Melek Ay
“Lale devri çocuklarıyız” diye söze başlamak hiç de abartı bir tanım olmayacaktır.
Lale, yakın tarihe baktığımızda, enerjinin saf olandan daha tutkulu, hareketli ve isteklerin kontrol edilemediği bir bölümü anlatır gibidir.
Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yaşam biçimini değiştirme etkinlikleri “Lale Devri” olarak tanımlanır. Zevk ve sefa devri olarak da bilinir.
Lale, 1633-1637 yıllları arasında ise “Lale Çılgınlığı” (Tulpenmanie) adı ile tarih sayfalarında yer almıştır. Maddi dünyanın büyüsüne kapılmış insanlara önce çıkış sonra çöküş yaşatan, tutku, hırs ve aşırılıklar devri olarak bilinir.
Çeşitli efsanelere konu olan lotus (*) çiçeği ise Budizm ve Hinduizm’de mükemmelliğin somut bir ifadesi olarak kabul edilir.
Lotus çiçeği kirli, çamurlu sularda yetişir. Köklerinin bulunduğu kirli, çamurlu suya rağmen suyun üzerinde yaprakları ve çiçeği tertemiz olan bu bitki, Doğu’nun inanış sisteminde saflığın sembolü olmuştur.
Lotus, maddi dünyanın tüm yanılgılarına rağmen kendimizi temizleyebilme ve aydınlanabilme potansiyelimizi hatırlatır. Bilinç seviyemizdeki yücelmeyi temsil eder.
Hint mitolojisinde insanın ruhsal niteliklerini geliştirmesi, düzeltebilmesi ve aydınlanabilmesi açısından ayrıca önemli bir yere sahiptir. Kutsal Hindu-tanrı (Trimurtu) üçlemesinde ilk tanrı “Brahman” dır. Lotus çiçeğinin üzerinde oturan “Brahman” yaratıcıdır, yaratır.
“Vishnu” ikinci tanrıdır ve aydınlatır. “Shiva” ise üçüncü tanrıdır ve yok eder.
Aslında buradaki sembolizm bize varoluşun üç döngüsünü-üç bilinci (yaratan-aydınlatan-yok eden) anlatmaya çalışır.
Lotus, insanın ışığa olan kendi yolculuğunda manevi aydınlanmanın bir sembolüdür.
Mısır kültüründe de karşımıza çıkan bu çiçek “Seshen” olarak bilinir. Güneş’i ve yeniden doğuşu temsil eder.
Kökleri çamurda olan lotus; karanlık, ağırlık, atalet, bayat, tembellik, maddiyat,
gövdesi suda olan lotus; hamlık, enerji, eylem, yaratıcılık, hareket, değişim,
yaprağı ve çiçeği suyun üzerinde olan lotus; olgunluk, saflık, denge, olma hali, ışık, uyum demektir.
Cehalet çağında (Kali Yuga) yeni bir yıla daha gireceğiz. Çamuru ve kirli suyu fark edebildiğimiz ama dikkatimizi tepemizdeki bin yapraklı lotusa çevirebildiğimiz bilince vesile olması dileğiyle…
“Aynı kırmızı, mavi veya beyaz lotus çiçeğinin bataklıkta doğup, büyüyüp, su üzerine çıkması ve bataklığın onu kirletememesi gibi ben de dünyada doğdum, büyüdüm ve dünyanın üstesinden geldim; ama dünya beni kirletemedi. Ey Brahma” beni aydınlanmış olarak hatırla.” Gautama Buddha
Namaste…
(*) Lotus: Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen ortak ad.
