Pazar, 11 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

İyi değiliz hiçbirimiz

Erdal Çolak
Son güncelleme: 13 Ocak 2025 06:31
Erdal Çolak
Paylaş
Paylaş

Son günlerde insandaki iyi olma, dahası iyi olduğunu sanma fikri kafamı yoran, benliğimi meşgul eden bir mesele haline geldi…

İyi insan olmayı başkaları için bir şeyler yapmak olarak düşünüyoruz ama öyle değil işte. İnsanlar hayat yolculuğunda bir figüran kullanmadığından kendisi için ya da başkaları için iyi olmak zorundadır. Etrafımızda hemen hemen herkes, “Ben mi çok safım, insanlar neden benim iyi niyetimi kötüye kullanıyor? Neden ben aşırı iyi niyetli, temiz kalpliyim, bu yönümü hiç sevmiyorum” diyor. İşin ilginç tarafı herkes böyle düşünüyor, bir melek edasıyla konuşuyor. Bu bir çeşit savunma mekanizması, “aklileşme” dediğimiz düşüncenin insan ruhunda vücut bulmuş hali. Hiç düşündünüz mü, neden herkes kendini bu kadar çok iyi sanıyor? Herkes insanlığın kötüye gittiğini söylüyor ama kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmiyor. Bunlar insanın kendisini rahatlatmak, akıl sağlığını korumak için zihnin yarattığı bir sanrı olsa gerek. İtiraf edelim ki kendimizde görmek istemediğimiz, kendimize yakıştıramadığımız özelliklerimizi değiştirmek, onlarla baş etmeye çalışmaktansa onları başkalarına yansıtmak çok daha kolayımıza gelmiyor mu? Geliyor… Genel olarak onaylanmayan kötülük olgusunu, istenmeyen duygu, istek ve davranışlarını başkalarına yakıştırmak, birilerini işaret etmek yansıtma olayının bir örneği.

İnsanlar kendilerinin iyi olduklarına inanmalı, kendilerini yaşamaya layık görmeli, zihinleri içi boş öz saygı pompalamaya devam etmeli ki nesillerini devam ettirmede sıkıntı yaşamasınlar. İçgüdüsel bir refleks insana bu düşünceyi hissettiriyor. Sonuç şuraya götürüyor: Kendimizi önemli ve iyi sanışımız, bu evrende ayrıcalıklı olduğumuz yanılgısı bu durumun bir sebebi olsa gerek. İnsanın ilişkide bulunduğu kişilere, olaylara verdiği tepkileri makulleştirerek kendini iyi ve haklı görme içgüdüsü her zaman öne çıkmıştır. Belki de doğanın insana verdiği ya da insanın inanmak istediği, kendisini kandırdığı gibi herkes kendini iyi bir insan olarak görür. İnsan bu yalana, kendi kendine yaptığı telkine inanmak ister. İnsanlığın tamamı özüne dönüp bir birey olarak öz eleştiri yapmalı. Öz eleştiri yapmadığımız için olsa gerek herkesi kötü, kendimizi iyi sanıyoruz. İyi olmadığımız bir gerçek gibi geliyor ama kötü olduğumuz tartışmalı. Peki, herkes bu kadar iyiyse kötü kim?

İnanın kimse iyi değil, herkes bir şekilde birilerine zarar veriyor. Bir renk skalasında bile iyi kötüyü siyah ya da beyaz renk olabilecek şekilde gösterecek cüreti kendimizde bulabiliyoruz. İnsanın iyi olma durumu siyah ile beyaz arasındaki ara renklerde olsa gerek. İnsan yaşadığı sürece mutlaka kırılmış, üzülmüş, kendini kullanılmış hissedebilir, aldatılmış olabilir. Bu durumları yaşayan insanların iyi olduğu anlamına gelmez. Dahası, kafamı kurcalayan insan kendinin iyi olup olmadığına karar verebilir mi? Kendi yanılgısının farkında olmayarak iyi biri olduğunu insanın içindeki ses bas bas bağırır. Boşuna dememişler, insan kendi kusurlarıyla saklambaç, başkalarının kusurlarıyla yakalamaca oynar! Kendisini iyi zannedenlere mikroskop önemini gösterseydi; teleskop da önemsizliğini gösterirdi…

Kısaca; insan hayatın içinde kendini neye göre kime göre bir anlam yükleyip büyüklük kompleksine girip ve iyi olduğun yalanı üzerine kendini kurguluyor? Kendisini mükemmel, kusursuz ve ideal sanan insanlarda görülen bu iyiyim düşüncesi bir kişilik bozukluğu olsa gerek. Tekrar soruyorum, neden herkes kendisinin iyi olduğunu düşünüyor? Neden herkes kötülüklerin kendisinden değil başkalarından kaynaklandığını dile getiriyor? İyi olmanın kriteri hukuka uygun yaşamak  mı? Dini, örf, adet, gelenek göreneklere, etik ya da toplumsal kurallara uymak mı? Bence bunlardan önce gelen insanın temiz bir vicdana sahip olması. Hayatta  iyi şeyler değerini iyi ideasından alır. Benim anladığım iyi bir vicdanla iyi bir yaşama ulaşabiliriz. Bu hayatta tüm yeteneklerin, sorgulamaları doğru yaptığımız sürece hedefe ulaşır, mutlu ve iyi oluruz. İnsan için, iyiliğin temel kökeni de sevgiden, hümanizmden başka bir şey değildir.

Beyin doğruları kendi çıkarları çerçevesinde değerlendirir; bu insanın en büyük sorunudur. İyi insan, iyi araba, iyi bir toplum geçici, iyilik ise kalıcı gerçekliktir. Bu örnekteki iyilik kavramı, soyut, genel ve değişmez bir varlıktır. Kavramlar var olanı bilmenin temelidir. Belli bir standartta istenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, herkes tarafından beğenilecek biçimde olması iyi olmanın kriteridir. Dürüst olmak gerekirse, insan kusurlu yanlarıyla yüzleşir ve bunu kabul ederse daha sağlıklı bir toplumun oluşmasına katkıda bulunmuş olur. İnsan ne kadar değişirse değişsin, erdemli olmak hala bu dünyadaki en önemli değerdir.

Farkındaysanız bu hayatta kusursuz insan yoktur. Ya doğmamıştır ya da ölmüştür. Hepimizin kusurları var elbette, fakat başkalarına zarar veren kötü yönlerimizi inatla savunmak yerine, kötü duygu ve düşüncelerimizle yüzleşebilmek, kötü yönlerimizi kabul edip düzeltmeye çalışabilmek asıl olan en büyük erdemdir… “Fareler ve İnsanlar” da John Steinbeck ne diyordu: “İyi insan olmak için akıl gerekmez. Ve kötüler her daim akıllılardan çıkar. Bırak biz saf olarak kalalım…”

O zaman birbirimize kötülük yapmayalım!..

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanErdal Çolak
Takip et:
Gazeteci-yazar-akade​misyen. Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kuşça kasabasında 1975’te doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya’da tamamladı, 1996 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki üniversite, daha sonra Danimarka Kraliyet Okulu’nda (İVA) Copenhagen (The Royal School of Library and Information Science) Kütüphanecilik bölümünde tamamladı. Kütüphanenin Kültüre Etkisi ve Bilginin Bilimselliği üzerine doktora yaptı. Danimarka The Union Press Associat​ion IPC yönetim kurulu üyesi, uluslararası basın yayın kartı sahibi. Kişisel gelişim alanında eğitimler aldı. Psikoterapi Eğitimi sertifikası, Yaşam Koçluğu ve NLP (Zihinsel ve Dilsel Programlama) konusunda diploma sahibi. ”Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan” adlı deneme kitabı Dancaya, ”Yalnızlık Aşktır; Yalnızlık, Yokluğun, Hiçliğin Şiirleri” kitabı”. ”Loneliness Is Love” adıyla İngilizceye çevrildi. ”Yüreğim Sensizliğim”, ”Yalnızlık Aşktır”, ”Ben Sana Değil Kendime Geç Kalmışım” adlarında şiir kitapları var. Danimarka’da yaşamaktadır.
Önceki Makale Moskova’da Atatürk fotoğrafları
Sonraki Makale Paramızın peşinde Libya yolunda

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe YazılarıManşet

Anneliğe selam olsun…

Ulaş Başar Gezgin
11 Mayıs 2025
Köşe YazılarıManşet

Başöğretmen gibi olmak

Dr. Nevin Sütlaş
11 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Hariciye geleneğimiz ve kurumsallaşma…

Hasan Sevilir Aşan
8 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Delilik ve “toplu itlaf”

Emre Dilek
8 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?