Tuhaf! Aldatma denilince aklıma Mehmet Rauf’un “Eylül” adlı romanı gelir nedense…
“Evet, her şey çürüyor, her şey. İnsanlar çürümeyecek mi? Eylülde, sanki bahara hasret çeken melül bir tazelik, sanki üzerine çöken kışın, kendini mahvetmek isteyen sonbahara rağmen devam etmek, yine bahar olma mücadelesi vardır… Ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne kadar dayanabilirse dayansın kışın çıkıp geleceği, artık her şeyin, her ümidin bittiğini, buna tahammül lazım geldiğini anlamaktan doğan bir takatsizlik ile ağlar. Ne renk, ne de güzel koku… İşte yapraklar ölüyor… Rüzgâr insafsız, yağmur inatçı; her şey çürüyor!”
Her ikisi de evli olan kişilerin ellerinde olmadan, bir arada bulundukları sürede birbirlerine, eşlerinden habersiz yakınlaşmaları ve aralarındaki yasak aşkı anlatır bu roman. Aslında “yasak aşk” denilerek bir nevi “aldatma” kelimesi yumuşatılmaya gidilmiş. Oysa “aldatma; mevcut eşin bilgisi, izni olmadan üçüncü bir kişi veya kişilerle bir veya birden fazla yaşanan duygusal veya cinsel ilişkidir.”
İnsanların aldatmaya yönelmesi genetik, biyolojik, sosyal ve psikolojik etkenlere bağlı olabiliyor. Genelde ise toplumumuzda erkeklerin sadakatsizliği evlilik ile eşzamanlı evrimsel nedenler ortaya sürülerek bir başka kişi ile cinsel ilişkisi “kaçamak” olarak algılanıyor. Erkeğin “elinin kiri” denilerek yüzyıllardır kadınlar tarafından da sessizce onay görüyor. Erkek aldatıyor deyip duruyoruz ama erkekler bunu tek başına yapmadıklarına göre….
Peki, kadın neden aldatır?
Uzmanlara göre kadınların aşk ve romantizm arayışı, ilgi, sevgi, saygı görme ve beğenilme arzusu kadını başka bir erkeğe duygusal olarak yakınlaştırabiliyor. Aile baskısı ile istemeden evlenmiş olmak, eşin pasif, güvensiz ya da tam tersi saldırgan, otoriter yapıda olması, küçümseyici, aşağılayıcı tavırları, aşırı kıskançlık, alkol, şiddet gibi sorunlar, kalabalık ailede yaşama, erkeğin uzun süre evden uzak kalması, işkolik olması, geceleri eve çok geç gelmesi, cinsel anlamda bencilliği, kendine bakmaması gibi birçok nedenler kadını sadakatsizliğe itebiliyor.
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) 2018 verilerine göre Türkiye’de erkeklerin yaklaşık yüzde 58’i, kadınların ise yaklaşık yüzde 40’ı evlilik süresince en az bir kere evlilik dışı ilişki yaşıyor. Lakin psikologlar “Bir kere aldatan mutlaka yine aldatır” diye de ekliyorlar.
Dünyada aldatma üzerine pek çok araştırma yapılmış. Tüm dünyada ihanet sebepleri arasında ise ilk sırayı “cinsel tatminsizlik” alıyor.
Yine yapılan bir araştırmada aldatan erkeklerin yüzde 55’inin 5 veya daha fazla kişiyle eşini aldattığı görülürken, aldatan kadınların yüzde 50’si ise yalnızca bir kişiyle aldattıklarını itiraf ediyor.
Danimarka İstatistik Bürosu Statista tarafından yapılan araştırmada ise; dünyada eşlerini aldatan ülkelerde Taylandlılar birinci sırada… Sonra sırasıyla Danimarka, Almanya, İtalya, Fransa ve Belçika geliyor. Ve bu ülkelerde boşanma oranları da hayli yüksek.
Amerika Auburn Üniversitesi sosyologları tarafından yapılan değerlendirmelere göre; günümüzde erkekler kadınlara göre hala aldatmaya daha yatkınlar ama cinsiyetler arasındaki boşluk gittikçe kapanıyor ve bu büyük oranda mali bağımsızlık, iş yaşamının sağladığı sosyalleşme ve sosyal medyanın yaygınlaşmasına bağlanıyor.
Aldatma ilişkilerde büyük bir sarsıntı, aldatılan kişide ise büyük güvensizlik yaratan bir durum. Ancak aldatmaların pek çoğu gizli kalıyor.
Boşanma davalarında ise aldatma ancak başka nedenlere eklenerek sebep teşkil ediyor. Yoksa evliliklerde aldatma genelde kadınlar tarafından “ufak bir olay” için evliliği yıkmaya gerek yok denilerek, eşlerini sevdikleri düşüncesiyle sineye çekiliyor.
Genellikle kadınlar aldatıldıklarında ya görmezden gelmeye çalışıyor ya da tekrar kocası kendisine geri döner diye sabırla bekliyor…
Erkek aldatması cinsel odaklı, kadın aldatması duygusal odaklı olarak göründüğü günümüzde sosyal medyanın da büyük etkisiyle sadakatsizlik ne kadar gizlense de çok büyük boyutlara ulaşmış durumda olduğu bir gerçek.
Hatta yapılan bir araştırmalardan bir örnekle “Facebook’ta eski sevgilileri arayıp bulmak ya da karşı cinsle imalı mesajlaşmalara girmek aldatmak mıdır?” diye bir soru sorulmuş; yüzde 80 “Evet aldatmadır” diye cevaplandığı günümüzde acaba Facebook’ta eski sevgilisini aramayan, beğendiklerine bakmadan durabilenler kaç kişi vardır?