ABD’de dahi kitlesel protestolara yol açan, tehditlerin dozu giderek artan asimetrik Trump çılgınlıkları dur durak bilmiyor.
Trump, bir zamanların “özgürlük ve fırsatlar ülkesi” olarak nam salan ‘’üstün’’ Amerika değerlerini yeniden canlandırma hayali içinde.
Uluslararası dengeleri altüst etme pahasına, tehdit dolu saldırgan çıkışların altında “Amerikan Rüyası”nı zafiyete uğratan Çin’i frenleyememe hırçınlığının büyük payı olduğunu da unutmamak gerekir.
Çin’in yükselişi ABD yönetiminin kimyasını bozmaya devam ederken, bu gerilimli tırmanışın sıcak hesaplaşmalara evrilme olasılığı uluslararası toplumun başına yeni çoraplar örüleceği anlamına gelir.
Trump’ın küresel ekonomik yüklerden ‘’kurtuluş’’ olarak adlandırdığı ve Rusya hariç tüm coğrafyalara uygulanacağını ilan ettiği tartışmalı gümrük tarifeleri (vergileri), ilk bakışta sonu kestirilemeyecek zincirleme olumsuz etkilere yol açabilecek bir gelişme.
Pandemiden sonra daha da kırılganlaşan küresel ekonomik düzeninin yeni bir kaos dalgası eşiğine girmesinden ciddi ciddi endişe duyulmakta.
ABD’nin ithalat bağımlılığını azaltarak yerli üretimi teşvik etmeyi ve Çin’in ekonomik baskısını kırmayı amaçladığı tahmin edilen, ‘’önce Amerika’’ hedefli gümrük hamlesinin geniş çaplı tahripkar ticaret savaşlarını tetiklemesi mümkün.
Serbest ticaret idealizmini çökertebilecek yeni vergilerin ulusal korumacılığı arttırıp, tercihli ticaretlere yol açabileceğine dikkat çekilirken, sürdürebilirliği olmasa da küresel ekonomik kaoslar için müsait ortam yaratabileceği dışlanmamalı.
Dış piyasalara kapanmasıyla ABD’de fiyatların ve yoksulluğun artabileceği, küresel tedarik zincirlerinin bozulacağı keza diğer olumsuzluklar olarak sayılmakta.
Şimdiden işaretleri alındığı üzere, ekonomisi rekabete dayanıklı Çin, Kanada ve AB ülkelerinden aynıyla misilleme ve hatta cepheleşerek karşı koyma adımları duyulmakta.
Gidişat, yeni bir dünya düzeni yaratma peşindeki ABD’yi kendi içine çekilip, dünyadan izole olmaya da zorlayabilir.
Bu anlamda “Amerikan Rüyası”nı yeniden canlandırma hayali daha büyük boyutlu kâbuslara kapı açabilir.
Trump ve iş ortağı oligarkların içeride ve uluslararası planda eleştirilere yol açan otoriter, kutuplaştırıcı tasarrufları, 2021 Kongre baskını, seçimlere ve yargıya müdahale, kuralsızlıklar ve nepotizm iddiaları demokratik kurumlara güveni giderek sarsmakta.
Trump ekibinde, Çin’in mucizevi yükselişinde otoriter yönetim modelinin de payı olduğu, Pekin’in demokrasi kaygısı olmadığı için başarısını katladığına inananların mevcudiyetinden bahsedilmekte.
ABD’nin demokrasi geleneğinden ciddi çöküş işaretleri verdiği fikri yayılırkan, son yıllarda altyapı erozyonu ve sosyal bölünmelerle, yönetimin gerçeklerden kopuş şımarıklığının altı sıkça çizilmekte.
Bilinen şu ki, üçüncü büyük savaşın tuğlalarının örülmekte olduğu kutuplaşmada, ticaret savaşlarının riskli eşikler yaratabileceği.
Trump sanki, “Dünyayı yönetmekten yorulduk ama hâlâ patron biziz ve artık önce Amerika diyor.
Gümrük tarifeleri ile ivme kazanacak izolasyonist hava kalıcı bir stratejiye mi döner, yoksa sadece Trump’ın geçici bir şovu mu? Bunda uluslararası toplumun ve yerleşik küresel para ve ticaret sistemlerinin vereceği kurumsal tepkilerin yol gösterici olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Vahşi kapitalizmin insanlığın başına neler öreceğine dair endişeli bekleyiş sürerken, küresel ekonomide yıkıcı sonuçlar yaratabilecek Trump tarifelerinin kazananın da ağır kayıplara uğrayacağı bir “Pirus zaferi” olma ihtimali hayli yüksek görünmekte.
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: