Perşembe, 15 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Yarın Adası ve Dün Adası

Dr. Nevin Sütlaş
Son güncelleme: 25 Haziran 2023 00:10
Dr. Nevin Sütlaş
Paylaş
Paylaş

Kuzeyde, Asya tarafındaki Sibirya ile Amerika tarafındaki Alaska arasında Bering Boğazı’nın tam ortasına denk gelen iki ada var.

Rusların Gvozdev dedikleri bu adalara Amerikalılar Diomede diyor. Kışın Bering Boğazı buzlarla kaplandığında bu kayalık adalar arasındaki kısa mesafe donarak bir buz köprüsü oluşturuyor, böylece ezeli rakip Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri doğa eliyle birleşiveriyor. (…muş. Okuduklarımı anlatıyorum, keşke görüp anlatabilseydim.)

Büyük Diomede (Yarın Adası) ile Küçük Diomede (Dün Adası) arası sadece 4 kilometre ama aralarında 21 saat fark var. Bu komşu adaların adının dün ve yarın olması bu saat farkından dolayı. Gün farkının nedeni de aralarından geçen “Uluslararası Tarih Hattı”ndan. Pasifik Okyanusu’nun ortasından geçen bu hattı çizense doğa değil Papa…

1494 yılının 7 Temmuz günü Tortesillas kasabasında Portekiz ve İspanyol imparatorlukları bir antlaşma imzalıyor. Her iki imparatorluğun Avrupa kıtası dışında ele geçirdikleri toprakları paylaşımının anlaşması bu. Kuzeyden güneye doğru bir çizgi çekerek koca dünyayı ikiye ayırıp, doğusu Portekiz’in, batısı İspanya’nın olmak üzere paylaşıyorlar. Yeni keşfedilen yerler için kavgaya tutuşan Portekiz ve İspanya’yı uzlaştırmak için bu çizgiyi çeken de Papa 6. Alexander.

Denizcilikte ve de korsanlıkta ilerleme göstererek deniz aşırı yerleşimlere ayak basıp talan eden bu iki devletin “dünyanın bir yarısı senindir, diğeri yarısı da benim” diye anlaşmalarından ne Asya ne Afrika, ne de Kuzey ve Güney Amerika halklarının haberi var.

Bu işgallere katılan diğer Avrupa ülkelerinin haberleri olduysa da onayları yok elbette ve onlar da talandan hak talebindeler. 15. yüzyılı konuştuğumuzu hatırlatırım.

İşgale uğrayan bu kıtaların sonraki tarih dönemi de işgal dönemi kadar kanlı ve karmaşık. En başında yeni (!) kıtanın işgaliyle pek de ilgili olmayan İngiltere ve Fransa kısa süre sonra Kuzey Amerika’nın paylaşımında kapışıyor. Missisippi bölgesindeki pamuk tarımı yani ticareti yüzünden işler iyice kızışınca, bölgeyi ele geçirmek için sınırsız harcamalar yapan Fransa, Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan da oluyor ve batma noktasına geliyor.

Fransız Devrimi’ni döşeyen taşların, Amerika kıtasından pay kapma kavgasının getirdiği devlet iflasıyla oluştuğunu söyleyenler var. Bu Missisippi pamuğu hikâyesinin ayrıntıları çok bol diye şimdilik geçiyorum. Ana yurdundan uzakta beslediği işgalci askerler yüzünden iflahı kesilen İngiltere’nin hikâyesi de upuzun diye onu da atlıyorum. Ancak bitti sanılan hikâyeleri İngilizlerin yeniden yazmaktaki maharetini kulak arkası etmemek lazım…

Amerika kıtasına ilk ayak basanlar İspanyollar ve Portekizliler olduğundan, Orta ve Güney Amerika’da onların dili hâkimken ABD’nin resmi dilinin İngilizce oluşu, Kanada’nın yarı Fransız yarı İngiliz diline ve kültürüne sahip oluşu da işgal sonrasındaki kapışmaların kalıntıları. Bunların tümü benim yeni öğrendiğim anlat anlat bitmez ayrıntılar barındırıyor. Ayrıca Orta ve Güney Amerika’nın bütününde ana dil İspanyolca olmuşken sadece Brezilyanın Portekizce konuşuyor olmasının da Papa hattının doğusunda kalması yüzünden olduğunu yeni öğrendim.

Dünya coğrafyası çok ilginç. Güneydeki Afrika kıtası, kuzeydeki Asya ve Avrupa’yla kıyaslanmayacak kadar zengin doğal kaynaklara sahip. Aynı biçimde Güney Amerika kıtası da kuzeyindeki adaşından çok daha zengin. Ancak güneyli halklar kuzeylilerle kıyaslanmayacak kadar yoksul. Bunu kuzeyin güneyi sömürmesi olarak okuyuvermek çok kolay. Ancak bu şablon yeterinde açıklayıcı değil. Afrika’yı iliğine kadar sömüren kuzeylilerin önde gideni olan İspanyollarla Portekizlerin, üstelik gemicilikte öne geçerek yeni (!) kıtayı da ele geçirmişken, şimdiki konumlarına bakar mısınız? Kuzey-Güney, Doğu-Batı meselesinin çok ötesinde dönen bir sömürü çarkı var. Bu konulara da girdin mi çıkılabilecek gibi değil. Ben en iyisi Yarın ve Dün adalarının bu kadar yakınken, Papa sayesinde o kadar uzak muamelesi görmesine geri döneyim.

İşin ilginç yanı şu ki o zamanlar dünya hakkındaki bilgi bugünküne göre çok kısıtlı ama Papa’nın çizdiğine yakın bir coğrafi hattın varlığı 1970’lerden sonra gösterilmiş durumda.

Pasifik Okyanusu’nun ortasında boylu boyunca uzanan bir dağ silsilesi var. Luisville Ridge ya da daha çok bilinen adıyla Luisville Seamount Chain, suyun dibinde olduğundan yüzeyden boylu boyunca görülemiyorsa da Hawaii Adaları gibi çıkıntıları da var yukarda. Tıpkı bu adalar gibi su altı sıradağlarının oluşum nedeni de magma sızıntısı yani volkanik patlamalar.

Yer bilimcilerden öğrendiğimize göre ana kıtalar birbirine doğru kaydıkça aşağıdaki dağlar da sıkışıp daha da yükseliyor. Böylece o dağların birer çıkıntısı olan Dün Adası ile Yarın Adası giderek birbirine yaklaşıyor. Dünya başlangıçta bir tek kıtadan ibaretken sonrasında parçalanıp saçılarak bugünkü kıtaları oluşturuyor ya, şimdilerde ise tersine, kayarak yavaş yavaş birbirine yaklaşıyor. Tıpkı bir bebeğin doğup büyüyüp belli bir süre erişkin/sabit ölçüde kaldıktan sonra yaşlanmaya başlayıp yeniden küçülmesi gibi. Dünya da kayarak sıkışarak yeniden tek kıta olmaya çalışıyor gibi. Dün ve Yarın adlarına isim takanlar yoksa bu gerçeği biliyorlar mıymış?

Dünya büzüşüp yeniden tek bir kıta olduğunda üzerinde hâlâ insan soyu kalır mı acaba?
Asla sahibi olmadığımız ama olduğumuzu sandığımız doğal barınağımızı milyonlarca yıldır paylaşamamak yüzünden sürekli birbirimizi yok ettiğimize göre, varlığımızı o zamana kadar sürdürebileceğimizi hiç sanmıyorum.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanDr. Nevin Sütlaş
Takip et:
1959 yılında Adapazarı’nda doğdu, İstanbul Üniversitesinde Tıp doktoru, Bakırköy Akıl Hastanesinde Nöroloji Uzmanı oldu ve aynı hastanede 30 yıl eğitim görevlisi hekim olarak çalıştı. Beynin damar ve enfeksiyon hastalıkları, yoğun bakım, hasta beslenmesi, açlık grevi/ ölüm orucu ve Multipl Skleroz konularında çalıştı. Sağlık sisteminin özelleştirilmesi sürecinde uğradığı mobing yüzünden 2016 yılında aktif meslek yaşamını sonlandırdı. Beyin ile ilgili bilimsel bilgiler temelinde topluma yönelik kitaplar yazmayı sürdürüyor. Florida'da yaşıyor. Web sayfası: http://www.nevinsutlas.net/index.html Elektronik posta: calisal01@yahoo.com
Önceki Makale Denizde adabımuaşeret
Sonraki Makale Kim kazandı kim kaybetti?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

Birand’ın başını ağrıtan röportaj

Cenk Başlamış
15 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Kaderimiz Devlet Bahçeli’nin iki dudağının arasında…

Aydın Sezer
14 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Değişimin kalbinde insan

Erdal Çolak
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?