Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

İsrail solunun Gazze çıkmazı

Metin Duyar
Son güncelleme: 23 Eylül 2025 19:45
Metin Duyar
Paylaş
Paylaş

Gazze, sadece bir coğrafi alan ya da askeri çatışma sahası değil. O aynı zamanda, İsrail toplumunun kendi vicdanıyla yüzleştiği bir ayna aynı zamanda.

7 Ekim sonrası yaşananlar, bu aynayı daha da berraklaştırdı. İsrail içindeki sol entelektüeller için Gazze politikası, yalnızca stratejik ya da güvenlik odaklı bir mesele değil; etik, hukuk ve insanlıkla ilgili temel soruları beraberinde getiriyor. Bu yüzden son aylarda İsrail solunda yürüyen tartışmalar, dışarıdan bakıldığında marjinal gibi görünse de aslında İsrail toplumunun geleceğine dair derin ipuçları barındırıyor.

İsrail solunun bugün yaşadığı çıkmazı anlamak için tarihsel arka plana bakmak gerekir.

1970’lerde işçi sendikaları ve sosyal demokrat partiler etrafında şekillenen İsrail solu, bir dönem ülkenin siyasetinde baskın bir konumdaydı. 1993 Oslo Anlaşmaları süreci, solun barış vizyonunu en güçlü şekilde ortaya koyduğu dönemdi. O yıllarda İsrail toplumunun önemli bir kesimi iki devletli çözümün mümkün olduğuna inanıyordu. Ancak Oslo sürecinin çökmesi, ikinci intifada, yerleşimlerin hızla artması ve güvenlik kaygılarının yükselmesiyle birlikte sol giderek zayıfladı.

Bugün gelinen noktada İsrail solu toplumun geniş kesimleriyle bağını kaybetmiş, marjinal bir aktör haline gelmiştir.

Solun İç Çelişkileri

7 Ekim saldırıları sonrası tablo daha da çetinleşti. Hamas’ın sivilleri hedef alan eylemleri, solun geleneksel barış söylemini zora soktu. Bazı solcular devletin güvenlik politikalarına destek verirken, diğerleri orantısız askeri operasyonları açıkça eleştirdi. Bu ikilik, solun moral pusulasında derin çatlaklar yarattı.

Kamuoyunda da solun sesi eskisi kadar duyulmuyor. Sokak protestolarında Filistin meselesi yerine genellikle iç politika konuları (yolsuzluk, ekonomik sorunlar, yargı reformu) öne çıkıyor. Gazze’ye dair yüksek sesli eleştiriler ise marjinalleştiriliyor.

Öz Eleştiri: Sessizlik, Kopuş ve Teorik Körlük

İsrail solunun kendi içinden yükselen en sert sesler, aslında öz eleştiriler. Birçok entelektüel, solun yıllar boyunca Filistin meselesini ikinci plana ittiğini kabul ediyor. Sosyal adalet, eğitim, ekonomi gibi başlıklara yoğunlaşırken, Filistinlilerin yaşadığı baskılar çoğu zaman göz ardı edildi.

Haaretz’te yer alan bir yazıda solcu akademisyenler şöyle diyordu:

“Hiçbir zaman, eşitlik, özgürlük, adalet ve refah savunucuları olarak gördüğümüz sol içindeki bazı kişilerin bu kadar aşırı bir ahlaki çelişki sergileyeceğini hayal etmemiştik.” (Haaretz, 2023)

Gideon Levy de yıllardır bu sessizliğe dikkat çekiyor:

“Benim mütevazı görevim, bir gün pek çok İsraillinin ‘Biz bilmiyorduk…’ diyebilmesini engellemektir.” (Levy, aktaran Wikipedia)

Eski general Yair Golan’ın sert sözleri de dikkat çekicidir:

“Bebekleri hobi olarak öldürmek. Bir halkı topyekûn sürmek. Sivillere karşı savaş açmak.” (AP News, 2023)

Marksist teorik açıdan bakıldığında ise eleştiri daha köklüdür: Sol, çatışmayı çoğunlukla ulusal kimlikler üzerinden okudu. Oysa Gazze aynı zamanda sömürgecilik sonrası ilişkilerin, sınıfsal eşitsizliklerin ve küresel kapitalist çıkarların bir ürünüdür. Bu boyutu ihmal eden sol, tarihsel eleştirel potansiyelini sınırlandırmış oldu.

Hukuk ve İnsan Hakları Çıkmazı

2005’te İsrail’in Gazze’den çekilmesi resmi olarak işgalin sona erdiği iddiasını getirdi. Fakat sınırların, hava sahasının ve deniz yollarının kontrolü hâlâ İsrail’in elinde kaldı. Bu nedenle birçok hukukçu, Gazze’nin fiilen işgal altında olduğunu savunuyor.

Zorunlu tahliyeler, sağlık altyapısının çökertilmesi, elektrik ve suya erişimin engellenmesi gibi uygulamalar uluslararası hukuk bağlamında yoğun eleştiri alıyor. İsrailli sol entelektüeller, bu tabloyu yalnızca hukuki değil, etik bir sorun olarak da okuyor: “Bir halkı topluca cezalandırmak güvenliği mi artırır, yoksa yeni bir şiddet döngüsü mü yaratır?”

İsrail toplumu yalnızca siyasi çizgiler üzerinden değil, aynı zamanda etnik, dini ve sınıfsal hatlar üzerinden de bölünmüş durumda. Mizrahi Yahudiler ile Aşkenaz Yahudiler arasındaki ekonomik eşitsizlikler, dindar ve seküler topluluklar arasındaki gerilimler ve Arap yurttaşların sistematik dışlanması, solun işini zorlaştıran unsurlar.

Sol bu bölünmeler karşısında bütüncül bir program geliştiremediği için toplumun geniş kesimlerine hitap edemedi. Gazze politikası da bu iç bölünmelerin üzerine eklenince solun sesi daha da zayıfladı.

Gazze politikası yalnızca İsrail içinde değil, uluslararası arenada da tartışma konusu. Avrupa’daki sol partiler ve insan hakları örgütleri İsrail’in Gazze politikalarını sert biçimde eleştirirken, İsrail soluna da daha radikal bir duruş alma çağrısı yapıyor.

Amerika’daki Yahudi diasporasında ise ciddi kırılmalar var. Kimi gruplar İsrail solunun sesini daha yüksek çıkarmasını isterken, kimileri İsrail’deki baskıcı atmosfer nedeniyle mevcut eleştirilerin bile cesur olduğunu savunuyor.

New York Magazine’de yayımlanan bir analiz bu kopuşu şöyle özetliyordu:

“Kimi solcu Yahudiler, içinde bulundukları topluluğun ‘Jewish Currents dünyası’ olduğuna inanıyordu… Fakat şimdi, inşa edilmesine bizzat katkı sundukları evden dışlandıklarını fark ettiler.” (New York Magazine, 2023)

Gazze’de yaşanan dramı anlamak için rakamların ötesine bakmak gerekir. Elektrik kesintisi yüzünden kuvözde yaşamını yitiren bebek, yıkılan evinin enkazında ailesini kaybeden bir anne, suya erişemediği için hastalanan bir çocuk… Bu hikâyeler, insani trajedinin sembolleri haline geldi.

İsrailli barış aktivistleri bu tabloya tanıklık ettikçe kamuoyuna şu mesajı veriyor:

“Gazze’ye bakmak, yalnızca onların acısını görmek değil, kendi insanlığımızı da hatırlamaktır.”

Teorik Derinlik: Marksist ve Postkolonyal Eleştiriler

Marksist teori açısından bakıldığında İsrail solunun zafiyeti, çatışmayı çoğunlukla ulusal kimlikler arasındaki bir gerilim gibi okumasıdır. Oysa Gazze meselesi aynı zamanda küresel kapitalizmin, askeri-endüstriyel kompleksin ve sömürgecilik sonrası ilişkilerin bir ürünüdür.

Edward Said gibi postkolonyal düşünürlerin de vurguladığı üzere, İsrail–Filistin çatışması yalnızca iki halk arasındaki bir sorun değil, Batı merkezli sömürgeci düzenin günümüzdeki devamıdır. İsrail solunun bu boyutu ihmal etmesi, eleştirilerinin yüzeysel kalmasına yol açmaktadır. Daha derin bir teorik perspektif, hem içeride hem de uluslararası alanda solun güvenilirliğini artırabilir.

İsrail solunun geleceği belirsizdir. Üç senaryo öne çıkıyor:

1-Marjinalleşmenin derinleşmesi-Solun toplumsal etkisinin giderek daha da azalması.

2-Sivil toplum üzerinden yeniden güçlenme-Dayanışma hareketleri ve genç kuşak aktivistlerle yeni bir vizyon oluşturması.

3-Dönüşüm senaryosu-Uluslararası baskı ile içsel öz eleştirinin birleşmesi ve solun yeni bir program geliştirmesi.

Bugün İsrail solunun sesi zayıf olabilir; ancak bu sesin önemi küçümsenemez. Tarih göstermiştir ki marjinal görünen fikirler, zamanla toplumların vicdani pusulası haline gelebilir. Gazze politikasına dair eleştiriler de belki bugün küçük bir azınlığın söylemi gibi görünmektedir, fakat gelecekte barış vizyonunun temeli olabilir.

İsrail solunun kendini yeniden tanımlaması, yalnızca barış talebiyle değil; daha adil, daha eşitlikçi ve daha insani bir düzen arayışıyla mümkündür. Gazze meselesi bu açıdan yalnızca İsrail’in değil, tüm dünyanın ortak vicdan sınavıdır.

Fotoğraf: İsrailli solcu lider Yair Golan (ortada) göstericilerle. Luke Tress-jvhonline.com

Yararlanılan Kaynaklar

–Associated Press. (2023, December 12). Israeli war criticism intensifies: Ex-generals, ex-premiers and prominent leftist voices challenge Netanyahu. https://apnews.com/article/israel-gaza-war-criticism-netanyahu-af22ee826be05daa37a73cac737f4e0c

–Haaretz. (2023, October 15). Israeli leftist academics call out political allies for tolerating Hamas. https://www.haaretz.com/israel-news/2023-10-15/ty-article/.premium/israeli-leftist-academics-call-out-political-allies-for-tolerating-hamas/0000018b-34f5-da5e-abef-bdf572610000

–Levy, G. (n.d.). Gideon Levy. In Wikipedia. Retrieved September 19, 2025, from https://en.wikipedia.org/wiki/Gideon_Levy

–New York Magazine. (2023, November 7). The Israel-Gaza debate is tearing the left apart. Intelligencer. https://nymag.com/intelligencer/article/israel-gaza-nplusonemag-dissent-jewish-currents.html

–Standing Together. (n.d.). Standing Together (movement). In Wikipedia. Retrieved September 19, 2025, from https://en.wikipedia.org/wiki/Standing_Together_%28movement%29

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanMetin Duyar
Takip et:
Orta Doğu siyaseti, insan hakları ve ekonomi-politik alanlarında çalışan akademik bir yazar olarak, toplumsal eşitsizliklerin yapısal nedenlerini irdeleyen metinler kaleme almaktadır. Yazılarında yalnızca güncel gelişmeleri değil, bu gelişmelerin tarihsel ve kuramsal arka planını da analiz eder. Devlet, yurttaşlık ve adalet kavramlarını ele alırken; baskı rejimlerinin ideolojik işleyişini ve insan haklarının nasıl ihlal edildiğini sorgulayan eleştirel bir bakış açısı sunar. Medya Günlüğü’ndeki yazılarında, okuyucuyu gündemin ötesine taşıyan bir düşünsel derinlik ve tutarlı bir perspektif hedeflenmektedir.
Önceki Makale Bugünkü köşe yazıları
Sonraki Makale Sadettin Saran’ın portresi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Gıda güvenliğimiz tehlikede mi?

Yıldırım Aktuğan
13 Ekim 2025
*Serbest Kürsü

İki sessizlik arasında Orta Doğu

Metin Duyar
13 Ekim 2025
EditörSerbest Kürsü

İnsan adaleti mi doğa adaleti mi?

Tijen Zeybek
12 Ekim 2025
Serbest Kürsü

Erdem, cehalet ve ihtiras

Melek Ay
12 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?