11.9 C
İstanbul
20 Nisan 24, Cumartesi
spot_img

Nefes kesen maç Galatasaray’ın

Galatasaray, geçen hafta kazandığı maçın ardından iyice kenetlenerek bambaşka bir havaya bürünmüştü. Bu tip zamanlarda rüzgarı arkanıza alırsanız, durdurulmanız zor oluyor.

Takım içerisindeki arkadaşlık o kadar üst düzey ki, başarının sırrı inanın tamamen bundan kaynaklı. Bir uzman psikolog olarak bu maçı farklı yönleriyle de ele alacağız. Galatasaray kazandıkça, rakipleri stres oluyor ve her hafta bu düşünce ile maça çıkıyor. Abartmadan söylüyorum, sarı-kırmızılılar böyle giderse sadece şampiyonluk değil. Süper Lig’de çığır açacak. Hazırsak, analizimize geçelim…

Maçın başlangıcında bakacak olursak tam olarak beklediğim gibiydi. Galatasaray’ın önde baskısı ve Ümraniyespor’un kompakt bir şekilde kapanması. Açıkçası, bu taktiğin bu kadar net bir şekilde tutacağını beklemiyordum. Savunma çizgisinin bu denli önde olması bu tip tehlikelere yol açabiliyor.

Buruk’un öğrencileri ön alan baskısı ile çok iyi diretse de, kaleci Orkun’u geçemedi. Öte yandan ikinci ilk çeyrekte her ne kadar top Galatasaray’da gibi görünse de, her gelinen top tehlike yarattı. Sarı-kırmızılılar geçiş oyununu savunurken zaman zaman fazla öz güvenle oynuyor.

Bana soracak olursanız Ümraniyespor dersine çok iyi çalışmış.

Gerek Abdülkerim’in zafiyeti, gerekse Emre Taşdemir’in tarafından üst üste gelen aynı tip atakların önünün kesilmesi gerekiyor. Bir futbolsever olarak, oyundan tatmin olamadım.
Rakibi karşılarken, takım çok geride bekledi. Bu durum değiştirilmeli…

İkinci yarının başlangıcında takım içerisinde bir şeylerin değişeceğini elbette bekliyordum.
Bu takıma dayanmak çok kolay bir iş değil. İkinci bölge biraz daha öne kaydı, bekler “box to box” oynamaya başladı ve savunma derinliğini Galatasaray ikinci plana aldı.

Kerem’in, Yunus’un yapamadığını Abdülkerim Bardakçı yaptı…İcardi ile muhteşem bir performansa imza atıyorlar. Top yeter ki ceza sahasına doğru bir şekilde girsin.

Sezon başından beri en çok eleştirilen isimlerden olsa da, kalitesine güvendiğim stoperler arasında. Bu oyunda bazen kazanmak için risk almanız gerekir. Kazanmak için kaybetmeyi de göze almak durumundasınız.

Galatasaray gerekli hamlelerin hepsini yaparak hak ettiği bir galibiyet aldı. Ceza sahasına yapılan 29 orta ve kaleye çekilen 40 şut var.

Bu istatistikler Süper Lig için çok fazla. Öte yandan, bu ambargonun en büyük sebeplerinden bir tanesi Okan Buruk’un her maçı final havası ile oynaması.

Bir spor psikoloğu olarak söylemek isterim ki hedef belirleme tekniğini çalışırken üçe ayırıyoruz. Kısa, orta ve uzun vade şeklinde. Okan Buruk, maç maç gidiyor. Şampiyonluğu hiç düşünmeden sadece maç kazanıyor. Durum aslına bakacak olursanız bu kadar net.

Peki sizce bu seriyi kim sonlandıracak?

Bülent Kaan Köse

1997 Malatya doğumlu, İlk ve orta öğrenimini Malatya Ted Koleji’nde, Liseyi Trabzon'da bitirdi. Lise yıllarında yerel gazetelerde spor yazıları yazmaya başlayan Kaan halen Gelişim Üniversitesi İngilizce Psikoloji son sınıf öğrencisi ve aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim bölümü öğrencisi. Medyascope Tv’de de spor yorumculuğu yapıyor. Taraftar gibi bakmıyor, gördüğünü yazıyor...

Bülent Kaan Köse
1997 Malatya doğumlu, İlk ve orta öğrenimini Malatya Ted Koleji’nde, Liseyi Trabzon'da bitirdi. Lise yıllarında yerel gazetelerde spor yazıları yazmaya başlayan Kaan halen Gelişim Üniversitesi İngilizce Psikoloji son sınıf öğrencisi ve aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim bölümü öğrencisi. Medyascope Tv’de de spor yorumculuğu yapıyor. Taraftar gibi bakmıyor, gördüğünü yazıyor...

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler