Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Sürdürülebilir ticari sektör olarak savaş

Cumhur Deliceırmak
Son güncelleme: 19 Ekim 2023 00:29
Cumhur Deliceırmak
Paylaş
Paylaş

Kendilerini dünyanın muhtarı/bekçisi olarak zanneden ve ne yazık ki bunu dünya devletlerine ve büyük oranda kamuoylarına da kabul ettiren Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin nükleer silah stoklarına sahip olduğu herkesin malumudur.

İran’ın nükleer enerji geliştirme ihtimali üzerine dünyayı krize hatta harbin eşiğine taşıyan ABD nükleer bomba-atom bombası kullanmış olmaktan, hem de iki kere kullanmış olmaktan sabıkalı tek devleti dünyanın.

Dünya barışının garantörü zannedilen BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi devletler nükleer tekel ile şantaj ve olası suç ortaklığı ile Güvenlik Konseyi’nin şimdiki hali ile devamının sabıkalılarıdır.

Dünyanın son elli yılında sebebinin, azından tetikçisinin BM Güvenlik Konseyi üyelerinin, en azından birinin olmadığı tek bir harp yaşanmadı.

Dünyayı tamamıyla yok edebilecek, hem de defalarca yok edebilecek nükleer başlıklı füze stoku kim bilir kaç on bin adet ile ifade edilebilecek bir durumdadır sadece ABD ve Rusya ordularında, bunlara Fransa İngiltere ve Çin’i de eklersek durumun dehşet verici hali ortaya çıkar.

Modern çağda en öldürücü silahları hatta atom bombası, nötron bombası, hidrojen bombası bile kullanmaktan çekinmeyecekleri son yüz yıllık tarihlerine bakıldığında bile rahatça görülebilecek bu şantajcı devletlere karşı kimi devletlerin güçsüzlüklerinden kaynaklanan boyun eğmelerini zorlanarak da olsa bir ölçüde anlayabilirim.

Ama kişilerin (onlar kendilerine kişi değil birey demeyi tercih etseler de, bir arı kovanında on bin birey olduğunu söyleyerek, bireyliğin farklılıkları değil aynılığı ortaya koyduğunu da söylemeliyim ki, birey kavramını insan kavramı yerine ikame edenler bir daha düşünürler belki) BM Güvenlik Konseyi üyesi olan devletleri barışın, anlaşmanın yol göstericisi olarak, hatta teminatı olarak görüyor olmalarını anlamak en azından benim için olası değildir.

Yıllar yıllar önce ellerinde, stoklarında bulunan nükleer füzeleri azaltma konusunda gösterişli bir antlaşma imzalayan ABD ile Rusya’nın, bırakın azaltmayı ellerindeki nükleer başlıkları hem sayıca ve hem de öldürme-yok etme kapasitesi olarak artırdıkları, Mısır’daki sağır sultanın kulaklarında ve hem de Çemişkezek’teki kör prensin gözleri önündedir. Buna karşın, şu küçücük Kıbrıs Adası’ndaki iki devletin ve daha birçok anlı şanlı devletlerin çoğu siyasetçisi tarafından BM Güvenlik Konseyi’nin “güvenilir” merkez hatta güvenilir tek merkez olarak görülmesi, kabul edilmesi anlaşılır gibi değildir.

Aslında her birinin başlı başına bir “harp imparatorluğu” oldukları bal gibi de bilinen BM Güvenlik Konseyi’ne bel bağlamak ölmeye yatmak gibi bir şey değil midir?

Orta Doğu’daki sürekli gerilim ve savaşlar kaç milyar dolar olarak akıyor Güvenlik Konseyi daimi üyesi devletlerin kasalarına?

Yakın tarihteki Bosna katliamları BM Barış Gücü’nün gözleri önünde yapılmadı mı, Ukrayna harbi de en baş daimi üyeler olan ABD ve Rusya tarafından organize edilerek sürdürülebilir hale getirilmedi mi? Orta Doğu, Güvenlik Konseyi’nin miadını doldurmuş çürümüş beyin ölümünün çoktan gerçekleşmiş bir şey olduğunun kanıtı değil mi

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanCumhur Deliceırmak
Takip et:
1951 Lefkoşa doğumlu Çeşitli Kıbrıs gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Radyo ve TV programları var. Resim, heykel sanatçısı, şair. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde okudu.1968-71 yılları arasında Kıbrıs Türk direniş hareketinde mücahitlik yaptı. Evli, iki çocuk babası.
Önceki Makale Hangi rekabet?
Sonraki Makale Üç dinin kutsalı Kudüs

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörKöşe Yazıları

“Guggenheim Etkisi”

Emre Dilek
12 Ekim 2025
EditörKöşe Yazıları

Beyin yeniyi mi sever eskiyi mi? 

Dr. Nevin Sütlaş
12 Ekim 2025
Köşe Yazıları

Gazze’de Trump ve Erdoğan’ın “kırılgan ateşkesi…”

Aydın Sezer
11 Ekim 2025
Köşe Yazıları

Görünmeyen kafeslerimiz…

İnan Özbek
10 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?