University of Michigan’ın kütüphanesinde İngilizcesi asılı duran o çarpıcı söz: “En hakiki mürşit ilimdir.”
Dünyanın öbür ucunda, bilimin rehberliğini taçlandıran bu anlamlı mesaj, Türkiye’de ise son dönemde yaşanan eğitim skandallarıyla gölgeleniyor. Diplomasız atanan rektörler, parayla satılan diplomalar, çalınan sınav soruları ve her yıl düşen üniversite sıralamaları… Peki, Atatürk’ün yıllar önce işaret ettiği bu aydınlık yol, neden cehalet ve liyakatsizlik karanlığında kayboluyor?
Atatürk, 1924’te Samsun’da öğretmenlere seslenirken şunu vurguluyordu:
“Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet için en hakikî mürşid ilimdir, fendir.”
Bu söz, yalnızca bir çağdaşlaşma hedefi değil; aynı zamanda bilimin rehberliğinde yükselecek bir medeniyet vizyonuydu.
Peki bugün neredeyiz?
Üniversitelerimiz dünya sıralamalarında gerilerken, eğitimli gençlerimiz yurt dışına kaçıyor. Liyakat yerine kayırmacılık, araştırma yerine skandal, bilim yerine dogmalar konuşuluyor. Atatürk’ün “Kıvılcım olarak gönderiyorum, volkan olarak dönün” sözü adeta tersine işliyor: Volkanlar sönüyor, kıvılcımlar söndürülüyor.
Türkiye’nin kayıp volkanları
Türkiye’nin en parlak zihinleri, artık umutsuzlukla değil, fırsat arayışıyla yurt dışına gidiyor. İşsizlik, ekonomik istikrarsızlık, siyasi baskılar ve bilimsel özgürlüğün kısıtlanması, bu göçü tetikleyen başlıca nedenler. Oysa Atatürk, yurt dışına eğitime gönderdiği gençlere “volkan olarak dönün” derken, onların ülkeyi aydınlatacak birer meşale olmasını hayal etmişti. Bugün ise bu volkanlar, maalesef başka toprakları aydınlatıyor.
Atatürk’ün ilim rehberliğine dönmek ve eğitim sistemini ayağa kaldırmak için acilen atılması gereken adımlar:
1-Liyakat ve şeffaflık: Üniversite yönetimlerindeki atamalar, liyakata dayalı ve şeffaf bir şekilde yapılmalı.
2-Akademik özerklik: Üniversiteler, siyasi etkilerden arındırılmalı ve bilimsel özerklikleri güvence altına alınmalı.
3-Eleştirel düşünce ve bilimsel araştırma: Eğitim müfredatı, sorgulayan, araştıran ve üreten bireyler yetiştirmeye odaklanmalı.
4-Beyin göçünü tersine çevirme: Yurt dışındaki yetenekli gençleri geri çekmek için cazip akademik ve profesyonel imkânlar sunulmalı.
Anmak, anlamak ve harekete geçmek
Atatürk’ü anmak, yalnızca bir fotoğrafın altına yazı yazmak değil; onun fikirlerini hayata geçirmektir. University of Michigan’daki o söz, bize ilham vermeye devam ediyor. Peki biz, bu toprakların evlatları olarak ne yapıyoruz? Skandalları konuşmak yerine, çözümün parçası olmalıyız. Çünkü unutmamalıyız: Anmak, demokratik eylemle başlar.
Şimdi harekete geçme zamanı. Çünkü Türkiye’nin kıvılcımları sönmemeli; volkan olup yeniden doğmalı.
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: