Ömer Yalçınkaya
Para ve pul koleksiyonculuğunda tematik biriktirme yaygın bir olgudur. Banknot veya madeni para koleksiyonu yapanlar genelde belirli ülke ya da dönemi seçerler. Konuya dayalı koleksiyonculuk çok daha sınırlıdır. Pul koleksiyonculuğunda ise tematik koleksiyon yapma geleneği çok daha yaygındır.
Ancak hem nümismatlar (*) hem de filatelistler (**) için Kraliçe II. Elizabeth başlı başına bir koleksiyon alanıdır. Hatta dünyada fenomenleşmiş bir koleksiyonculuktur.
Kraliçe paraları üzerine birçok kitap ve katalog yazılmıştır. Hatta bunlardan biri geçen yıl ülkemizde bir dostumuz tarafından yayınlandı ve Dünya Banknot Cemiyeti olan IBNS tarafından ödüle layık görüldü. İngiltere ve yeryüzü üzerinde hükmettiği sömürgeleri açısında bu ilgi anlaşılır bir durumdur. Ancak dünya genelinde kraliçenin bir tutkuya dönüşmesini açıklamak çok da kolay değildir.
Şimdi bu olguyu daha iyi anlamak için biraz daha yakından bakalım…
Kraliçe II. Elizabeth’in portresi ilk kez 1935 yılında bir Kanada banknotunun üzerinde yer aldı. Kendisi henüz dokuz yaşında bir prensesti.
6 Şubat 1952 tarihinde babası VI. George’un ölümünün ardından bir kraliçe olarak ilk kez 3 Haziran1952 tarihli bir Seylan banknotunda görüldü. Artık yetmiş yıl sürecek bir serüven başlamıştı.
Kraliçe, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda’nın devlet başkanıdır. Bu ülkelerin kağıt ve madeni paralarında portresinin bulunması doğaldır. Ama durum bunlarla sınırlı değil. Yetmiş yıllık monarşisinde otuzun üzerinde ülkenin yüzlerce banknotunda portresi yer aldı. Bunlar sırasıyla şöyle:
Avustralya, Bahamalar, Britanya Hondurası ve sonradan değişen adıyla Belize, Bermuda, Cebelitarık, Doğu Afrika (bugün Kenya, Uganda, Tanzanya ve Somaliland olan bölge), Doğu Karayip Adaları (Anguilla, Antigua ve Barbuda, Grenada, Montserrat, St. Kitts & Nevis, St. Lucia, St. Vincent ve Grenadinler), Falkland Adaları, Fiji, Guernsey, Güney Rodezya (kısmen bugün Zimbabve içinde olan bölge), Hong Kong, İngiltere, Jamaika, Jersey, Kanada, Kayman Adaları, Kıbrıs, Malaya ve Britanya Borneosu (bugünkü Malezya, Brunei ve Singapur’u içine alan bölge), Malta, Man Adası, Mauritius, Rodezya (bugünkü Zimbabve), Rodezya ve Nyasaland (bugün kısmen Zimbabve, Zambiya ve Malavi olan bölge), Seylan (bugünkü Sri Lanka), Seyşeller, Solomon Adaları, Trinidad ve Tabago, Yeni Zelanda, Zambiya. Bunların içinde sadece Zambiya parasının deneme baskısı yapılmış fakat tedavüle sürülmemiştir.
İnsan okurken bile zorlanıyor. Kraliçe’nin babası VI. George ve dedesi V. George döneminde Britanya Hindistan’ı (bugün Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Myanmar olan bölge), Boğazlar Yerleşimleri (bugünkü Singapur), Leeward Adaları gibi başka sömürgelerde de kralların portreleri vardı. Topraklarında güneşin batmadığı imparatorluk diye boşuna dememişler…
Birleşik Krallık bünyesinde yer alan İskoçya ve Kuzey İrlanda’nın kendi banknotlarını basma yetkisi var. Hatta bir değil birkaç banka para basabiliyor. Aynı Hong Kong’da olduğu gibi. Ancak ilginç olan nokta kraliçenin portrelerinin bulunduğu ülkeler listesinde İskoçya ve Kuzey İrlanda’nın olmaması. Kraliçe sadece tek bir İskoç hatıra banknotunun arka yüzünde yer aldı. Kuzey İrlanda’nın hiçbir banknotunda görülmedi.
Bunun temel sebebi bu ülkeler birliğe katılırken onlara tanınan sınırlı özerklik. Ancak kral ya da kraliçe istese bu paraların üzerine portresini bastıramaz mıydı? Büyük olasılıkla evet. On binlerce kilometre ötedeki sömürgelerin bile paralarına, biraz zorlamayla da olsa, portrenizi koyarken, doğrudan kendi yönetiminiz altında olan yanı başınızdaki topraklarda bunu yapamamanız pek akla yatmaz.
Ancak yazılı bir anayasası bile bulunmayan ve geleneklerle yönetilen Birleşik Krallık’ta bazı duyarlılıklar var. İskoçlar, yıllarca İngilizlerle savaşmış bir ulus. Bugüne değin birlikte yaşamaya bir şekilde uyum sağlamış olsalar da aslında bağımsızlık yanlıları nüfusun önemli bir kesimini oluşturuyor. 2014 yılında yapılan referandumda bağımsızlığa hayır diyenlerin oyu sadece %53’tü. Brexit’in ardından bu oranın daha da azaldığı düşünülüyor.
Kuzey İrlanda’daki durumu yıllarca süren iç savaş ve IRA dolayısıyla daha yakından biliyoruz. Orada Brexit sonrası ayrılma isteği çok daha fazla.
Ortada bu duyarlılıklar varken Kraliçe’nin portresinin bu ülkelerin paralarında neden olmadığını anlamak kolaylaşıyor. Bugün gerek İskoçya’da gerekse Kuzey İrlanda’da tanık olduğumuz kraliçeye gösterilen saygının temelinde bu hassas noktalara kendisinin gösterdiği duyarlılık olduğunu düşünebiliriz.
Ölümünün ardından görüyoruz ki Kraliçe’nin seveni kadar sevmeyeni hatta nefret edeni de vardı.
Bu durum 1954 yılında Kanada’da basılan paralarda kendini açığa çıkardı. Banknotlarda yer alan portrede Kraliçe’nin saçının içine bir şeytan yüzü yerleştirildiğini görüyoruz. Bu portreli paralara İngilizce “devil’s face” deniyor. Durumun fark edilmesiyle birlikte portre üzerinde rötuş yapılıyor ve paralar yeniden basılıyor. Geri toplatıldıkları ve baskıları devam etmediği için koleksiyon değeri oldukça yüksek olan banknotlar bunlar.
İlk olarak şeytan yüzünün oraya paranın tasarımcısı grafiker tarafından yerleştirildiği düşünülüyor. Elbette konu hakkında soruşturma açılıyor. Ancak varılan sonuç grafikerin tek başına sorumlu tutulamayacağı, Kraliçe’nin saçını yapan kuaför ve portre fotoğrafını çeken fotoğrafçının da eşit oranda “suç ortağı” olabileceği sonucuna varılıyor.
Konuya ilgi duyanlar Kanada Merkez Bankası Müzesinin resmî internet sitesinden daha fazla bilgiye ulaşılabilirler: https://www.bankofcanadamuseum.ca/2018/10/devil-hairdo/
Kanada’nın Fransız kökenli Quebec halkı için Kraliçe’nin çok da melek yüzlü görünmediğini söyleyebiliriz.
Bir insan yetmiş yıl monarşinin başında olursa ve tüm paralara portresinin basılması gerekiyorsa elbette bu sıkıntılı bir durum yaratır. Kimse doksanını aşmış bir kişinin portresini paralarda görmek istemez. İngilizler bunun da bir yolunu buldular ve Kraliçe’nin önceki yıllarda çekilmiş portrelerini paralarında kullandılar. Böylece banknot ve madeni paralardaki kraliçe ellisinin üzerine pek çıkmadı. Yazılı kanunlardan çok, gelenekler ve teamüllerle yönetilen ülkenin sömürgeleri de aynısını başarıyla uyguladılar.
Buraya kadar sadece portrelerden bahsettik ancak konu kraliçe paralarının koleksiyonu olunca bu alanda dünyanın en büyük koleksiyoncusu Kraliçe’nin kendisi.
İngiltere’de ve diğer tüm sömürgelerde basılan banknotların spesimenleri (örnekleri) ve seri numarası 000001 olan banknotlar mutlaka Kraliçe’ye sunuluyor. Muhtemelen basımından önce kendisinin onayı da alınıyor. Bu ilk seri numaralı paralar dünyanın en nadir paraları ve koleksiyon değerleri nominal değerlerinin yüzlerce hatta binlerce kat üzerinde.
Bu açıdan bakıldığında dünyanın en değerli kağıt ve madeni para koleksiyonunun Kraliçe’ye ait olduğu kolaylıkla söylenebilir.
Madeni paralara gelince, Kraliçe’nin portresiyle para basan ülke sayısı daha da fazla. Çünkü Alderney, Kiribati, Palau, Tokeleu Adaları, Tuvalu gibi Birleşik Krallık’ın yönetiminde olan sömürgeler kendi banknotlarını basamıyorlar ancak madeni paralarını çıkarabiliyorlar. Çoğu altın ya da gümüş olan hatıra paralar da dahil olmak üzere binlerce madeni paradan söz ediyoruz. Bunların da her biri kraliçenin koleksiyonunda mevcut.
Filatelide de benzer durum var. Birçok sömürge ve bağlı topraklarda pul basılabiliyor. Bunların arasında Antarktika bile var. Liste çok uzun olduğu için burada yazmayacağım.
Kraliçe aynı zamanda çok tutkulu bir filatelist. Pullarıyla yakından ilgilendiği ve onlarla çok zaman geçirdiği biliniyor. Dünyanın en büyük ve en değerli pul koleksiyonunun da kendisine ait olduğunu artık siz de tahmin etmişsinizdir. Ama değerini tahmin etmeniz biraz zor. En az 150 milyon dolar! Elbette Kraliçe Victoria’dan başlayarak, dedesi ve babası tarafından basılan pullar bu koleksiyonun en değerli parçaları.
Kraliçe koleksiyonculukta bir fenomen olmayı başardı.
Dünyanın en zengin ve en büyük gücü elinde bulunduran kadını olmasına karşın alçak gönüllülüğü, sade giyim tarzı ve sergilediği hoşgörülü davranışlarıyla, çirkin ve vahşi emperyalizmin adil ve sevimli yüzü olmayı başardığı gibi.
(*) Madalya ve eski para bilimiyle uğraşan kimse.
(**) Pulcu.