Cuma, 14 Kas 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
EditörKöşe Yazıları

Ahıska Türklerinin dramı

Cenk Başlamış
Son güncelleme: 14 Kasım 2025 23:18
Cenk Başlamış
Paylaş
Paylaş

Sovyetler lideri Josef Stalin’in, Gürcistan’ın Türkiye sınırına yakın bölgelerinde yaşayan Ahıska Türklerini trenlere doldurarak apar topar sürgüne göndermesinin üzerinden tam 81 yıl geçti.

Yanlarına hemen hemen hiçbir şey almasına izin verilmeyen Ahıskalılardan yaklaşık 17 bini soğuk, açlık ve hastalık sonucu yolda hayatını kaybetti. Hayatta kalanlar Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’a yerleştirildi.

1-5 Haziran 1989 yılında Özbekistan’ın Fergana Vadisi’nde yaşayan Ahıska Türkleri, büyük olasılıkla Sovyet gizli servisi KGB tarafından çıkarılan dedikoduların sonucu Özbeklerin saldırısına uğradı. “Fergana katliamı”nda en az 100 kişi öldü, bine yakın kişi de yaralandı. Olayların ardından yine yola düşmek zorunda kalan Ahıskalılar evlerini terk ederek Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Ukrayna gibi diğer Sovyet cumhuriyetlerine gitti.

Katliamlara ve eziyetlere hedef olan Ahıskalılar yıllar boyunca vatanlarına, Türkiye’ye göç edebilmek arzusuyla yaşadı.

Yıllar önce Kırgızistan’da kaldığım oteldeki odamdan çıkarken kat görevlisi kadının yanında esmer bir gencin oturduğunu fark etmiştim. Tam yanlarından geçerken kadın gence başıyla beni işaret ederek Rusça, “O da Türk” demişti.

Devir Sovyet devriydi. Kısa süredir bulunduğum ülkede o ana kadar “Ben Türk’üm” diyen bir Sovyet vatandaşıyla karşılaşmamıştım. Rus kat görevlisinden Türk olduğumu öğrenen Ali yanıma koştu, beni şaşırtan bir durulukta Türkçe konuşmaya başladı, kısa bir sohbetten sonra da “Gel hemen bizim köye gidelim, annem, babam, kardeşlerim seni görünce çok sevinecek…” dedi.

Sevinmek ne kelime, evde bayram vardı, Ali’nin annesi mutluluktan ağladı… Kalabalık evdekilerin hayatları boyunca gördüğü, dokunabildiği ilk Türk, daha doğrusu ilk Türkiyeli Türk bendim. Türkiye’den binlerce kilometre uzakta, Orta Asya’da bir köyde saf Türkçe konuşan, gece gündüz Türkiye’yi düşünen, Türkiye’den “vatan” diye söz eden insanlar görmek çok etkileyiciydi. Ahıska Türkleri ile ilk karşılaşmam böyle oldu.

Bu olaydan kısa süre sonra Özbekistan’ın Fergana Vadisi’nde Özbekler yıllardır beraber yaşadıkları Ahıska Türklerine saldırdı. Aslında “saldırdı” ifadesi durumu anlatmıyor, burada yazılamayacak kadar korkunç bir katliam yaşandı Fergana’da. (manşet fotoğrafı) Yakınlarını kaybeden, evleri yakılan Ahıskalılar mecburen yine yola düştü.

Ahıskalılar kadar acılar yaşamış, baskılar görmüş, etnik kimliklerinden dolayı aşağılanmış halk herhalde azdır yeryüzünde. Osmanlı vatandaşı olan Ahıskalılar 1829 Edirne Antlaşması’yla Ruslara bırakılan topraklarda kaldı. Şehirli olanları evlerini terk etti Osmanlı’ya geldi, köylüleri ise doğdukları topraklardan ayrılamadı. Sovyet döneminde bu kez de Gürcistan sınırı içinde kaldılar, 1944 yılında Stalin üç gün içinde binlerce Ahıskalıyı Orta Asya’ya sürdü.

Eski Sovyet topraklarında milyonlarca Türk asıllı halk yaşardı ancak nüfus cüzdanlarının etnik kimlik bölümünde “Türk” yazan sadece Ahıskalılardı. Ağır bir baskı ve asimilasyon altında yaşayan diğer Türk asıllı halklar arasında hiçbiri kimliğini Ahıskalılar kadar öne çıkarmamıştı. Ama “Osmanlı Türkleri” de denilen Ahıskalıların Türk olduklarını kendi vatanlarına kanıtlamaları çok uzun sürdü.

Fergana’dan ayrılmak zorunda kalanların lideri İbrahim Gazigil’in (Mecitoğlu) rüyalarını Türkiye süslüyordu. O dönemde görevli olduğum Milliyet Moskova Bürosu’na defalarca gelmiş, Türkiye’ye göç etme hayallerini anlatmıştı. O kadar idealize ediyordu, öyle düşler kuruyordu ki, geldiği zaman hayal kırıklığı yaşamaması için bir gün dayanamayıp, “İbrahim Bey, Türkiye senin sandığın gibi güllük gülistanlık bir ülke değil” demek zorunda kaldım. Bir an sustu, gözlerimin içine bakarak, “Umurumda değil! Orası benim vatanım. Gidip orada ölmek istiyorum…” dedi.

Avukat olan Gazigil halkı için çok uğraştı, önüne konulan duvarları elleriyle teker teker yıktı. Üstelik, bazı duvarları koyan “kağıt üstündeki ülkesi” Sovyetler değil, “gerçek vatanı” Türkiye’ydi. 1990’ların başında Ankara’da görüştüğü dönemin Devlet Bakanı Ercüment Konukman’dan önce, “Git işine kardeşim ne göçü! Her aklına gelen Türkiye’ye göç mü edecek! Git yaşa ülkende!” tepkisini işitince ağzından sadece üç kelime çıktı: Benim ülkem burası…

“Siz bizim parçamızsınız”

Hiçbir şey cesaretini kıramadı, inat etti, didindi çabaladı, sonunda dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a kadar çıktı. Bazıları 3-4 saati bulan özel görüşmelerde, “İbrahim, oğlum, biz bu meseleyi çözeceğiz. Siz bizim parçamızsınız” diyen Özal, Gazigil’in Sovyet sistemi, Rusya ve Kafkasya’ya ilişkin siyasi değerlendirmelerinden de olağanüstü etkilenmişti. Başlarda Ahıska Türklerinin göçüne soğuk bakan Konukman daha sonra süreçte çok önemli rol oynadı.

2 Temmuz 1992’de Özal’ın çabasıyla Ahıskalıların Türkiye’ye göç etmesiyle ilgili yasa Meclis’te kabul edildi, 11 Temmuz’da da Resmi Gazete’de yayımlandı. Gazigil’in önderliğinde gelen ilk 150 aile Iğdır’a yerleşti. Aslında Bakanlar Kurulu 1993 yılında Ahıskalı 350 ailenin daha Türkiye’ye gelmesi kararı almıştı ama o karar hiç uygulanmadı. Buna karşılık adı sözde “yardım derneği” olan ama aslında insan ticareti yapanların para karşılığı Türkiye’ye getirdiği Ahıskalıların sayısı günümüzde belki de 100 bine ulaştı. Bunları içi burkularak anlatan Gazigil, “Birilerinin bu işten para kazandığına mı yanayım, Türk bile olmayanların kendilerini Ahıskalı diye gösterip vatandaşlık almasına mı” diye yakınıyor.

Artık 70 çoktan yaşını aşan Gazigil’in mutluluğunu her şeye rağmen ne bunlar hatta ne de Sovyetlerde aldığı hukuk diplomasını Türkiye’nin tanımaması gölgeleyebiliyor. O, 30 yıl öncesine kadar Türk devletinin haberdar olmadığı, öğrenince de başlarda varlığını kabule yanaşmadığı unutulmuş bir halkı ana vatanına kabul ettirebilmenin gururunu taşıyor.

Şu anda Ankara’da yaşayan Gazigil, Orhan, Selçuk ve Turgut isimlerinde “vatana millete hayırlı” üç evlat yetiştirdi. Sonunda vatanına kavuşmuş olsa da geride kalan ve zor koşullarda yaşamaya devam eden Ahıskalılar için 200 yıla yaklaşan haksızlığı gidermek için mücadeleye devam ediyor…

Not: Fotoğraf temsilidir.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiRusya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanCenk Başlamış
Takip et:
42 yıllık meslek yaşamının 21 yılını Milliyet gazetesi, CNN Türk ve 32. Gün'ün muhabiri olarak Moskova'da geçirmiş bir gazeteciden medya eleştirileri ve Rusya ağırlıklı dış politika, kimi zaman da gezi ve amatör müzik yazıları. "Sovyetleri Yıkan Darbe: Kuğu Gölü Operasyonu", "Rusya'da Bir Çılgın: Son Çar Jirinovski" ve "Gorbaçov'dan Putin'e...Rusya'nın Sırları" ve "Vladimir Vladimiroviç Putin: Rusya'yı Ayağa Kaldıran Lider" (Okay Deprem'le) kitaplarının yazarı. Sürekli basın kartı sahibi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi. https://www.instagram.com/djenkbaslamis/
Önceki Makale Etiketlerdeki gerçekler
Sonraki Makale Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe YazılarıManşet

Lefter’in zaferleri ve travmaları

Cenk Başlamış
14 Kasım 2025
*Köşe Yazıları

Doğal gazda “alarm zilleri…”

Aydın Sezer
14 Kasım 2025
EditörGünlük

Fazıl Say’dan “Mozart ve Mevlana”

Medya Günlüğü
14 Kasım 2025
EditörGünlük

Etiketlerdeki gerçekler

Medya Günlüğü
14 Kasım 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?