Pazartesi, 27 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Kur Korumalı Mevduat kimi korudu?

Yıldırım Aktuğan
Son güncelleme: 3 Eylül 2025 07:08
Yıldırım Aktuğan
Paylaş
Paylaş

Türkiye ekonomisinin son yıllarda en çok tartışılan uygulamalarından biri, Kur Korumalı Mevduat (KKM) oldu. 2021 sonunda kur şoku yaşanırken devreye sokulan bu sistem, Türk Lirası’na güveni artırmak ve döviz talebini frenlemek için bir “ara çözüm” olarak sunuldu.

Sistem oldukça basitti:

  • Vatandaş TL mevduata para yatıracak,
  • Eğer kur artarsa, aradaki farkı devlet (yani Hazine) ödeyecekti.

Bir başka deyişle, döviz artış riski bireyden alınıp kamuya yüklendi. İlk bakışta cazip görünen bu mekanizma, aslında faturanın toplumun geneline yükleneceği anlamına geliyordu.

  • 2021’in Aralık ayında başlatılan KKM, kısa vadede döviz talebini frenledi. Dolar/TL’deki hızlı yükseliş durdu.
  • Ancak uzun vadede ortaya çıkan tablo çok daha ağır bir maliyet getirdi.

Resmî verilere göre:

  • KKM sisteminin Türkiye ekonomisine toplam maliyeti yaklaşık 58,9 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır. Merkez Bankası, 2023 yılında 818,2 milyar TL, 2024 yılında 700,4 milyar TL zarar açıklamış ve bu zararın yaklaşık yüzde 90’ı KKM kaynaklı kabul edersek toplam zarar 1,3 trilyon TL ye, Hazine desteği ile birlikte 1,5 trilyon TL ye (58,9 milyar dolar) ulaştığı tahmin (*) edilmektedir.
  • KKM sisteminin hâlen 2025 yılında da maliyeti devam etmekte olup, toplam yükün zamanla yaklaşık 70 milyar dolara çıkacağı öngörülmektedir (*).

Bu veriler, KKM’nin kamu bütçesine olan ağır yükünü ve sürdürülebilir olmadığını güçlü şekilde göstermektedir. Son 3 yılda oluşan KKM zararı dikkate alındığında, aynı yıllarda tarıma verilen toplam desteğin yaklaşık 3 katı, sağlığa ayrılan bütçenin tamamı, eğitime ayrılan bütçenin yüzde 70 ine denk gelen bir zararın oluştuğu görülmektedir.

KKM, resmi söylemde “faiz artırmadan” dövize karşı cazip bir alternatif olarak sunuldu. Ancak teknik olarak sistem, dövize endeksli bir “gizli faiz” uygulamasıydı.

  • Kur arttıkça ödemeler de katlandı.
  • Bu da bütçe açığını büyüttü, para politikasını zayıflattı.

Üstelik KKM, enflasyonu düşürmek bir yana, tam tersine enflasyonist bir baskı yarattı:

  • Hazine’den çıkan kaynak, piyasada harcanabilir gelir yarattı.
  • Bu durum talep enflasyonunu körükledi.

Kimi korudu?

  • Büyük tasarruf sahipleri: Döviz riskine karşı garantili kazanç elde ettiler.
  • Dar gelirli: KKM’den yararlanmadığı gibi, enflasyon ve vergiler yoluyla maliyetini üstlendi.
  • Kamu bütçesi: Ağır bir yük altında kaldı.

Sonuç olarak, sistem gelir dağılımını bozdu ve toplumsal adaleti zedeledi.

KKM, kısa vadede dövize olan ani talebi frenledi. Ancak uzun vadede ne enflasyonu düşürdü, ne de TL’ye kalıcı güven sağladı. Aksine, bütçe açığını büyüterek daha derin ekonomik sorunların kapısını araladı.

Bugün hâlâ sorulması gereken kritik soru şudur:

Geçici bir çözüm için kalıcı bir sorun mu yaratıldı?

(*) mahfiegilmez.com

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiEkonomi
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanYıldırım Aktuğan
Takip et:
1958 yılında İzmir’de doğan Yıldırım Aktuğan, 1982 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünü tamamlamasının ardından iş hayatına 1984 yılında Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda başlamıştır. 1989 yılında Müsteşarlık bursu ile Boston Üniversitesinde Finans alanında yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra Müsteşarlıkta çeşitli kademelerde yönetici olarak görev yapmıştır. Yurtdışında Şikago ve Tokyo’da ekonomi müşaviri olarak görev yapan Aktuğan, ayrıca Eti Bor A.Ş.de Yönetim Kurulu üyeliği ve Halk Bankası’nda Denetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Müsteşarlıktan ayrıldıktan sonra bir süre Çeşme Belediye Başkan Yardımcılığı ve Çeştur A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yapan Aktuğan halen Çeşme ilçesinde Kurumsal Yönetim Danışmanı olarak görev yapmaktadır.
Önceki Makale Bir kahraman nasıl yaratılır?..
Sonraki Makale 2 milyon insanı yok saymanın bilimsel anatomisi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

İmparatorluğun para üzerinden çözülüşü

Metin Duyar
27 Ekim 2025
ManşetSerbest Kürsü

Bütçe rakamlarındaki acı gerçek

Yıldırım Aktuğan
27 Ekim 2025
EditörSerbest Kürsü

İnsanları tanıdıkça yapay zekâyı daha çok seviyorum!

Tijen Zeybek
26 Ekim 2025
Serbest Kürsü

Antalya’ya “Central Park” yakışır

Adil Gürkan
25 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?