23.7 C
İstanbul
27 Temmuz 24, Cumartesi
spot_img

‘Epistemolojik kopuş’ yoksa liyakat de yoktur!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkan yardımcılıklarına yapılan atamalar bir “liyakat” tartışması başlatmış görünüyor. Hürriyet’i gazete olmaktan çıkaran Ahmet Hakan, bu atamaları “Reis’in üzerimize liyakat boca etmesi” olarak tanımladı. Hakan’ın “reisi” kim bilmiyorum ama ben ortada liyakat falan göremedim!

“Liyakat”, layık olmak durumunu anlatır… Devlet idaresinin düzgün çalışabilmesi için liyakate önem verilmesi gerektiği söylenir… Böylece işi ehline vermiş olursunuz; halka da iyi bir hizmet verilmiş olur.

Merkez Bankası başkan yardımcılığına atananlar ekonomiden çok iyi anlıyorlarmış… Onlar Türk lirasını kurtaracaklar, Türk lirası da bizi!

2021 sonbaharından beri “faiz neden enflasyon sonuçtur” diye ekonomi bilimi reddedilerek Türkiye Ekonomi Modeli diye bir garabet inşa edilmeye çalışılırken bilgi küpü bu liyakat sahipleri ne yapmış? Karıştırdım biraz; hiçbir şey bulamadım! Karıştırdıkça, Hatice Karahan’ın bu yılları Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a başdanışmanlık yaparak, ne kadar olduğunu bilmediğim maaşını alarak ve belki de Türkiye Ekonomi Modeli teorisine katkıda bulunarak güvenli bir şekilde geçirdiğini anladım.

Kimsenin giyimine karışacak değilim tabii ama kadın başkan yardımcımız giyim kuşamına da büyük özen gösteriyor. Saçının teli görünmesin diye sarıp sarmalanıyor.

Aklıma takılan bir soru var: Bilim insanlarının temel özelliği, her olayı neden-sonuç ilişkisi içinde anlamaya ve bize de anlatmaya çalışmaları değil midir? Neden sonuç ilişkilerini doğru bir şekilde kavrar ve ona göre davranırsak dünyanın daha güzel bir yer haline geleceği gibi bir inançları var sanırım. Hatice Karahan da TCMB başkan yardımcılığı görevinde, halkın yararına olacak sonuçlar ortaya çıkaracak nedenler yaratmak için çalışacak herhalde… Bu görevi layıkıyla ile yapabilmesi için ekonomik olayların, özellikle de para ile ilgili olanların nedenlerini ortaya koymak, bunların sonuçları ile ilgilenmek durumunda olacak.

Neden-sonuç ilişkisi ile bu kadar sarmaş dolaş olan biri, giyim kuşamının nedenleri konusunda bizi biraz olsun aydınlatabilir mi? Hatice Karahan, bu giyim tarzına karar verirken kullandığı yöntemi para konusunda karar verirken de kullanırsa ne olacak? Biz “nas teorisi”nden kurtulup merkez bankacılığı konusuna dönebilecek miyiz?

Günün diğer bir moda sözcüğü “rasyonalite” olmalıdır. Türkiye’nin yeni ekonomi yıldızı Mehmet Şimşek, görevini Nurettin Nebati’den alırken “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” diye hepimizin dikkatini çeken bir laf etmişti. Böylece, ekonomik olayları izlemeye çalışırken Nebati’nin ışıldayan gözlerine bakmaktan kurtulduğumuzu sanmıştık. Nebati’nin ışıldayan gözleri, klasik ekonomi biliminden “epistemolojik bir kopuşu” temsil ediyordu. Kendileri için başka bir dünya yaratmaya çalışıyorlardı.

Şimdi ise “epistemolojik geri dönüşe” ihtiyaç var. “Rasyonalite” ancak böyle sağlanabilir.

Bu ekip bunu gerçekleştirebilecek bir epistemolojik yapıya sahip mi?

Giyim kuşama takmış gibiyim… Sorudan bir türlü kurtulamıyorum: Kendi giyim kuşamı hiçbir rasyonel nedene dayanmayan biri, para konusunda rasyonel kararlar alınmasına katkıda bulunabilir mi? Yoksa onun başlıca vazifesi, giyim kuşamına yansıttığı düşüncenin Merkez Bankası’ndaki varlığını korumaya çalışmak mı olur?

Bekleyelim ve icraatı görelim diyen onlarca ekonomisti takip etmeye çalışıyorum… Sanırım onların izlemek için harcadıkları emeğe de yazık olacak.

Hasan Erçakıca

1956 yılında Kıbrıs-Larnaka’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kıbrıs’ta tamamladıktan sonra 1974 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde makine mühendisliği okumaya başladı. Okuldan siyasi nedenlerle ayrıldıktan sonra gazeteciliğe başladı. Daha sonra Anadolu Üniversitesinde ekonomi (2000) okudu; yüksek lisans derecesini Yakın Doğu Üniversitesinde gazetecilik alanında tamamladı (2004). Doktorasını, “Kıbrıslı Türklerde Kamusal Alan, Kamuoyu ve Kamuoyu Oluşturma” konulu teziyle Girne Amerikan Üniversitesinde verdi. Yenidüzen gazetesinde başladığı gazetecilik yaşamını daha sonra çeşitli platformlarda devam ettirdi. Medya Günlüğü’nün yanı sıra kendisine ait vekıbrıs.com sitesinde yazıları, Bakış Açısı-Kıbrıs isimli Youtube kanalında videoları yayınlanmaktadır.

Hasan Erçakıca
1956 yılında Kıbrıs-Larnaka’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kıbrıs’ta tamamladıktan sonra 1974 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde makine mühendisliği okumaya başladı. Okuldan siyasi nedenlerle ayrıldıktan sonra gazeteciliğe başladı. Daha sonra Anadolu Üniversitesinde ekonomi (2000) okudu; yüksek lisans derecesini Yakın Doğu Üniversitesinde gazetecilik alanında tamamladı (2004). Doktorasını, “Kıbrıslı Türklerde Kamusal Alan, Kamuoyu ve Kamuoyu Oluşturma” konulu teziyle Girne Amerikan Üniversitesinde verdi. Yenidüzen gazetesinde başladığı gazetecilik yaşamını daha sonra çeşitli platformlarda devam ettirdi. Medya Günlüğü’nün yanı sıra kendisine ait vekıbrıs.com sitesinde yazıları, Bakış Açısı-Kıbrıs isimli Youtube kanalında videoları yayınlanmaktadır.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
678TakipçilerTakip Et
11,600TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler