Misafir ağırlamak kadına özgü bir haslettir. Ev sahipliği en çok onlara yakışır.
DNA’larındaki annelik kodlaması, kadınlara, sevgi ve saygı temelinde bir ağırlama yeteneği kazandırır. Onlar maharetli elleri ile bir kulübeyi bile saraya dönüştürür.
Bu nedenle, oteller dişi olmalıdır. Görünüşü, uygulamaları ve ruhu bir kadın estetiğini yansıtmalıdır. Böylece, kupkuru bir bina otel kimliği kazanır.
Eğer bu bahsettiğimiz nitelikler yoksa o binanın mimarisinin, içindeki lüksün, birimlerin, mutfağın, odaların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Şimdi otelinize bu açıdan bir bakın ve sorun, dişi mi, erkek mi?
Oteliniz, kapısından içeri adım atan birisine iki farklı kimlikle görünebilir. Ya fıkır fıkır bir dişi gibi, ya da erat koğuşundan fırlamış genç irisi bir erkek gibi…
Kapıdan içeri giren bir misafir ya sıcak bir sahiplenme hisseder ya da ötekileşir.
Girişte, kendisini bir ana kucağında da bulabilir, bir yabancının önünde de..
Kapıdan adım atan, kendisini ya cevval, cıvıltılı bir kadının misafir edeceğini hayal eder, ya da bitirim bir kenar mahalle delikanlısının…
Erkek otellerde kapris baskındır
Müşterisinden sevgi değil, itaat bekler…
Erkek otelde müşteriye karşı adı konmamış bir savaş vardır sanki..
Dişi otel uzun bir ayrılıktan sonra kavuştuğunuz ana evi gibidir. Kapıdan girersiniz ve bir an sonra kollarını açmış sizi bekleyen annenizi görecekmişsiniz gibi gelir.
Erkek otelde koltuklar ne kadar lüks olursa olsun, rahat edemezsiniz. Batar. İğreti durursunuz üstünde. Oraya ait olmadığınızı bağırır sanki.
Dişi otelde tahta sandalyelere de oturursanız, sandalye pamuk yığınına dönüşür.
Erkek otelde otorite yerdeki mermerlere kadar sinmiştir.
Dişi otelde bir köşeye oturup bağdaş kuracak kadar teklifsiz olabilirsiniz.
Mekan sizindir, siz de mekanın
Erkek otelde sınırlarınızı kurallar çizer.
Odanın en görünür yerinde hayatta kalma kılavuzu gibi gözüne sokulur insanın.
Okursunuz.
Ruhunuz, otele vardığınızda kurallar hücresine tıkılır.
Dişi otel özgürleştirir. Kanatlandırır. Kapılar, duvarlar, pencereler bir zaman sonra yok olur, kendinizi uçsuz bucaksızlıkta duyumsarsınız.
Dişi otelde, dinlediğiniz müzik az sonra bir Arjantin dilberinin gelip sizi tangoya kaldıracağı hissini uyandırır. Ya da bir Viyana asilzadesi ile valse kalkacaksınızdır.
Salonlardan taşıp gelen Vivaldi’nin Dört Mevsimi lobide oturanlarda ‘ Kadifeden kesesi/Kahveden gelir sesi ‘ etkisi yapıyorsa, bir erkek otelde olduğunuzdan emin olun.
Yemeklere kadar sinmiş bir ter kokusu fark ederseniz, erkek bir otele geldiğinizi anlayın. Servis erkekçedir. Sunum erkekçedir. Masadaki takımların yerleşmesi de öyle.
Dişi otelde iştahınız artar. Acıktığınızı hissedersiniz. Sunum muhteşemdir. Sunumun altı lezzetle doldurulur.
Süs olsun diye sağa sola serpiştirilen çiçeklerin gölgelerinden sakal bıyık gibi imgeler oluşturursa bilinçaltınız, evet, maço bir oteldesinizdir.
Tatile yalnız gelmişseniz, köşeler, mekanları süsleyen objeler, tavan, ışıklandırma belli belirsiz bir yalnızlık duygusunu bedeninizin her yerinde hissettiriyorsa, onu özlüyorsanız, dişidir otel.
Dişi otel duyguları çarpıştırır. Özlem, yalnızlık, tek başına tatile çıkmanın suçluluğu hücrelerinizde şimşekler çaktırır
Dişi otel duygudur. Erkek otel imajdır.
Dişi otele çift gelmişseniz, akşamın bir an önce olması için sabırsızlanırsınız. Odanız yaşayacağınız mutluluğu gölgeleyecek bakışlardan koruyan bir sığınaktır.
Erkek otelde kapı deliklerinden bile kuşkulanırsınız. Perdeleri sıkı sıkıya kapatırsınız.
Dişi otel, düşünce aşamasından açılışa kadar her sürece kadın elinin egemen olduğunu anlatır. Yatırım projesinin ilk konuşulduğu andan itibaren her noktaya sinen kadın kokusunu koklarsınız. Dişi bir çekiciliğin davetkarlığı damgasını vurur bütüne.
Erkek otelin inşaatının her anına erkekler damgasını vurmuştur. Proje, sigara dumanına boğulmuş odalarda, yarım bırakılmış çay, kahve fincanları arasında, bağırış çağırışlarla hayata geçirilmiştir. İnşaat aşamasındaki argo iletişimden baki kalan sözcükler yankılanır koridorlarda, lobbyde, bahçede.
Açılıştan sonra bu damganın silinmesi zordur. Kurumsal yapıda sürer etkisi. Konaklamanızın başından sonuna kadar ya bangır bangır erkek sesi çınlar kulaklarınızda, ya cıvıltılı bir kadın sesi.
Dişi otelde konaklayan kadın hemcinsinin başarısını paylaşır. Erkek kadınsı çekiciliğe tav olur. Çocuk anne kucağı ile bağlantı kurar.
Erkek otelde konaklayanlar ilk günden hata aramaya başlar. Bulur da. Erkeğin milyon yıllık geçmişten arta kalan saldırgan içgüdüsü hep ayaktadır konaklama sonuna kadar.
Dişi otel gidenin tekrar tekrar gelmek istediği, ayrılırken götürdüğü anılara karşılık kalbinin bir parçasını rehin bıraktığı yerdir.
Erkek otele geçerken uğranılıp kısa bir mola verilir. Hepsi bu.
İz bırakmaz.
Sizin oteliniz erkek mi? Dişi mi?
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
