durmadıkları için oldu olan.
Ne olmaktadır ve nasıl olmaktadır anbean bilinmeli, sezilmeli yoksa olan olur ve boynu altında kalanların boynu kopar.
Tutturmuşlar bir Abdüllatif Şener de gidiyorlar. Bu tam bir zevzekliktir.
Bir demet hatta bir dal maydanoz kadar bile değeri ve önemli olmayan bir şeye harcanırken bir umudun bütün enerjisi kimlerin boynu altında kalıp kopacaktır?
Umursamıyor musunuz, yoksa umursadığınız tek şey siyasal egolarınız mı?
*Egosantrik: Benmerkezci.