Cuma, 27 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Nâzım’ın mahallesinde anıtı olsa

M. Hakkı Yazıcı
Son güncelleme: 6 Haziran 2025 17:58
M. Hakkı Yazıcı
Paylaş
Paylaş

“Hayrola, bu gece rüyanda yine Nâzım’ı mı gördün?” diye takıldı Vladimir İvanoviç.

“Hadi gel, bir gidip bakalım, hem biraz gezmiş oluruz” dedim.

***

Nâzım’ı anmadan olur mu hiç?

Senelerden beri Moskova’da geleneksel olarak Nâzım’ı anma etkinlikleri olur. Ve ben bunların hiçbirini kaçırmadım.

Yine bu sene, ölümünün 62. yılında Nâzım adına yakışır etkinliklerle anıldı.

Bir gün öncesinde, 2 Haziran akşamı, etkinlikler kapsamında sanatçı Cem Adrian’ın icra ettiği güzel bir konser vardı. Çok değerli bir etkinlikti. Emeği geçenlerin hepsine teşekkürler.

Nazım, 3 Haziran’da T.C. Moskova Büyükelçiliği’nin himayesinde, Rus Türk İş İnsanları Birliği (RTİB) ve Moskova Nâzım Hikmet Vakfı’nın işbirliğiyle gerçekleştirilen etkinlikte Novodeviçi Mezarlığı’ndaki kabri başında törenle anıldı.

Törende T.C. Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç, sanatçı Zülfü Livaneli, Rus Türk İş İnsanları Birliği Başkanı A. Erdem Acay ve Moskova Nâzım Hikmet Vakfı Başkanı Ali Galip Savaşır birer konuşma yaptılar. 

Tören sonrasında şairin sevenleri mezarına kırmızı karanfiller bıraktı.

***

Ertesi sabah erkenden Vladimir İvanoviç’in kapısına dayanmıştım.

Zihnimi kurcalayan, gerçekleşmesini çok arzu ettiğim bir proje var: Nâzım’ın mahallesinde onun bir heykelinin dikilmesi.

Vladimir İvanoviç’le heykelin dikilmesinin uygun olacağını düşündüğümüz yere doğru yürümeye başladık.

Aslında bu, yeni bir konu değil, benden önce de pek çok kişinin dile getirdiği bir şey, ama sanırım birileri tam sahiplenip, peşini kovalamadığı için bir türlü hayata geçirilemedi.

Arkadaşım, Medya Günlüğü yazarı, gazeteci Fuad Safarov, 2 sene önce yazmıştı, “Moskova’ya Nâzım anıtı yakışır” yazısında.

Rus siyaset bilimci ve Rus-Türk Toplumsal Forumu Genel Sekreteri Sergey Markov, Nâzım Hikmet için Moskova’da bir anıt yapılması fikrine destek veriyordu.

Markov, Medya Günlüğü’ne yaptığı açıklamada, “Hikmet, Rusya-Türkiye ilişkilerinde önemli bir kültür köprüsü. Hepimizin ortak değeri. Sovyet döneminin de ünlü şairlerinden… Burada bir anıt yapılması fikrine çok olumlu bakıyorum. Bu anıt, ikili ilişkilere de zenginlik katar. Moskova’ya Nâzım Hikmet anıtı yakışır” demişti.

Daha önce Medya Günlüğü’ne konuşan çok sayıda Rus ve Türk siyasi de anıt fikrine destek vermişti.

Örneğin Moskova Kent Meclisi (Mosgorduma) Başkanı Aleksey Şapoşnikov, şair Nâzım Hikmet’in Rusya’nın başkentinde bir anıtının yapılması ile ilgili talep gelmesi halinde değerlendireceklerini söylemişti. 

Şapoşnikov; “Moskova’da şairin anıtının yapılması ile ilgili olarak şimdiye kadar bize Türkiye’den ya da buradaki Türk toplumundan herhangi bir teklif, talep gelmedi. Ama eğer gelirse ele alacağız,” demişti.

Yine Rusya Kültür Bakan Yardımcısı Pavel Stepanov, Moskova’ya Hikmet’in anıtının dikilmesi önerisine olumlu yaklaşarak “Bu olay ikili ilişkilerimize zenginlik katar” demiş.

Rusya Parlamentosu Savunma Komisyonu Başkan Yardımcısı Yuriy Şvıtkin, “Şair Nâzım Hikmet’in eserlerini Sovyet yıllarından biliyorum. Moskova’da şairin bir anıtının yapılması fikrini destekliyorum. Rus-Türk dostluğu adına güzel bir fikir. Rusya’daki Türk topluluğu bana yazılı olarak başvurabilir. Ben de buradan hareket ederek konuyu Rusya Kültür Bakanlığında gündeme getirmeye hazırım,” diye konuşmuştu.

Fikre Türkiye’den de destek vardı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da, “Moskova’da Nâzım Hikmet anıtını zevkle yaparız. Eğer herhangi bir eksiklik olursa ve üstlenen olmazsa, bu durumda biz zevkle yaparız” demişti.

Anlaşıldığı kadarıyla herkes istekliydi, ancak sürekli değişen gündemler bu fikrin hayata geçirilmesine engel oluyordu.

Birilerinin bu işin ucunu bırakmadan ısrarcı olması gerekiyordu.

***

Nâzım’ın evi bize yürüme mesafesinde. Vladimir İvanoviç’le günlük gezinme güzergahlarımızın üzerinde, 2. Pesçanaya Sokağında. 

Sokol Metrosu’ndan 15 dakikada yürünüyor. 

Metrodan sonra Leningradskiy Caddesi’nden sağa dönüp, Novopesçanaya Caddesi’nden aşağıya, Fidel Castro Meydanı’na kadar gidip 2. Pesçanaya Sokağı’nın kesiştiği noktaya kadar yürüyünce meydanın ortasında 2022 yılında dikilen Fidel Castro heykeli ile karşılaşıyorsunuz. Sanki Fidel size Nâzım’ın evi biraz ileride şu karşıki sokağın içinde diyor.

Evi geçip biraz daha yürürseniz 3. Pesçanaya Sokak 23 numarada dünyanın en sevimli çocuk kütüphanelerinden Nâzım Hikmet Kütüphanesi ve geçen sene büyük emek harcanarak açılan Nâzım Hikmet Kültür Vakfı var.

Nâzım’ın evinin olduğu sokağa boylu boyunca eşlik eden isimsiz yemyeşil bir park var. Başındaysa kocaman bir fıskiyeli havuz.

Bu havuzun kenarındaki koca ağaçların gölgesindeki banklar benim Vladimir İvanoviç’le birlikte oturup dinlendiğimiz gözde mekanlardan.

***

Karşımızda sularıyla serinleten havuz.

Ve Fidel yoldaş.

Kaderin cilvesine bakın, Nâzım’ın arkadaşı, ressam Abidin Dino’ya şiirinde Küba Devrimi’nin sevinciyle;

“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?

1961 yazı ortalarındaki Küba’nın resmini yapabilir misin?

Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm

ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad?” 

diye yazdığı devrimin önderi Fidel ile komşu olmuşlardı. 

Abidin Dino da biliyordu  “Mutluluğun resmi”nin tuvallere sığamayacağını. Resmi yapmadı, ama mutluluğu sözcüklerle, arzularının, hayallerinin içinde olduğu bir şiirle anlatmayı seçti:

“Yapardım mutluluğun resmini

Başında delikanlı şapkan,

kolların sıvalı, kavgaya hazır

Bahriyeli adımlarla düşüp yola”

Ben, “İşte, benim hayalimdeki Nâzım heykeli de böyle bir şey olmalı” diyorum.

“Evet, o, sadece bir şair değil, kavga adamıydı.”

Vladimir İvanoviç, “Senin gönlünde Nâzım’ın heykelinin buraya dikilmesi var belki, ama izin vermeyebilirler” diyor.

“Evet, parkın içinde, ileride tam Nâzım’ın evinin hizasında ortada büyük bir çiçek tarhı var. Orası uygun olabilir.” 

***

“Peki, Nâzım’ın heykelini kim yapar?” diye soruyor.

“Fidel Castro Anıtı’nın mimarları heykeltıraş Aleksey Çebanenko ve mimar Andrey Bely.”

“Bana sorulsa hiç tereddüt etmeden Sovyetler Birliği’nin, Rusya’nın efsanevi anıtsal ürünlerinin sanatçısı, heykeltıraş, ressam, Gürcü Zurab Konstantinoviç Tsereteli derdim. Ama ne yazık ki onu da geçen ay kaybettik.”

“Tsereteli, benim de çok sevdiğim bir heykeltıraştı” diyorum üzgün bir ses tonuyla.

Nâzım Hikmet’in Moskova’da, Novodeviçiy Mezarlığı’ndaki anıt mezarını ünlü Sovyet sanatçısı Rus heykeltıraşlar Nikolay Silis ve Vladimir Lemport yapmışlardı. Nâzım’ın dostu olan bu heykeltıraşlar, kabrine yaraşır, doğal, onun kendi deyimiyle “vahşi bir taş”, dokunulmamış muazzam bir granit kütlesi arayıp bulmuş, sabırla yontmuşlardı.

Peki ya Türkiye’deki örnekler kimlerin eseriydi?

Türkiye’de kamusal alana yerleştirilen ilk Nâzım Hikmet heykelini 2002 yılında heykeltıraş Tankut Öktem yapmış. Bu değerli sanatçıyı 2007 yılında kaybetmişiz. Yaptığı heykel İzmir Kültürpark’ta yer alıyor. Kaidesiyle birlikte 6,5 metre yüksekliğindeki bronz heykel, şairi ünlü paltosuyla yürürken tasvir ediyor.

Yine İzmir’de, Karşıyaka Belediyesi, Girne Caddesi ile Ordu Bulvarı’nın kesiştiği noktaya yerleştirdiği 4 metrelik Nâzım Hikmet heykeliyle, usta şairi ölümsüzleştirmiş. Heykel, Zafer Dağdeviren, Ali Yaldır ve Derya Ersoy tarafından, üç aylık bir sürede tamamlanmış. 

Çankaya Belediyesi tarafından kısa bir süre önce hizmete açılan Zülfü Livaneli Kültür Merkezi bahçesine yerleştirilen Nâzım Hikmet ve Zülfü Livaneli anıtı heykeltıraş Murat Daşkın tarafından yapılmış.

“Benim bilmediğim, farkında olmadığım çok heykel vardır mutlaka” diyorum. “Sonuç olarak bu konuyu düşünmeye devam etmek, somut adımlar atmak gerekiyor.”

mhyazici@yandex.ru 

İlgili yazı:

‘Moskova’ya Nâzım anıtı yakışır’

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiRusya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanM. Hakkı Yazıcı
Takip et:
Rusya'da yaşayan bir Türk'ten Rus topluma dair çarpıcı gözlemler...
Önceki Makale Moskova’da Çeçen intikamı
Sonraki Makale Türkiye’de siyasetin dili

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
25 Haziran 2025
Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?