Cuma, 27 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Seyirciye meydan okuyan film

Erdal Çolak
Son güncelleme: 18 Ocak 2023 00:00
Erdal Çolak
Paylaş
Paylaş

Erdal Çolak

Danimarka’da yaşayan 21 yaşındaki yönetmen Roni Nevzat Gezen’in ilk kısa metraj filmi “Hudløs” (Çiğ) adlı yapım Kopenhag’daki İmperial Sineması’nda seyirci ile buluştu.

Film dünyasında yaratıcı düşüncelerini ve becerilerini ifade etmek isteyen bu genç bir yeteneği sinema severlere tanıtmak istedim. Filme ilginin yoğun olması beni çok etkiledi. ”Hudløs” ile sinema dünyasına “merhaba” diyen Roni`nin hem senaryosunu hem de yönetmenliğini yaptığı filmin galasına ilgi yoğundu. Gerçekten de film Roni’nin yaptığı bu başarılı çalışmayı tanıtmayı fazlasıyla hak ediyor. Nasıl bir şiir, bir kitapla anlatacak bir hikayeyi kısa öz bir şekilde duyguları dile getirebiliyorsa, bu kısa film de bir hayatın içindeki yaşanmışlıkların özeti gibi…

Öyle kolay değil kısa film çekmek. Uzun metrajlı bir filmde senaryo ile konuyu, hikayeyi uzatabilirsiniz. Roni filmde öyle vurucu konulara değiniyor ki! İnanın, felsefi anlamda verilen mesajları yazsam sayfalarca makale çıkarırım.

”Hudløs” filmini farklı perspektiflerden inceler ve gerçekçi sinema kuramı aracılığıyla gözden geçirirken temel içinde birçok sinematografik kodlar içerdiğini görüyorsunuz. Estetik kavramı, çağdaş, popüler bir kültürün sinema ile buluştuğu insandaki gerçeklik duygusuna hitap ediyor. Hikayenin gerçeklik algısı günlük olarak karşılaşacağımız sıradan bir hayatı, bir kişi ya da kişilerdeki derinlik algısını seyirciye çok yalın bir şekilde veriyor. Fakat aynı zamanda bu basit gibi görünen kişilerin yaşamış olduğu hayatı sinemayı araç olarak kullanarak seyircinin duygu dünyasına hitap ediyor.

Roni filmin sinema alanında içerik ve içeriğin anlatı tarzı tam bir yönetmen olarak konuya uygun teknikler, işaretler, semboller ve kendi sinema dili oluşturmuş. Bu film ile insanları daha iyi anlamaya, görmeye, özgürleşmeye, sosyalleşmeye, öğrenmeye, öğretmeye, senaryoyu zihninde canlandırmaya filmin akışını buna göre oluşturmaya çalışmış.

”Hudløs” yönetmen Roni tarafından bu türü sevenler için siyah-beyaz çekilmiş. Gerçeklik, günlük kullanımdaki anlamıyla var olan her şey yaşadığımız, yaşayabileceğimiz anlamlara sahip bir film. Roni ile konuşup neden siyah beyaz çektiğini sorduğumda bana şu yanıtı verdi:

’Filmi birçok farklı bakış açısı ile çektim. Seyirci film izlediğinde neden acaba böyle çekmiş diye düşünsün istedim. Filmdeki  bir sahnede verilmek istenen bir mesajla seyirciye meydan okuyorum. Bunun yapmamdaki amaç seyircinin kendisini keşfedip düşünmeye sevk ederken biraz da onları şaşırtmak.”

Zaten öyle değil mi! Yaşam siyah ve beyaz renkler arasındaki ara renklerde yaşanıyor. Filmin renkli çekilmiş olmaması, yapmacık sahte bir renk albenisinden uzak olması, mekanın loş, içe sıkıntı veren, daraltan, sıkıntılı, kötümser bir hava veriyor olması seyircinin filmi daha duyumsamasını sağlıyor.

Rengin albenisinden yoksun olması ruhani boyutunun daha bir duyumsanmasını getiriyor. Filmin kahramanı Mona’nın yaşadığı mekan topluma olan inanç, güvensizlik ve bunun yarattığı ruhsal salınımları anlatan bir öykü. Mekandaki ışığın biçimlenişi, yoğun bir loşluk içinde kasvetli, kişinin iç hesaplaşma anlarında ise kontrast tonlarla oluşturulan bir yapı var. İç ve dış mekânlarda geçen filmde, ışık hem siyah-beyaz görüntünün estetik boyutunu hem de sahnelerin duygusal atmosferini yaratmak için çok bilinçli bir şekilde tasarlanmış; zaten birçok sahnede bunu hissediyorsunuz.

Filmin baş kahramanı Mona yirmi bir yaşlarında, toplum tarafından itilmiş. Yalnızlığı hoş olmayan, sebepleri öznel psikolojik bir durum. Mona’nın ihtiyaç duyduğu sosyal ilişkilerinin yetersiz olmasına veya var olan sosyal ilişkilerinde samimi arzu ettiği yakınlığı, duygusallığı ya da samimiyetin olmamasına gösterilen bir tepki bu film. Yönetmen Roni’nin filmde verdiği başka bir mesaj ise çok hassas, “kendini doğrudan çıplak yalın, yapmacıksız ifade edebiliyor musun?”, “Hayatın dramatik tarafını ,hayatı bazen umursamamak olduğunu, yalnızlığınla, sırlarınla, kendini dürüst bir şekilde ifade edebiliyor musun?” Bunu sorgulayın diyor…

Ayrıca film Mona’nın tek başına olması, nahoş, istenmeyen, onun canını yakan, keyifsiz bir duygu vermesi başka bir şey. Filmde kadınların yalnızlığa erkeklerden daha duyarlı olduğunu kameranın çektiği sahnelerin net olması alan derinliğiyle ifade ediliyor. Kurgu, senaryo, karakter, ses, kamera hareketler ile izleyici dikkatini filme kurguya, kurgusal evreninin içine giriyor.

Seyirciye ”istediği yorumu yapmakta özgürsün” mesajının yanında çekilen filmin farklı yönlerinden sosyal işlevine ilgi gösteren gerçekçi, hayatın günlük algısına bilinç sağlamakta. Filmdeki diyalog-müzik-efekt üçlüsü filmin farklılığını ortaya koyuyor.

Sonuç olarak sanat uzmanlarının kullandığı bir sözü alıntılarsak;

”Her sanat türünün asal bir malzemesi vardır. Resim sanatı ağırlıklı olarak renk öğesini kullanırken, tiyatro diyalogu ön plana çıkarır. Şiir, kendini ifade etmek için kelimeleri kullanırken, sinema görüntüyü kullanır. Kurgunun sinema diline dahil edilmesiyle birlikte sinemanın bir sanat dalı haline gelmesi, en dramatik anlatım yolunun fotoğrafik öğelerin ya da görüntülerin birbiri ardına dizilmesi gerçeğine dayanır.”

Genç yaşta ”Hudløs filmini çekerek başarıya imza atmış bir yetenek Roni. Hem yönetmen, hem de senarist olan Roni’ye bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum. Roni sevgi ve yeteneğiyle, yedinci sanatın o renkli büyüleyici dünyasında emin adımlarla yol alıyor. Hayatın zorluklarıyla dürüst ve duyarlı bir şekilde, kalkansız, şeffaf, yapmacıksız bir ruh ile yüzleşin; ama çıplak kalana kadar… Günlük yaşamınızda sizi sarsacak varoluşunuzu sebep olan olacak dürüst, yalın açık şeyleri yapan ya da söyleyen bir kişilerle karşı karşıya kaldığınızda, çıplak sessiz olun…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanErdal Çolak
Takip et:
Gazeteci-yazar-akade​misyen. Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kuşça kasabasında 1975’te doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya’da tamamladı, 1996 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki üniversite, daha sonra Danimarka Kraliyet Okulu’nda (İVA) Copenhagen (The Royal School of Library and Information Science) Kütüphanecilik bölümünde tamamladı. Kütüphanenin Kültüre Etkisi ve Bilginin Bilimselliği üzerine doktora yaptı. Danimarka The Union Press Associat​ion IPC yönetim kurulu üyesi, uluslararası basın yayın kartı sahibi. Kişisel gelişim alanında eğitimler aldı. Psikoterapi Eğitimi sertifikası, Yaşam Koçluğu ve NLP (Zihinsel ve Dilsel Programlama) konusunda diploma sahibi. ”Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan” adlı deneme kitabı Dancaya, ”Yalnızlık Aşktır; Yalnızlık, Yokluğun, Hiçliğin Şiirleri” kitabı”. ”Loneliness Is Love” adıyla İngilizceye çevrildi. ”Yüreğim Sensizliğim”, ”Yalnızlık Aşktır”, ”Ben Sana Değil Kendime Geç Kalmışım” adlarında şiir kitapları var. Danimarka’da yaşamaktadır.
Önceki Makale Serdar Akinan’dan Halk TV iddiaları
Sonraki Makale Rusya’daki ‘Türkiye düşmanları’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
25 Haziran 2025
Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?