14.7 C
İstanbul
26 Nisan 24, Cuma
spot_img

Galatasaray liderliği kaptı

Bülent Kaan Köse

Galatasaray, kazandığı Kasımpaşa maçından sonra ligde yerini sağlamlaştırabilmek adına bana göre fikstürün en zorlu maçlarından biri olan Konyaspor ile karşılaşıyordu. Son transferler ile takımın seyircisi önünde kazanacağını düşünüyordum.

Ligde bu maça kadar gol yememiş olan Konyaspor’un ise sahada neler yapacağını merak ediyordum. Bu maçın analizine hep beraber başlayalım. Geçtiğimiz haftalarda takımın ilk hedefinin hızlıca rakibin birinci bölgesine inerek gol bulmak olduğunu söylemiştim.

Maçın başlama düdüğü ile beraber buna şahit olduk. Galatasaray, duran toplardan gol bulma sorununu yavaş yavaş çözüyor gibi. Uzun süre sonra taçtan gelen ilk golü bu hafta gördük. Konyaspor ise Nef Stadyumu’na gelene kadar gol yemeyen bir takım unvanındaydı.

Maçın ilk dakikasında kalelerinde gol görmeselerdi, daha sert bir takım savunması izleyebilirdik. Merkezi çok adamla iyi kapatan Konyaspor, geriye düştükten sonra da Galatasaray’ın üstüne gelmesine müsaade etmedi. Golü bulan sarı-kırmızılıların daha dikine oynayacağını tahmin ediyordum.

Seyirci desteğini aldıktan sonra takımın geçiş oyununu daha hızlı oynaması gerekiyordu fakat Konyaspor burayı iyi kapattı. İlk yarıda, Galatasaray’dan Muslera ile başlayan ve direkt olarak beklere giden birkaç pozisyona şahit oldum. Bu durum, hücum varyasyonunun genişlemesi adına sevindirici. Galatasaray, yediği tüm golleri bu haftaya kadar anlık konsantrasyon kaybı ile kalesinde gördü.

Sistem yavaş yavaş oturuyor. Okan Buruk’un öğrencileri her maç daha fazla topa sahip olarak oynuyor. Bu durumda Torreira’nın etkisi bana göre çok büyük. Sahada basmadık yer bıraktığını hatırlamıyorum. Ek olarak Mertens, fazlasıyla defansa yardımcı oluyor. Tutuk ve sakin bir ilk devre izlediğimizi düşünüyorum.

Bu kadar kapanan ve iyi savunma yapan bir takıma karşı, ilk dakikada gelen gol İlhan Palut’un tüm planlarını bozduğundan, ikinci yarı adına maçın psikolojik olarak kontrolü Galatasaray’a geçti. Konyaspor’un aynı oyun planının devam edeceğinden emindim.

İkinci yarının başlamasıyla beraber oyunun temposu aynı şekilde devam etti diyebilirim. Galatasaray savunma çizgisini öne atarak oyunun her bölgesini kontrol etmek istedi. Temponun bu kadar düşük olmasının ana sebeplerinden bir tanesinin de hakem olduğunu söylemeliyim. İkili mücadelelerin hiçbirine müsaade etmiyor. Kerem’e gösterilen “komik” sarı karttan sonra ise, sarı-kırmızılılar takım olarak baskı yapmaktan çekindi.

Gelen değişiklikler ile beraber Galatasaray’ın oynamak istediği oyun net bir şekilde oturdu diye düşünüyorum. Geçen hafta da Kerem’in saha içinde 10 numara pozisyonuna kayması dikine oyunu daha net etkiledi.

Maçın kaderini belirleyen değişiklik ise bence, Van Aanholt–Debouis değişikliği oldu. Sacha Boey, muazzam bir performans gösterse de, her iki tarafın da aktif olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum.

Maçın kilidini  çözen isim, yaptığı değişiklik ile Okan Buruk oldu. Galatasaray, zorlu fikstüründe tam olarak oyununu oturtamamasına rağmen kazanmaya devam ediyor. Genel olarak takımların bu tip maçları kazanması ligin kaderini belirliyor. Peki sizce, Galatasaray seriye bağlayabilecek mi?

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Medya Günlüğü
Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler