Evet yenildik. Bir 5 yıl daha karanlıklar içinde kalacağız. Karanlık daha da derinleşecek. Cumhuriyet tarihinin en gerici meclisinde belki de ilk önce kadınlarımızın hakları tırpanlanacak. Derinleşen ekonomik kriz açmazlarını dayatacak.
“Coğrafya kaderdir” diyenler Kurtuluş Savaşı’nı anımsasın. Evet, nüfusun yarısı faşizmi olumluyor; ama yarısı da değişim istiyor. 25,5 milyon seçmenle yapılacaklar var, eğer onlar morallerini bozmayacaklarsa.
Gitmek isteyenler gitsin. Biz buradayız, kalacağız. Ülkemize er ya da geç demokrasi ve özgürlükler gelecek. O zaman siz de dönersiniz isterseniz.
Önümüzde yerel seçimler var. Bugünkü tablonun beteri var: İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehirlerde CHP’nin kaybetmesi. Böyle bir durumda, muhaliflerin tek çıkar yolu belediyeler elden çıkacak. Asıl böyle bir karanlık iyice dayanılmaz olacak.
İstanbul özelinde, Kılıçdaroğlu’nun bir ittifak içinde ilk kez yüksek oy aldığı, ancak bugün AKP’de olan ilçeler var. Bu ilçeleri CHP’nin kazanma şansı var. Diğer büyükşehirlerde de böyle bir dinamik var.
Türkiye’de sol ve ittifakları hiçbir zaman 25,5 milyonu bulmadı. Hep azınlık oldu. Bunun için elimizdeki veriyi iyi okumak lazım. Elinde tüm iktidar ve medya aygıtı olan bir lider, seçimi zar zor kazanıyor. Biraz uzun erimli bakmamız gerekiyor. Bu mücadele sürer.
“Bundan sonra siyasetle hiç işim olmaz” diyenler, demeyin. Asıl şimdi siyaset zamanı. Bugün bir sonraki seçime hazırlanmak için ilk günümüz. Yükseliş tablosuna yeni yükselişler ekleyeceğiz. Faşizm duvarındaki bazı tuğlaları bu seçimle çektik, dahasını da ileride çekeceğiz.
Bir rejim düşünün ki karşısında 25,5 milyon insan var. Bu tepki sürerse, karşıdan katılımlarla çoğunluğa ulaşır. Bundan sonra düşünülmesi gereken, Karadeniz ve İç Anadolu’nun kalplerini bir dahakine nasıl kazanacağız…
Birleşe birleşe, direne direne kazanacağız!
ulasbasar@gmail.com
- mektubu okumak için: https://medyagunlugu.com/umutsuzlara-mektup/