Mesleği mühendislik ve tüccarlık olmasına karşın, antik çağın ilk filozofu olarak tanınan Thales, Milattan Önce (MÖ) 625-545 yılları arasında Didim yakınlarındaki Milet’te yaşadı. Elbette ondan önce farklı kültürlerde başka filozoflar da vardı ama o, doğa olaylarına yeni bir açıklama getirdi. Thales, evrenin, dünyanın ve doğal olayların mitoloji ve teoloji dışında bir dizi doğa yasasıyla açıklanabileceğini öne süren ilk filozof oldu.
Yaşamın mitolojiyle yoğrulduğu bir çağda, doğaüstü varlıkların ve kozmolojik olayların yer almadığı rasyonel hipotezler öne sürdüğü biliniyor. Ayrıca navigasyon teknikleri üzerine yazılar yazdığı, Küçükayı takımyıldızını tanımladığı ve denizcilikte nasıl kullanılabileceğini aktardığı biliniyor.
26 asır önce geliştirdiği yöntemlerin genel prensip olarak benimsenmiş olması, hemşehrimiz Thales’i aynı zamanda ilk matematikçi ve bilim insanı yapmaktadır. Aristoteles, Thales’i maddenin varoluşsal ilkelerini araştıran ilk kişi, bilimsel yöntemin kaynağı ve Milet Felsefe Okulu’nun kurucusu olarak tanımlar.
Thales her türlü bilgiyle ilgileniyor, felsefe, mühendislik, tarih, matematik, coğrafya ve politikanın farklı alanlarını öğreniyordu. Mitos geleneğinden kopan yürekli bir düşünür olarak, düşüncelerini gizlemediği için saygı görüyordu. Yeni bir düşünce ekolü olarak, ilk kez Thales’le birlikte fırtına, sel, gök gürültüsü, şimşek, yıldırım ve orman yangınlarının kozmik güçlerle bağlantılı olmayabileceği düşünüldü.
Thales ile başlayan bir diğer önemli gelişme de, karşıt argümanların görüşüldüğü tartışma/münazara geleneğidir. Örneğin, Thales ile öğrencisi ve arkadaşı Anaksimandros, doğal ve doğaüstü arasındaki ayrım konusunda birbirlerinin görüşlerini haftalarca sorgulayabilmişlerdir. Hoşsohbet tartışmalarda tez ve antitezden bir sentez yaratma çabasının ilk örnekleri Milet Okulu’nda görüldü.
Thales, Antik Yunan’ın Yedi Bilge’sinin ilki ve İyon Aydınlanmasının başlatıcısı olarak toplum tarafından idealize edilmiş olabilir. Hatta bu nedenle bazı anekdotlar ona atfedilmiş olabilir. Anlatılana göre Thales, Anaksimandros’a 12 tanrı inancını zor durumda bırakan bir soru sorar: “Anaksimandros, sence Tanrı’nın varlığı kanıtlanabilir mi?” Anaksimandros’tan kısa ama etkili bir yanıt gelir: “Hangisinin?”
Aristoteles’in öğrencilerinden Eudemus’a göre Thales 30’lu yaşlarındayken bir Yunan arkadaşıyla Mısır’a gitmiş ve Mısırlı rahiplerle vakit geçirmiş. Orada yaşandığı aktarılan ilginç bir anekdot vardır. Bir gün Thales dalgın dalgın Gize Piramitlerini izlerken rehberine o ünlü soruyu sormuş: “Büyük Piramit’in yüksekliği ne kadar?”
Rehber şaşırmış çünkü ne kendisi ne de orada bulunan diğerleri yanıtı bilmiyormuş. Görünüşe göre orada Thales dışında hiç kimse 2000 yıllık piramitlerin yüksekliğini merak etmemiş. Mısırlılar biz şimdi bunu nasıl ölçeriz diye birbirine bakıp durmuş. Tepeye bir ip çekilecek olsa gerçek yükseklik değil, yalnızca eğimli kenarın uzunluğu elde edilebilir. Piramidin tepesinden tabanına kadar bir delik açmak da olanaklı değildi.
Piramidin boyu nasıl ölçüldü?
Thales, arkadaşıyla birlikte piramidin gölgesinde yürüyor ve bir şeyler mırıldanıyordu. Belli ki çok meşguldü. İlk olarak, ışık kaynağına ve zamana göre tüm gölgelerin uzunluk ve yön bakımından birlikte değiştiğini gözlemler. Daha sonra arkadaşına ölçümün nasıl yapılacağını çözdüğünü söyler ve rehberinden uzunca bir çubuk bulmasını ister.
Ardından çubuğu kendi boyu kadar keser ve çubuğun gölgesinin kendi gölgesiyle aynı uzunluğa ulaşmasını bekler. Çubuğu piramidin gölgesi boyunca 86 kez zincirleme şekilde art arda yere işaretler. Keops Piramidi’nin gölgesinin uzunluğunu kendi gölgesi üzerinden ölçer ve “yükseklik tam 481 ayak” (146 metre) diye haykırır.
Başkalarının yalnızca taş, çöl, toz ve sıcak güneş gördüğü yerde, Thales bazı soyut dik üçgenler, gölgeler ve ölçüm formülleri gördü. Başkalarının ilgilenmediği yükseklik bilgisini merak etti ve araştırdı. Gölgelerin “orantılılık niteliği” kavramını ve “Thales Teoremi” olarak bilinen dik açılar kuramını geliştirdi.
Binlerce yıldır dünyanın en yüksek yapısı olan Keops Piramidi, kuşkusuz antik mimarinin en görkemli, en eski anıt yapılarından biridir. Thales’in bu muhteşem yapının gölgesini ölçerek yüksekliğini bulması, insanoğlunun akıl yürütme geleneğinde o zamana kadar atılmış en sağlam adımlardan biri oldu.
Değerli hemşehrimiz Thales, doğayı anlamak için mitoloji yerine gözlem, deneyim ve hipoteze dayalı ampirik yöntemi kullanarak bilim algımızı sonsuza dek değiştirdi. Umarım 1071’den çok önce yaşamış birine “değerli hemşehrimiz Thales” dediğim için yeni basın yasasından ceza almam.
halilocakli@yahoo.com