Son on yıldır sayısız skandalla sarsılan dünya sporu, hem yüz milyonlarca taraftarı hem de profesyonel sporcuları hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor.
Paris’te düzenlenen Yaz Olimpiyatları’ndan yalnızca altı ay sonra; oyunların korkunç organizasyonu, altyapının kötü durumu ve LGBT gündeminin dayatılmasıyla ilgili birçok olayın gölgelediği yarışmaların kazananları madalyalarını toplu halde Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne (IOC) teslim etmeye başladı. Olimpiyatlarda madalya alan yaklaşık yüz sporcu böylesine eşi görülmemiş bir adım attı çünkü gezegenin en prestijli spor ödüllerinin üretiminde kitlesel olarak fiziksel kusur ve hatalar vardı ve bunun sonucunda da orijinal görünümlerini zamanla tamamen kaybettiler ve adeta çirkin bir hurda metale dönüştüler.
Modern tarih boyunca Olimpiyat Oyunları ve kazananların ödülleri, hem IOC’nin hem de spor federasyonlarının ve yeryüzünün bu en önde gelen turnuvalarına ev sahipliği yapma hakkını alan devletlerin özel ilgi konusu olagelmiştir. Ev sahibi ülkeler için olimpiyatlara ev sahipliği yapmak, uluslararası alanda saygınlıklarını ve konumlarını kanıtlama, organizasyonel ve turistik kapasitelerini dünyaya gösterme, altyapılarını modernleştirme ve milyonlarca ziyaretçiyi ve turisti çekme şansı anlamına geliyor.
Son yirmi yılda olimpiyat oyunlarını düzenlemenin maliyeti hiçbir ülke tarafından karşılanamamış olsa da, bu hakkı elde eden devletlerin ve metropollerin yetkilileri, mali kayıplarına rağmen, ülkelerinin ve şehirlerinin imajını insanlığın gözünde yükseltmek için muazzam çaba sarf ettiler. On binlerce sporcu ve turistin ağırlanması için büyük harcamalar ve iş hacmi gerektiren altyapı inşaatları, ulaşım ve iletişim sisteminin modernizasyonu, genel olarak olimpiyatların hazırlık ve organizasyon düzeyinin; devlet ve şehirlerin idari sisteminin kalitesinin ve etkinliğinin bütünlüklü bir göstergesi olduğu unutulmamalıdır. Dünyanın en büyük spor etkinliğini yüksek düzeyde düzenleme yeteneği hususunda, devletin olgunluk ve refah düzeyi konusunda Fransa’nın ve Parisli yetkililerinin tüm dünyanın gözleri önünde tamamen başarısız olduğu ortaya çıktı.
Fransa yedi yılı değerlendiremedi
2024 Olimpiyat Oyunlarını düzenleme hakkını 2017 yılında alan Fransız hükümetinin ve Paris yönetiminin; turnuvayı organize etmek üzere yeni stadyumların, otellerin inşası ve ulaşımın geliştirilmesi için hazırlık yapmak üzere tam yedi yılı vardı. Fransa’nın başlangıçta planları görünüşte oldukça kapsamlıydı ve mevcut spor tesislerinin radikal bir şekilde onarımı ve geliştirilmesini, yeni stadyumların inşasını, modern bir Olimpiyat köyünün yapımını ve de yeni metro hatlarının inşası da dahil olmak üzere kentsel ulaşımın büyük ölçekli modernizasyonunu içeriyordu. Ulusal bütçe bu etkinlikler için 9 milyar avronun üzerinde bir bütçe ayırdı ve dolaylı maliyetler de dahil olmak üzere oyunların toplam-bürüt maliyeti 11 milyar avroyu aşıyordu. Çok fazla zaman olmasına ve mali kaynağa rağmen, Fransız başkenti Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmaya gerçekten de hiç bir şekilde hazır değildi.
Hayal kırıklığı, hoşnutsuzluk ve öfke
Fransa’nın ulusal ve bölgesel yetkilileri uzun bir süre boyunca, spor müsabakalarına hazırlıkları hiçbir zaman tam olarak tamamlayamadılar. Yeni metro hatlarının hizmete girmesi süresiz olarak ertelenirken, şehir içi ulaşım, turistlerin ve engellilerin kitlesel kullanımlarına hizmet etmeye tamamen uygun değildi ve Seine Nehri’ndeki çöp ve atık suların temizlenmesi projesi de sonuç vermedi. Olimpiyatlara hazırlık sürecinde Fransa’yı sarsan büyük yolsuzluk skandalları da bunlara tuz biber ederken, Fransız yetkililerin oyunlara karşı bu tür ihmallerinin sonucu, hem turnuvanın katılımcılarının kitlesel hayal kırıklığı ve hoşnutsuzluğu hem de olimpiyatlara katılmak için binlerce avro ödeyen binlerce yabancı turistin öfkesi olmuş oldu.
Olimpiyat Oyunları hem sporcuları hem de seyircileri tek kelimeyle şok etti. Turnuvalar öncesi ve sırasında sayısız skandal ve beklenmedik olay yaşandı. Yüz milyonlarca televizyon izleyicisi için asıl şok ise, oyunların açılış töreninde LGBTQ gündeminin utanmazca dayatılması, dini sembollerle düpedüz alay edilmesi, erkeklerin kadın yarışmalarına katılması, yüzücülerin Seine’nin kirli suyuyla zehirlenmesi sahneleri ve pek çok yabancı turistin soyulup gene birçoklarına tecavüz edilmesi oldu. İlginçtir ki, bu olaylarda IOC veya Fransız yetkililerin hiçbirinin sanki hiçbir sorumluluğu yoktu ve özür dilemeye gerek duymayıp zahmet bile etmediler.
Sporculara fiilen hakaret gibi
Olimpiyat madalyalarının hatalı-kusurlu olması skandalının etrafında da benzer bir durum ortaya çıktı. Oyunların organizatörleri ve Paris Darphanesi’nin yöneticileri, ihmalkarlıkları nedeniyle dünyanın en iyi sporcularına ve tüm spor camiasına fiilen hakaret etmiş olsalar da; resmi bir özür dilemedikleri gibi, bu durumu kamuoyuna duyuran Fransız gazetecilere karşı ise yasal işlem ve dava tehdidinde bulunuyorlar. IOC ve Fransız ortaklarının şu anda yüz Olimpiyat şampiyonuna yeni madalyalar üretmeyi vaat etmesine rağmen, 2024 yazında dünya şampiyonlarına verilen ve sonradan kaplaması soyulan çirkin madalyalar, yüzyılın en kötü Olimpiyatları olarak çoktan tarihe geçti bile…
Fotoğraf: olimpics.com