Erdal Çolak
Varoluşun anlam ve amacına ulaşmak için bireyin yüzündeki fiziksel ve ruhsal potansiyelini düşünce ve duyum yoluyla yalın bir biçimde anlamak… İnsanın hayatı anlamlandırmasını etkileyen sayılamayacak kadar çok şey ile ifade edebiliriz. Eğer uğrunda kendisini hayata bağlayan değerler yoksa insan var oluşun anlam bilincinden uzak olup hayatın anlamını asla keşfedemez.
İnsandaki hayata bağlanma ya da anlamlandırma duygusunun yokluğu çözümü olmayan bir bulmacaya ya da insanı içinde çıkılmayacak bir girdaba sürükler.
İnsan kendi içindeki boşluk duygusu altında ezilmiş, varoluşa tutsak olmuş. Bilemiyorum bana mı öyle geliyor; varoluşsal boşluk çağımızın yaygın bir olgusu, içimi kemiriyor.
İnsanlık, toplum nereye gidiyor?
Dini anlayışla baktığımızda insanlık nereye gidecek? Cehenneme mi?..
H.K.G.’nin 6 yaşındayken 29 yaşındaki bir kişi ile evlendirilerek yıllarca cinsel istismara maruz kaldığını açıklaması yüreğimizi parçaladı, hepimizde nefret uyandırdı. Küçük kızın yaşadıklarına lanet okuduk. Aklı başında, insani duyguları ruhunda hisseden herkes tepki verdi. Ailesinin koruması gereken kıza toplum bir aile gibi sahip çıktı.
Bu yazı yazmamın amacı, birçok toplumda bu tür olayların azımsanamayacak kadar çok olması. Bizler sadece 6 yaşındaki kızın olayı ile tepkimizi, nefretimizi ortaya koyduk. Biliyor musunuz, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre 2020 yılında evlenen kız çocuk sayısı 13.114, 2021’de ise 13.135’miş. Yani kız çocuk evliliklerinin toplam evlilikler içindeki oranı %2,7 iken aynı yaş grubunda olan erkek çocuklarının toplam evlilikler içindeki oranı sadece %0,1’miş. Üstelik, erken yaşta evlendirilen kız çocukları arasında doğum oranları da azımsanamayacak seviyede.
TÜİK’e göre 2021 yılında 15-17 yaş grubundaki 7 bin 73 kız çocuğu doğum yapmış. Erken yaşta “gelin” olmuş çocukların sorunları bir zehirli bir sarmaşık gibi toplumu zehirliyor. Bu durum dünyada da pek farklı değil. Her yıl 12 milyon kız, çocukluklarını yaşayamadan zorla evlendiriliyor. Başka bir ifadeyle, dünyada her 7 dakikada bir kız çocuğu gelin ediliyor. Son 10 yılda yaklaşık 115 milyon erkek çocuk da evlenmiş.
Yok neymiş, insanlık altın çağını yaşıyormuş! Bu mu modernizm, bu mu ilerleme? Herkes iPhone, bilgisayar kullansa, teknoloji ileri gitse ne yazar? Çocuk yaşta evlendirilen milyonlarca çocuğun hiç bir değeri yok mu? Bugün dünyada 650 milyon kadın daha çocukken 18 yaşından önce evlendirilmiş, insanın inanası gelmiyor…
Erken yaşta gelin edilmiş bir kızın ya da evlendirilmiş erkek çocuğun aniden boşluğa düşmesi… Daha annesinden psikolojik kopuşu sağlayamadan birden gelin edilmesi çocuğun anneye olan güvenini boşa çıkarır. Kızını yeterince sevemeyen anne, kutsallığını yitirmiş olur. Çünkü demek ki anne kendisini çocuğundan değerli görmektedir. Çocuk yaşta kızını evlendiren bir baba da olsa olsa şizofrendir çünkü gerçeklik duygusunu tamamen yitirmiştir.
Gelelim o kız çocuğu ile evlenen kişiye… Öncelikle bu insanda özgüven eksikliği vardır, küçük kız çocuğuna hükmederek ödünleme çabasındadır. Bu tür insanlarda kişilik bozukluğunun yanında cinsi sapıklık ve tatmin edilemeyen duygu ve düşünceler vardır.
Sizin aklınız alıyor mu, dünyada bu kadar örgüt, kuruluş varken nasıl oluyor da çocuklara bu kötülükleri yaşatıyoruz? Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve UNFPA iş birliğiyle Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesine Yönelik Birleşmiş Milletler Ortak Programı yürütülüyor. Tamam yürütüyor da başarılı olabiliyor mu?
Küçük yaşta evlendirilen çocuklar sorununu manevi kültür ögelerini mantıklı, anlaşılır, kabul edilebilir seviyeye getirdiğimizde, gerici adet ve geleneklerden kurtulduğumuzda, değer yargılarını akılcı bir seviyeye yükselttiğimizde çözebiliriz.
Gerçeği hayalinden daha güzel olan tek şey kız evlattır…