Tüm kadim öğretilere baktığımızda, insanların kendiliğinden iyileşmeye ulaşabilmeleri için ilk karşımıza çıkan öğretinin nefes ile çalışmalar olduğunu görüyoruz.
Aslında kadim öğretiler iyileşme aşamasına gelmeden iyilik halini korumaya yönelik muazzam bilgiler sunmaktadır. Çünkü zihnin, beden ve yaşam enerjisi üzerindeki etkilerini keşfetmişlerdir.
Zihni ve bedeni bütün bir sitem olarak korumanın ve yaşam gücünü özgür kılmanın en temel yolunun da nefes olduğunu biliyorlardı.
Günümüz insanının en basit şikâyetlerine bakalım. Etrafımıza baktığımız zaman neredeyse her 10 kişiden dokuzu mide-bağırsak şikâyetlerinden mustariptir. Ne alaka demeyin. Nefes ritmi bozulmuş bir bireyin nabız ritmi de bozulmuş demektir.
Nabız ritmi yüksek seyrettiği zaman ilk olarak mide kasılır. Midedeki yemekler öylece kalır. Zaten gün içerisinde stresi yönetebilmek için gereğinden fazla yemek yediğimizi de varsayarsak, midede kalan, reaksiyona girmemiş yemek asit biriktirir ve uzun vadede mide çeperini deyim yerindeyse çürütmeye başlar.
Üstelik öfkeli, endişeli, korkulu ya da üzgün olduğumuzda tüm kontrol edemediğimiz duygusal durumlarda bağırsaklarda aynı etkiyi yapar.
Nabız atışı sinir sistemi tarafından otomatik olarak kontrol edilir ve bu yüzden insanlar genellikle bunu iradeleriyle kontrol edemezler.
Sonuç, otomatik pilotta bir zihin, otomatik pilotta bir nefes, otomatik pilotta sinir sistemi, otomatik pilotta duygusal ve fiziksel beden eşittir bilinçsiz bir yaşam enerjisidir.,
Bilinçli nefes ile gelen bütünlük haline beden mutlaka eşlik etmelidir. Uyum elzemdir. Bacak ve kalça kaslarını çalıştırmak, denge çalışmaları yapmak, sağ ve sol tarafı eşit çalıştırmak, bedenin arka kas gruplarını esnetmek, sallanma-salınım yapmak nefes-beden-zihin uyumunu geliştirecektir.
Yogada nefes çalışmalarına (Pranayama) beden hareketlerinin (Asana) eşlik etmesinin nihai amacı da birleştirmek, bütünleştirmektir.
Yogada tüm bu çalışmalar tıpkı dağınık güneş ışığını bir mercek yardımıyla toplayıp ateş yakmaya benzer. Konsantrasyon gücünü artırır. Konsantrasyon arttıkça zihni olumlu yönde kullanmayı öğrenebiliriz.
Bir nesnenin ışık buran tarafı parlak diğer tarafı ise karanlıktır. Parlak tarafa odaklanmak genişlemeyi, büyümeyi ve olgunlaşmayı sunar. Nefes ile düzenli çalışmak bizi ham kalma halinden korur.
Sizinle bugün zihin-beden-nefesi otomatik pilottan uzaklaştırmaya yardımcı olabilecek nefes yöntemini paylaşmak istiyorum. Üç aşamalı bir döngü olarak düşünebilirsiniz. Basit ve uygulanabilir bir çalışmadır. Düzenli yapıldığında iyilik ve iyileşme halinize katkıda bulunacağına şüpheniz olmasın.
1- Yerde iki dizin üzerine gelerek kalçalarınızı topuklarınıza doğru nazikçe yerleştirin, bir yağınızın başparmağı diğerinin hafifçe üzerine temas etsin. Dizlerinizin arasını açın, ellerinizi uyluklarınızın üzerine yerleştirin. Belinizi dikleştirin, gövdenizin üst kısmını gevşetin. Eğer dizlerinizde bir problem var ise bir sandalyeye de oturabilirsiniz.
2- Gözlerinizi kapatın, ağzınızı biraz açın ve “Ha” sesi çıkararak sakince nefesinizi boşaltın. Zihniniz dinginse nefesiniz de pürüzsüz ve dingin olacaktır. Nefes sesinizi dinleyerek zihin durumunuzu gözlemleyin. Bütün nefes verişlerde zihin durumunuzu koruyun. 8-10 nefes sonrası bedeninizi hafifçe öne eğerek nefesiniz tam olarak boşalana kadar nefesinizi boşaltın. Bu nefes verme yaklaşık 30 saniye kadar sürecektir.
3- Bu duruşu birkaç saniye koruyun, sonra yavaşça burnunuzdan nefes almaya başlayın, bunu yaparken “Su” sesini imgeleyin hatta nefes alışınızda burundan bu sesi duyabilirsiniz. Havayı mümkün olduğu kadar içe çekin ve başınız dik duruma gelince biraz daha nefes almaya devam edin. Bu nefes alma durumu yaklaşık 20 saniye kadar sürecektir.
Nefes aldıktan sonra tek bir noktaya odaklanın ve yaklaşık 10 saniye nefesi tutarak bekleyin. Sonra tekrar en baştaki nefes verme bölümüne geçin.
Bu çalışmanın döngüsünü 3-5 defa her gün yapabilirsiniz.
Yaşam gücünüz nefesinizden olsun.
Namaste…