Perşembe, 15 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Hrant Dink: Acı ve utanç…

Emre Dilek
Son güncelleme: 21 Ocak 2025 19:38
Emre Dilek
Paylaş
Paylaş

Sene 1993 Ocak ayı, yer Stockholm, lapa lapa yağan kar bazen sert esen rüzgarla tipiye dönüşüyor.

Bir yandan soğuk diğer yandan da yüzümü acıtan o tipiye rağmen iş yerimin olduğu durakta değil de bir durak önce iniyorum her gün. Çünkü orada bir gazete bayi var. İnternetin olmadığı devirler Türkiye’yi Almanya’da basılan ve bize 2 gün sonra gelen Hürriyet gazetesinden takip edebiliyorum ancak. Cebime koymadan önce gazeteyi bakıyorum göz ucuyla başlığa. Uğur Mumcu’yu öldürmüşler.

Bugün bile hatırlıyorum o anda hissettiğim üzüntüyü. Bugün geldiğimiz noktayı uzun yıllar öncesinden bize göstermiş anlatmıştı kitaplarında. İlk aklıma gelen artık bir şeylerin eksik olacağıydı. Siyasal hafızamızın en önemli tanığını, yılların bilgi birikimi ve donanımını alçakça yok etmişlerdi. Yani bizi aydınlatan ışıklardan birisini söndürmüşlerdi.

Katillerinin kimler olduğu ise kendi sözlerinin içinde saklı zaten.

“Ben Atatürkçüyüm… Ben, cumhuriyetçiyim… Ben lâikim… Ben antiemperyalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben insan hakları savunucuyum… Ben, terörün karşısındayım… Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.” Uğur Mumcu…

Yıllar sonra sene 2007 yılı Ocak ayı, Helsinki’de turizm fuarındayız. On ya da on iki kişilik bir grup Türk Konsolosluğu’nda yemeğe davetliyiz aynı akşam. Yemek öncesi resepsiyonda aldık o kötü haberi. Hrant Dink kahpece katledilmişti. O an hissettiklerimi de çok net hatırlıyorum. Uğur Mumcu’nun haberinden farklı olarak bu sefer acının yanında hissettiğim büyük bir utançtı. O ürkek güvercine sahip çıkamamış olmanın utancıydı. İhtiyacımız olan toplumsal uzlaşmanın önemli bir neferini kaybetmiştik. Nefretle beslenen karanlıklara karşı bir ışıktı. Marquez’in Kırmızı Pazartesi romanındaki gibi herkesin bildiği ama kimsenin bir şey yapmadığı bir cinayet.

O hedefti çünkü Türkiye ile Ermenistan arasında iyi komşuluk ilişkileri olsun istiyordu. 1915 sadece rakamlarla konuşulmasın, her iki halkın da acılarına ve travmalarına empati kurulsun istiyordu. Kısaca “geçmişi halletmek için önce bugünü halletmemiz gerekir” diyordu.

Hrant Dink ‘”Hasta iki toplum var: Türkler ve Ermeniler… Ermeniler büyük bir travma yaşıyor Türklere yönelik, Türklerse Ermenilere yönelik büyük bir paranoya yaşıyor. İkisi de klinik vakalar… Kim tedavi edecek bizi? Fransız Senatosu’nun kararı mı, Amerikan Senatosu’nun kararı mı? Kim reçeteyi verecek? Kim bizim doktorumuz? Ermeniler Türklerin doktoru, Türkler de Ermenilerin doktoru… Bunun dışında doktor, ilaç, hekim mekim yok…” diye altını çiziyordu iki toplum arasındaki diyaloğun ve uzlaşmanın.

Nuh Tufanını biliyorsunuz. Tanrı yarattığı insanın yeryüzüne kötülük ve yozlaşma saçtığını görünce, onu bir tufanla cezalandırmak ister ve Nuh Peygamber’e bir gemi yapmasını, bu gemiye her hayvandan erkek ve dişi olarak almasını söyler. Ardından büyük tufan gerçekleşir. Nuh Peygamber’in gemisindeki canlılar hariç, yeryüzündeki tüm canlılar yok olur. Tufan durulduğu zaman Nuh, suların çekilip çekilmediğini anlamak için geminin penceresinden bir güvercin salar. Sular çekilmediği için güvercin bir müddet sonra geri döner. Yedi gün sonra güvercini tekrar uçurur. Güvercin bu sefer, gagasında taze bir zeytin yaprağıyla gelir. O zaman anlar suların yeryüzünden çekildiğini.

Ağzında zeytin yaprağı tutan güvercin, o günden bugüne, ümidin ve barışın simgesi olur.

Günümüzde gagasında ümidi, barışı ve doğruyu taşıyan o güvercinlerin sayısı azaldı. Devir taklacı güvercinlerin devri. Yaşar Kemal’in dediği gibi, “Bir daha, bir daha hiç gelmeyecekler. hiç, hiç, hiç! demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. şu dünyanın yaşaması müşkül hal ilen. bin iyiyi bir kötüye kul eden…”

Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanEmre Dilek
Takip et:
1968 yılında Ankara’da doğdu, İstanbul’da büyüdü ve İsveç’te olgunlaştı. Turizm yöneticiliği ve uluslararası ilişkiler konusunda lisans ve yüksek lisans yaptı. Şimdilerde klasik filolojiye merak sardı, bu sebeple üniversiteye tekrar başladı. Genel kültür ve tarih ve dile merakı var. Bu konuda bildiklerini ve öğrendiklerini gerek sözlü gerekse de yazılı olarak paylaşmaktan mutlu oluyor...
Önceki Makale Beyin ve kalp karşıtlığı
Sonraki Makale Moskova’da ‘Diyanet’ polemiği…

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

Birand’ın başını ağrıtan röportaj

Cenk Başlamış
15 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Kaderimiz Devlet Bahçeli’nin iki dudağının arasında…

Aydın Sezer
14 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Değişimin kalbinde insan

Erdal Çolak
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?