Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

İsrail kimliğini arıyor…

Deniz Yaşayan
Son güncelleme: 10 Ağustos 2023 00:10
Deniz Yaşayan
Paylaş
Paylaş

İsrail’de sokağın, muhalefetin ve silahlı kuvvetler de dahil olmak üzere devlet mekanizmasının artan itirazlarına karşın Başbakan Benyamin Netanyahu öncülüğündeki aşırı sağcı hükümetin Knesset’ten (parlamento) geçirdiği Yargı Reformu’nun iptali için devam eden protestolar 31. haftasını geride bıraktı.

Yaşanan sürecin dünü ve bugünü, ısrarlı protestoların akıbeti, süregiden toplumsal krizden hükümet ve ortaklarının nasıl etkilendiği ve ülkede artan liberal-dindar Yahudi çelişkisini Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Dr. Ferit Belder‘le konuştuk.

-Sizce kitlesel sokak gösterileri bir noktadan sonra sönümlenecek gibi mi?

-İsrail’de yargı düzenlemelerine yönelik ilk adımların atılmasından bu yana değişen yoğunluklarda protestolar devam ediyor, özellikle de hükümetin temmuzda sürece ivme kazandırmasından beri artan bir şiddette.

Mart ayı sonlarında kitlesel grev ve protestolarla hayatın pek çok alanda durma noktasına gelmesinden sonra Netanyahu, yargı reformunu geçici olarak askıya aldığını duyurmuş ve kriz geçici olarak kontrol altına alınmıştı ki aslında bu durum bile düzenlemelerin kalıcı olarak kaldırılmasını isteyen protestocuları tamamen durduramamış, eylemler sönümlenmemişti.

-Yargı Reformu başlığında hükümetin ve protestocuların temel argümanı nedir?

-Yüksek Mahkeme’nin anahtar siyasal konularda, özellikle 1990’lardan itibaren, “bireysel hak ve özgürlükler” ile “eşitlik” ilkeleri temelinde artan müdahaleci rolü uzun süredir Netanyahu’nun “doğal” ortakları dindar Siyonist ve ultra-Ortodoks aktörler tarafından eleştiriliyordu.

Mevcut düzenlemeler, Yüksek Mahkeme’nin yürütme üzerindeki bu denetim rolünü büyük oranda kısıtlamayı amaçlayan popülist bir içerik taşıyor.

Düzenlemeleri savunanlar, bu durumu “halkın iradesinin siyasete yansımasının önündeki engellerin kaldırılması” olarak görürken, protestocular da mevcut süreci “demokrasinin ortadan kaldırılması” olarak tanımlıyor.

İşte bu çelişki, İsrail tarihinin en büyük siyasal ve toplumsal krizlerinden birini ortaya çıkardı.

-Peki bu krizden hükümet nasıl etkilendi?

-Netanyahu hükümeti sayısal olarak İsrail parlamentosu Knesset’te oldukça güvenli bir çoğunluğa sahip. Siyasal meşruiyet açısından ise hem İsrail içinde hem de uluslararası düzeyde ciddi sıkıntıları mevcut. Bunun en temel sebebi de ırkçı Yahudi Gücü Partisi’nin ve bu partinin daha önce terörden ceza almış lideri Itamar Ben Gvir’in koalisyon içerisinde önemli bir pozisyonda yer alması. Şu an Ulusal Güvenlik Bakanı olan Itamar Ben Gvir’in provokatif eylemleri hem İsrail’deki kutuplaşmayı artırıyor hem de Netanyahu’nun uzlaşma yönünde adım atma ihtimalini sınırlandırıyor. Reformların devamlılığını koalisyonun devamlılığına endekslemiş olan Ben Gvir, reformların durdurulması durumunda hükümetten çekilme tehdidinde de bulunuyor.

Likud içerisinde ise reformun hararetli savunucusu Adalet Bakanı Yariv Levin’e rağmen düzenlemelerin yol açtığı ve açacağı istikrarsızlıktan rahatsızlık olanlar var. Ancak şu ana kadar aktif bir direniş ortaya koymadılar.

Koalisyonun diğer ortakları ultra-Ortodoks partiler ise her ne kadar yargı kararlarından en çok etkilenen gruplar olsalar da Netanyahu’nun olası bir geri adım atması hâlinde kendilerini baştan mevzilendirebilecek tecrübe ve siyasal stratejiye sahipler.

Fakat önemle belirtmek gerekir ki bu düzenlemelere yönelik toplumsal desteğin hükümet koalisyonunun oy oranına kıyasla oldukça düşük olması, hükümetin bu süreçte bir normatif üstünlüğe sahip olmadığını gösteriyor.

-Ülkede bir “dindar” ve “seküler” kutuplaşmasından bahsedilebilir mi?

-Mevcut toplumsal bölünmeyi daha çok Yahudi siyasal alan ve söylemi içerisinde anlamlandırabiliriz. Zira İsrail’de nüfusun yüzde 20’sini oluşturmasına karşılık Filistinli Arapların süreç içerisinde hiç yer almaması da bunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Bir diğer gösterge de İsrail bayrağının tüm protestolarda ana unsur olarak öne çıkmasıdır.

Yani, esas tartışma gelecekteki devletin temel karakteriyle ilgili: Liberal, demokratik, insan hakları ve özgürlükler temelindeki bir İsrail mi, dindar ve milliyetçi Yahudi kimliğinin kamusal alanın her alanında görüldüğü bir İsrail mi?

İşte bu, geleneksel dindar-seküler kutuplaşmasının ötesinde, devletin kendini tanımladığı “Yahudi’”ve “demokratik” karakterlerinin birlikteliğine bir meydan okuma.

-Son olarak, ABD’nin konumunu nasıl görebiliriz?

-Washington, somut bir adım atmamış olmakla birlikte, İsrail’deki yargı düzenlemelerine eleştirel bir pozisyon almış ve siyasal uzlaşı olmaksızın, çok az bir çoğunlukla yürütülen bu süreçten rahatsızlığını açıkça ifade etmiştir.

Daha genel olarak ise Demokratların İsrail hükümetindeki aşırı sağcılardan rahatsızlık duyduğu belirtilebilir.

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanDeniz Yaşayan
Takip et:
Yeditepe Üniversitesi Gazetecilik'ten mezun oldu, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler'de yüksek lisansını sürdürüyor. Dış Haberler editörlüğüne Cumhuriyet'te başladı. Sol Haber Portalı, İleri Haber, Harici ve Gazete Duvar'da çalıştı. Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan başta olmak üzere post-Sovyet ülkelerini takip ediyor.
Önceki Makale Türkan Şoray’ın rol arkadaşıydı
Sonraki Makale 712 bin erişim engeli

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Gıda güvenliğimiz tehlikede mi?

Yıldırım Aktuğan
13 Ekim 2025
*Serbest Kürsü

İki sessizlik arasında Orta Doğu

Metin Duyar
13 Ekim 2025
EditörSerbest Kürsü

İnsan adaleti mi doğa adaleti mi?

Tijen Zeybek
12 Ekim 2025
Serbest Kürsü

Erdem, cehalet ve ihtiras

Melek Ay
12 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?