Perşembe, 26 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

İzmir aşktır, anlatılmaz yaşanır…

İlhan İlmenöz
Son güncelleme: 9 Eylül 2023 00:50
İlhan İlmenöz
Paylaş
Paylaş

Bugün 9 Eylül İzmir’in kurtuluş günü. 9 Eylül milli mücadelenin, bağımsızlığın ve direnişin sembolüdür.

9 Eylül 1922’de Yunan işgalinden kurtulan İzmir, son yıllarda bu ülkenin belki de en çok tartışılan kentlerinden biri haline geldi. Bu vesileyle İzmir ve İzmirliler hakkında birkaç cümle karalamak istedim…

İzmir’i tam tanımayan, görmeyen ya da çok kısa süreli olarak İzmir’i görmüş olanlar, İzmirlilerin İzmir’i neden bu kadar abarttığını, bu kente neden bu kadar tutkun olduklarını anlayamazlar. Aslında onlar da  haklı. Dışarıdan bakıldığında hiç de öyle abartılacak bir şehir değil. Hatta burada birkaç gün geçirip bazı yerlerini gezdiyseniz “ne var işte iyi güzel bir şehir o kadar” diyebilirsiniz..

Hele İstanbul ile kıyaslayanlar İzmir’i köy gibi görürler. Haklılar. Zaten bu iki kentin nüfus, zenginlik, iş olanakları vs. yönlerden kıyaslanması saçma… Koskoca Osmanlı’ya yıllarca başkentlik yapmış olan İstanbul elbette birçok konuda tartışmasız önde. Bu anlamda İzmir’in eksiklikleri ve yönetimlerin başarısızlıkları da tartışma konusu edilebilir.

Aynı şekilde son yıllarda iktidarların desteklediği, belediyecilikten her türlü nasibini almış bazı Anadolu kentleriyle  kıyaslandığında da İzmir çok geri kalmış görünebilir. Ne ekonomik gelişmişlik ne altyapı hizmetleri ne trafik ne iş olanakları ne de diğer farklı olanaklar bakımından İzmir’e çok üst düzey bir kent diyebilirsiniz.

Evet, birçoğuna göre İzmir, denizi olan büyük bir köydür. Ayrıca “herkesin köyü, doğduğu topraklar, yaşadığı yer kendine güzel gelebilir” de diyebilirsiniz. Ama bu kentte yaşayanlar bilir ki, İzmir çok çok farklıdır. İzmirliler ise daha da farklıdır.

Öyleyse nedir İzmir’i ve İzmirlileri farklı kılan? 

Asıl önemlisi ve bilmeyenlerin gözden kaçırdığı konu, İzmir sadece bir şehir değil, bir yaşam biçimidir. İşte İzmir’i tanımayanların bilmeyenlerin gözden kaçırdığı en önemli konu budur. İzmir’i diğer kentlerden farklı kılan en önemli unsur özgürlük, hoşgörü ve rahatlık dolu yaşam biçimidir.

Kentten uzaklaştığınızda buram buram burnunuzda  tüten o özlem? Dönmek için gün saydığınız, döndüğünüzde sizi sımsıcak kucaklayan bir şehir… Şakayla karışık “kutsal topraklar” diye adlandırdığımız bu kente sizi bağlayan nedir? Nasıl oluyor da bir kent kendine aşık edebiliyor insanı? Yaşlı Symrna nasıl yapabiliyor bunu hiç düşündünüz mü?

İzmir bir sevdadır, özlemdir, doya doya özgürce nefes alabilmektir. İzmir bağımlılıktır, ne olursa olsun  vazgeçmemektir. Dünyanın neresine giderseniz gidin hep İzmir’i düşünmektir. İzmirli olmak da bu şehri iliklerine kadar hissetmektir. Kana kana, doya doya yaşamaktır bu kentte… Her saniye İzmir’i solumaktır..

Siz hiç  başka bir kentte iken “keşke şimdi çayın yanında sıcacık gevrek ya da boyoz -yumurta olsa…” diye şehrinize özlem duydunuz mu?

Kordon’da bira içmenin hayali ile yaşadınız mı? Alsancak’ta aylak aylak gezip çimlere uzandınız mı? Sevinç’in ya da Yeni Karamürsel’in önünde bir arkadaşınıza randevu verdiniz mi? Göztepe ya da Karşıyaka sahilde piyasa yaptınız mı?

Özgürlüğün, hoşgörünün ve demokrasinin başkentidir İzmir. Gerçek bir Cumhuriyet kentidir. Kimsenin kimseye karışmadığı, nedenini niçinini, nasılını sormadığı, sorgulamadığı kenttir İzmir… O yüzden İzmir’e aşık olmak  güzeldir, İzmir’de aşık olmak daha da güzeldir.

O yüzden İzmir’de yaşamak güzeldir, üniversite okumak güzeldir, o yüzden İzmir’de gezmek dolaşmak güzeldir. O yüzden İzmir’de eğlenmek, içki içmek, sarhoş olmak güzeldir. İnananı da inanmayanı da, sağcı da solcusu da hoşgörülüdür, yan yanadır, farklıdır İzmir’in ..

İzmir insanı rahattır, gamsızdır, yavaştır, zevkine ve konforuna düşkündür, acelesi  yoktur, yardımseverdir. Sokakta birine adres sorsanız neredeyse gideceğiniz yere kadar götürür sizi… Ama damarına bastınız mı ondan inatçısı yoktur.

Özgürlüğüne gem vurmaya çalıştınız mı ölür de vazgeçmez özgürlüğünden, yaşam biçiminden. Ne para, ne iş, ne altyapı, ne yol, ne metro… Ne yaparsanız yapın vazgeçmez değerlerinden, yaşam biçiminden. En çok da baskı yapılmasını sevmez, ne söylerseniz tersini yapar… Kavgacı değildir İzmir insanı ama dalga geçmeyi sever, en çok da kendiyle ve birbiriyle. Aydındır, uygardır, barışa ve demokrasiye inanır.

ATA’sını, vatanını ayrı sever, bayrağı kutsalıdır. Bunlara asla söz söyletmez. Cumhuriyete ve O’nun değerlerine sonuna kadar sahip çıkar. Balkonlarında her daim bayrak asılı bir yere geldiyseniz bilin ki orası İzmir’dir.

İzmir’i en çok da kadınlar sever. Çünkü gülümseyerek yalnızca ve korkusuzca dolaşabilirler kentin sokaklarında gece yarılarına dek özgürce… Çünkü kadınlığını korkmadan, çekinmeden  yaşayabileceği en güzel kenttir İzmir… Çünkü baskı olmadan kimliklerini, kişiliklerini en rahat sergileyebilecekleri kenttir İzmir. Çünkü sevgilerini ve aşklarını en güzel yaşayabilecekleri kenttir İzmir…

O yüzden güzeldir İzmir’in kızları, kadınları.. O yüzden sokaklarda kahkahaları çınlar kulaklarınızda… O yüzden hep imrenilir onlara… Şairin dediği gibi “İzmir’in denizi kız, kızı deniz/ Sokakları hem kız hem deniz kokar.” 

İzmir aşkını  ve sevgisini anlatmak kolay değildir. Ne yazarsanız yazın hep bir şeyler eksik kalacak, hep bir şeyler bazılarına anlamsız gelecektir. O yüzden yazmak, okumak yetmez… Hele burada bir süre yaşamadıysanız bu yazılanlar size hiçbir şey ifade etmez. Yaşamak gerek bu kentte… Havasını solumak gerek özgürce…

İzmir AŞKTIR, anlatılmaz yaşanır…

Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİlhan İlmenöz
Takip et:
Yaşama ve olaylara, bardağın dolu tarafından bakmayı ilke edinmiş tarihçi eskisi... Doğayı, denizi, gezip görmeyi, okumayı ve öğrenmeyi çok seven gerçek bir hayvansever... Müzik, spor ve yabancı dizi tutkunu İzmir aşığı... Aklına ne gelirse, özgürce, hiçbir kişi, kurum ve ideolojiye bağımlı olmadan yazmayı seven bir amatör...
Önceki Makale Kadınlar cehennemde çoğunlukta mıymış?
Sonraki Makale ‘Evlendiği için ayrıldı!’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
25 Haziran 2025
Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?