Sen birsin, teksin eşsizsin.
Evet öylesin teksin sen eşin benzerin yoktur.
Uzunsun, yakışıklı futbolcu ve kuvvetli güçlü.
Para, pul, han, hamam sende.
İşaretinle topuk vuranlar da, var işaretinle gol atanlar da.
İşaretinle bir kadını, çok kadını sürükler errkekklerin, saçlarından kadınları.
Bir işaretin yeter kana bulanmasına nar gibi kızarmış bir ekmeğin.
Teksin eşsiz ve güçlü çok güçlü, gücün daniskası da sende, hoparlörün devlet malı da.
En hızlı sen koşarsın, yükseğe en yükseğe sen atlarsın, uzunsun uzun adım atlarsın dünyalar rekoru.
Güreşe durduğunda da rakip çıkmaz sana.
Teksin.
Bir sen varsın, bir de ayna.
Biz mi?
Boş ver bizi, kalabalığız işte.
Kimi işinde gücünde kimi.
İşçi, köylü, esnaf, zanaatkar, sanatçı filan.
Öğrenci.
Aylak aylak gezen Girne kordon boyunda, İstanbul Tarabya, Ankara Kızılay, İzmir Kordon’da, Diyarbakır Çarşısı’nda, Antep Bakırcılar’da.
Boş gezenin boş kalfaları, o kadar boş ki kuruş yok hesapta.
Yürürüz işte harnıbtan taşa, taştan harnıba, türkü tuttururuz bazen bazen şarkı, kimi zaman vururuz şiire.
Rakı şişesinde balık demişti ya bir garip Orhan Veli.
Avareyiz bahar gelince delirecek.
Gökyüzünü biz boyarız, denizin tuzuyuz, dalgası, köpüğü.
Sen teksin ve eşsiz güçlü hükümdar.
Biz baharız, her bahar çiçeklenen.