Ben oyuncu “gömmeyi” sevmem, bunu yapanı da sevmem ama dün akşam defansımızın hali daha önceki maçlarda olduğu gibi çok kötüydü.
Çağlar ve Djiku üst düzey savunma oyuncuları buna şüphe yok ki geçen yıl ikisi de çok iyiydiler ancak bu sene ikisi de çok formsuz.
Kolay geçiliyorlar, çok faul yapıyorlar, ikisi de defanstan top çıkaramıyor. Dün akşam defansta Yusuf olmasa oyunun büyük bölümü Djiku-Çağlar arasında geçerdi.
Daha da kötüsü, kendilerine güvenmedikleri için ceza sahasının önünden ayrılmıyorlar.
Bu açıdan Diego ve Milan transferleri çok doğru iş.
Ben Avrupa Ligi’nin favorisi olduğumuzu düşünüyorum.
Türkiye liginde ise adalet yok ayrıcalık var, o yüzden beklentim yok.
Oldukça sert bir maçtı ve hakem oyuna müdahale etmediği için ilk yarı oyunumuz hızlı ve akıcıydı. 2. yarı ise eksikler ve sakatlıktan dönenlerin maç eksiği nedeniyle yorulduk.
Sertti ama hakem 2 tarafa da aynı standardı gösterdi.
Ama Türkiye’de kartlar ligi dizayn için kullanılıyor.
Fenerbahçe yıldızlardan oluşan çok güçlü bir kadro, oyun iştahı çok yüksek.
Türkiye’de durdurmak için rakiplerinin çok sert fauller yapmasına izin veriyorlar. Fenerbahçeli bir oyuncunun en küçük faulünde sarı çıkıyor, bu da yetmiyor, rakip oyuncular saatlerce yatıyor.
Bu taktik Fenerbahçe’ye karşı yıllardır uygulanırken rakibi rakiplerini dövüyor kart yok, hakeme sövüyor kart yok ama her maç penaltısı var.
O yüzden Türkiye’de kimse bir şey kazanmıyor, ödüller dağıtılıyor.
Fenerbahçeli olarak takımımla gurur duyuyorum.
Ne yanağımızda el ne de alnımızda leke var.
Rakiplerimiz yerden kafasını kaldıramazken bizim alnımız asla yere bakmadı.
Bunun bilincinde olalım, QTM’nin para için bir tür striptiz yapan bayağı, sinsi ve utanmaz tiplerine bu efsaneyi yedirmeyelim.
Kupa kazanılır ama onurunu kaybedersen asla geri alamazsın.
Fotoğraf: fenerbahce.org