Açıklamaları kimi zaman kamuoyunda çeşitli tartışmalara yol açan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack’ın bir süre önce bir konuşmasında Türkiye’nin henüz tam işletilmeyen nadir toprak elementleri (NTE) yataklarını “stratejik fırsat” olarak tanımlaması dikkatleri çekmişti…
Beyaz Saray’daki görüşmede ABD Başkanı Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Eskişehir’in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementlerini isteyeceği iddiası bu çerçevede gündeme gelmişti.
Konunun uzmanları ve ilgilileri dışında, nadir toprak elementlerinin ne olduğu, önemi konusunda bilgi sahibi olan pek yok. Ancak bu elementleri ABD’nin isteyebileceği yolundaki iddialar kamuoyunda kaygıyla karşılandı.
Bu iddiaların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Erdoğan’a yüklenerek ,”Kendi geleceği için bu ülkenin nadir elementlerini satamaz. Sattırmayız” beyanında bulunması üzerine Cumhurbaşkanı 15 Ekim’deki Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ortaya atılan iddiaların doğru olmadığını belirtmek zorunda kaldı.
Nükleer enerjiye yatırım yapmaya devam olunacağını vurgulayan Erdoğan şunları söyledi:
“Sahip olduğumuz madenlerin katma değerli şekilde uluslararası pazarlara sunuluyor. Özellikle nadir toprak elementleri, savunma sanayinden yenilenebilir enerji sistemlerine, elektrikli araçlardan haberleşme ve uzay teknolojilerine kritik rol oynuyor. Eskişehir’in Beylikova ilçesinde bugüne kadar 310 ayrı lokasyonda 125 bin metre sondaj yapıldı. Çalışma sahasında nadir toprak elementleri barit ve florit başta olmak üzere 694 milyon ton kaynak olduğu tespit edildi.Bu saha dünyanın ikinci büyük nadir toprak kaynak sahasıdır. 17 nadir toprak elementinin 10’unun bulunduğu Beylikova’da 12,5 milyon ton nadir toprak oksitleri yer alıyor.”
Cumhurbaşkanı’nın bu açıklaması, Beylikova’daki nadir toprak elementlerine duyulan ilgi ve merakı daha da artırdı. Biz de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın web sayfasında bu konuda yer alan bilgilere göz attık.
Gördük ki nadir toprak elementlerini oluşturan elementler de kendi içlerinde ağır ve hafif nadir toprak elementleri olarak gruplandırılıyor. Bu gruplandırma elementlerin atom numaraları ile doğada bulunma sıklıklarına göre yapılmış. Hafif nadir toprak elementleri doğada daha sık bulunuyormuş. Nadir toprak elementlerinin adlarında geçen “nadir” sıfatı doğada bulunma sıklığının azlığından çok, cevherlerin işlenerek kullanıma sunumunun zorluğundan kaynaklanıyormuş. Çünkü bazı NTE’lerin doğada bulunma sıklıkları krom, nikel, kurşun ve bakır gibi metallerden daha yüksekmiş.
Verilen bilgilere göre, kullanım alanları nedeniyle NTE’ler modern malzeme ve enerji teknolojilerinin vazgeçilmezi. Malzeme üretiminde ağırlıkça kullanım miktarlarının az olmasına karşın malzemeye kazandırdığı üst düzey mekanik, manyetik, elektrik ve optik özellikler nedeniyle nadir toprak elementleri malzemenin vitamini ve malzemenin tohumu olarak nitelendirilmekte.
Nadir toprak elementlerinin öne çıkan kullanım alanları değerlendirildiğinde mıknatıslar ve alaşımlar öne çıkmakta. Özellikle SmCo ve NdFeB mıknatıslarının üretiminde NTE kullanımı öne çıkmakta. Belirtilen mıknatıslar elektrikli motorlarda ve rüzgar türbinlerinde kullanılmakta. Özellikle yeni nesil rüzgar türbinlerinde NTE’lere daha fazla ihtiyaç duyulmakta.
NTE piyasaları için yapılan gelecek projeksiyonlarında, emisyon ve çevre regülasyonlarının sıkılaşmasıyla çevre dostu enerji üretim sistemlerine (rüzgar enerjisi, katı oksit yakıt pilleri ve elektrikli araçlar) artan talebin, gelecekte NTE’lere olan talebi de artıracağı öngörülmekte. Özellikle mıknatıs üretiminde kullanılan NTE’lere olan talebin artacağı ve bu elementlerin tedarikinde sorun yaşanacağı düşünülmekte. NTE’lerin önemini artıran diğer faktör de nadir toprak elementleri üretiminin (ara ve uç ürün üretimi ve sanayi) yüzde 80 oranında Çin’de yoğunlaşmış olması ve 1990’lardan beri Çin’in elindeki NTE rezervlerini ticari, politik ve stratejik sorunların çözümünde silah gibi kullanması.
Çin’in bu alandaki ticari ve politik kısıtlamaları ve kullanım alanlarının önemi nedeniyle NTE’ler, ABD Enerji Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu tarafından stratejik ham maddeler kategorisine alınmış.
Dünyadaki çevresel, ticari ve politik durum, NTE alanında yapılan çalışmaların tedarik güvenliği alanında yoğunlaşmasını sağlamış. Bu bağlamda ikame malzemeler, ikame teknolojileri alanında yapılan çalışmalar ile NTE’lere olan ihtiyacın azaltılması amaçlanmış. Bu kapsamda, yan ürün olarak diğer metaller ile birlikte NTE üretimi, diğer maden atıklarından (kömür külleri, boksit tesislerindeki kırmızı çamur vb.) NTE üretimi ve atıkların geri dönüşümü ile NTE üretimi alanlarında yapılan çalışmalar ile kısa vadede tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi amaçlanmakta.
Ülkemizde de NTE alanında yapılan arama ve teknoloji çalışmaları, dünyadakine benzer olarak son dönemde hızlandı. Bu bağlamda Eti Maden İşletmeleri tarafından Eskişehir/Beylikova’da bulunan basnazit cevherinin işletilmesi için pilot tesis kuruldu. MTA’nın Malatya, Burdur ve Isparta’da arama çalışmaları devam etmekte.
Ayrıca, ülkemizde NTE alanında yapılan araştırmaları izlemek ve teşvik etmek amacıyla Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü (NATEN) kuruldu. 28 Mart 2020 tarihli Resmî Gazete ‘de yayımlanan 57 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi NATEN’in, yeni kurulan Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) bünyesinde faaliyetlerini sürdürmesini öngörüyor.
Öte yandan, Milli İstihbarat Akademisinden Dr. Celal Erbay’ın, Fokus+ da yer alan “Türkiye’nin Nadir Toprakları Stratejik Olarak Neden Önemli?” başlıklı yazısında dikkat çekici değerlendirmeler yer alıyor. Erbay, Türkiye’nin son yıllarda enerji politikalarında önemli adımlar atarak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı bir dönüşüm süreci başlattığına, bu kapsamda, güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarını hızlandırdığına işaretle “Bu gelişmeler, Türkiye’nin sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşma çabalarını güçlendiriyor” diyor.
Erbay’a göre, Türkiye’nin enerji dönüşümünde stratejik bir fırsat olarak değerlendirilen nadir toprak elementleri bu dönüşümün sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynuyor. Nadir toprak elementlerinin özellikle rüzgar türbinleri ve elektrikli araçlarda kullanımı, bu elementleri yenilenebilir enerji dönüşümünün vazgeçilmez bir unsuru yapıyor. Yaklaşık 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezerviyle, Türkiye’nin hem enerji güvenliği hem de ekonomik kalkınması açısından stratejik bir avantaja sahip olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de NTE yenilenebilir enerji teknolojilerinde kritik rol oynayan elementlerden oluşuyor. Bu elementler, rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorları için gerekli olan kalıcı mıknatısların üretiminde kullanılıyor. Beylikova sahasındaki rezervler ve işleme tesisleri, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini daha da güçlendiriyor. Beylikova sahasında Eti Maden tarafından kurulan pilot işleme tesisinin, yıllık 10 bin ton nadir toprak oksit üretim kapasitesine ulaşması bekleniyor. Bu üretim kapasitesinin artması, Türkiye’nin NTE maliyetlerinde bağımsız bir yapı kazanmasına ve uluslararası pazarda rekabet avantajı elde etmesine olanak sağlayacak.
Uluslararası Enerji Ajansına göre küresel ölçekte Çin’in yüzde 62 üretim ve yüzde 90 işleme payıyla hakim olduğu NTE pazarında, Türkiye’nin sahip olduğu rezervler hem küresel tedarik zincirine çeşitlilik sağlama hem de stratejik bir alternatif olma potansiyeli taşıyor. Türkiye, bu potansiyelini NTE katkılı ürünler yoluyla yüksek katma değer yaratma fırsatına dönüştürebilir. Özellikle kalıcı mıknatıslar, enerji depolama sistemleri ve yüksek teknoloji gerektiren diğer ürünlerin yerli üretimi bu kaynakların ekonomik getirisini oldukça artıracak.
Türkiye’nin tedarik zincirindeki önemi
Dünya genelinde nadir toprak elementlerinin tedariki büyük ölçüde Çin’e bağımlı. Çin, küresel NTE üretiminin yaklaşık yüzde 62’sini gerçekleştiriyor ve işleme kapasitelerinde daha da yüksek bir paya sahip. Türkiye’nin sahip olduğu NTE rezervleri, Çin’e bağımlılığa karşı alternatif bir kaynak sunma potansiyeli taşıyor. Özellikle Beylikova sahasındaki işleme tesisleriyle Türkiye’nin, Çin’in bu alandaki hakimiyetine karşı dengeleyici bir rol üstlenmesi bekleniyor.
Nadir toprak elementlerinin ham madde olarak ihraç edilmesi yerine işlenmiş uç ürünlere dönüştürülerek ihraç edilmesi, Türkiye ekonomisi için daha yüksek katma değer yaratacak. Rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatısların yerli üretimi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektöründe maliyet avantajı sağlamasına yardımcı olacak. Bunun yanı sıra, yüksek teknoloji ürünleri için gerekli olan NTE bileşenlerinin Türkiye’de üretilmesi, ülkenin uluslararası pazarda rekabet gücünü artıracak. Türkiye’nin bu alandaki yatırımları, yerli sanayi için yeni iş imkanları yaratırken uluslararası tedarik zincirinde daha güçlü bir yer edinmesine katkıda bulunacak.
Türkiye’nin NTE rezervlerini verimli bir şekilde kullanması, enerji teknolojileri alanında dışa bağımlılığını da azaltacak. Türkiye yerli üretimle rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatıslar için ithalata duyulan ihtiyacı minimuma indirecek. Bu durum hem enerji güvenliği hem de ekonomik istikrar açısından büyük önem taşıyor. Aynı zamanda, nadir toprak elementlerinin işlenerek ihraç edilmesi, Türkiye’ye önemli bir döviz girdisi sağlayarak ihracat gelirlerini artıracak ve ülkenin uluslararası ticaretteki konumunu güçlendirecek.
Türkiye, sahip olduğu 694 milyon tonluk NTE rezerviyle yenilenebilir enerji dönüşümünde ve düşük karbonlu teknolojilerde liderlik potansiyeline sahip. Rüzgar türbinleri ve elektrikli araç sektörlerinde artan kalıcı mıknatıs ve NTE talebi, Türkiye’nin bu alandaki stratejik önemini daha da artırıyor. 2035’e kadar her iki sektörde de NTE kullanımından kaynaklanan toplam maliyetin 2 milyar doları aşabileceği öngörülüyor. Ancak Türkiye’nin yerli üretim kapasitesini artırmasıyla bu maliyetlerin büyük bir kısmını azaltarak hem yerli sanayiye hem de küresel pazara katkı sağlaması bekleniyor. Bu doğrultuda, Türkiye’nin NTE kaynaklarını etkin bir şekilde değerlendirmesi, enerji güvenliği, ekonomik kalkınma ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacak.
Sonuç olarak, havacılık, savunma ve uzay sanayi, biyomedikal, otomotiv gibi alanlarda stratejik öneme haiz NTE kaynaklarının, kıskançlıkla korunup ülke sanayisine ham madde sağlanması için dikkatli bir şekilde kullanılması gerekiyor.
İlgili yazı:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
