Pazartesi, 10 Kas 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Çocuklarda dil gelişim aşamaları

Halil Ocaklı
Son güncelleme: 5 Ağustos 2023 00:15
Halil Ocaklı
Paylaş
Paylaş

Çocuklarda dil gelişimini aylara ve yıllara göre değerlendirmek zor olabilir. Dil gelişimi her çocuk için farklıdır, ancak bazı ortak ipuçları belirli dönüm noktalarını belirlememize yardımcı olabilir.

Dilin edimi ve kullanımı için gerekli oluşumlar anne karnında başlar. Bebekler, henüz anne karnındayken sesleri duyabilirler, ancak işitme duyuları doğuma kadar tam olarak gelişmez. Anne karnında geçen süre, dil edinimi için bir hazırlık dönemi olarak görülebilir.

Bebeğin işitme duyusu, hamileliğin 16. haftasından itibaren gelişmeye başlar ve 24. haftada işlevsel hale gelir. Bebek, anne sesini, kalp atışını ve karın guruldamasını duyabilir. Bu sesler, bebeğin işitme duyusunun ve beyin gelişiminin uyarılmasında önemli bir rol oynar.

Hamileliğin 32. haftasında bebek çevresini işitsel olarak algılayabilir ve farklı sesleri ayırt etmeye başlayabilir. 36. haftaya gelindiğinde “ilk ses” olarak annenin sesini ayırt etmeyi öğrenir. Dünyaya geldikten sonra, hamilelik sırasında sıklıkla duyduğu sesleri ve kendisine söylenen ya da çalınan müzikleri tanıyabildiği düşünülüyor.

Doğum ağlaması bebekten duyulan ilk sesli ifadedir. Ağlama, sonraki dönemde de bebeğin en etkili ve sağlıklı kendini anlatma aracı olacaktır. Henüz sizi anlamadığını bilseniz bile, sezgisel olarak bebekle konuşulması en başından itibaren çok önemlidir. Araştırmalar bebeklerin insan sesini mekanik seslere tercih ettiğini göstermektedir.

Bebeklerde konuşma öncesi evre “aktif dinleme dönemi” olarak adlandırılır. Bu dönemde bebekler bolca ağlar, seslere tepki verir, konuşanın yüzüne bakar ve göz teması kurar. İkinci ayda tüm bebekler, işitme engelli doğmuş olsalar bile, ağlamanın yanı sıra agulama sesleri de çıkarır. Bu evredeki monologlar ve gülümsemeler bebeğin ağız kaslarının gelişimi için egzersiz olarak yorumlanır

0-6 ay arasında bebeğin çıkardığı sesler genellikle rastgele ve bağlamsız gibi görünür, ancak bebek aslında duyabildiği ve ayırt edebildiği sesleri çıkarmaya çalışıyor olabilir. Üçüncü ayda, ağzın rastgele hareketleri daha kontrollü hale gelir ve bebek diliyle oynatarak yeni bir takım sesler üretmeyi dener.

İlerleyen aylarda bebek yavaş yavaş bu sesleri belirli bir amaca yönelik olarak kullanmayı öğrenir. Ayrıca gülümse, “bak”, “bana gel” ya da “tut” gibi basit komutları anlamaya başlar ve adını duyduğunda tepki verir.

Dört aylık bebek konuşmanın bir melodisi olduğunu fark eder ve sesleriyle oynamaya, ciyaklamaya başlar. Beşinci ayda, akrabalarının yüz ifadelerini ve ses tonunu tanıyabilir. Altıncı ayda, ağız kaslarının esnek hareketi sayesinde bebek ana dilinin ünlü ve ünsüz seslerini tanımaya başlar. Yedinci ayla birlikte sesleri birleştirerek yineleyen lalalala ya da bababa gibi heceler oluşturur.

Ağlama, 8-9 aylık olana kadar bebeğin doğal iletişim yolu olmaya devam eder. Ancak, bebeğin iletmek istediği mesaja bağlı olarak farklı ağlama biçimleri vardır. Yorgunum ağlaması, acıktım ağlaması, bezimi değiştir ağlaması ya da ağrım var ağlaması farklı olabilir.

Dokuzuncu ay civarında, bebek sesler aracılığıyla iletişim kurabileceğini fark eder ve bu yetkinliği bir an önce geliştirmek için gevezelik etmeye başlar. Beden dilini de kullanarak net tepkiler verebilir, örneğin “atta gidelim” dendiğinde kapıya bakar. Anne babanın ve diğer aile üyelerinin hem seslerini hem de ağız ve dudak hareketlerini modelleyerek konuşmaya hazırlanır.

Bununla birlikte, bebek bağlamı önemsemeden başkalarının olumlu tepkilerine dayanarak sesleri tekrarlıyor olabilir. Ancak onuncu aydan itibaren, her gün yeni bir dizi sözcüğün anlamını kavramaya başlar. Örneğin, top, kedi ya da araba dendiğinde ne anlama geldiğini bilir.

Bir yaşına doğru ilerleyen bebeklerin çoğu yeni hece zincirleri oluşturmaya ve baba, dede, bay bay, bebe, mama gibi ilk sözlerini söylemeye başlar. Tekil sözcüklerle yapılan bu basit konuşmalar, çocuğun sözcüklerin nasıl kullanılacağını anlamaya başladığını gösteren önemli bir adımdır.

Sözcüklerle ilgili bir anlayış geliştiren ve konuşmak için yeterli malzemeyi derleyen çocuk artık konuşma çağına ulaşmıştır. Bu heyecan verici evrede, anne babalar olarak nesnelerden ve durumlardan anlatırken sürekli olarak adlarını kullanmamız ve yorumlamamız önemlidir.

1,5 yaşında olan bir çocuk, söz dağarcığını ve aktif kullandığı sözcük sayısını artırır. Konuşma isteği artar ve iki sözcüklü cümleler kurabilir. Bu durum, çocuğun sözcükleri doğru kullanabilme ve telaffuz edebilme pratiği yapma ihtiyacından kaynaklanır. Bu evrede en eğlenceli etkinlik hayvan seslerini yansılamak olabilir. Ayrıca kendine “ben” der, yakın akrabaların adlarını bilir ve soğuk, sıcak, yumuşak, sert gibi temel nitelikleri dile getirebilir.

2 ve 3 yaşlarına geldiğinde, çoğu ses daha net ve doğru telaffuz edilir. Artık 3-5 kelimelik cümleler kurulur. Bu evre çocuğun felsefe çağıdır, her şeyi sorgular ve bir sürü “neden” sorusu sorar. Evcil hayvanlarla, oyuncaklarla ya da kendisiyle konuşması doğaldır. Söz varlığı yaklaşık 900 kelimeye ulaşır.

4 yaşından itibaren geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman kiplerini ayırt edebilir. Resimli kitapların içeriğini özetleyebilir ve hatta kendisi de bir şeyler çizerek öyküler uydurabilir. Anne babanın en sabırlı olması gereken felsefe çağında günde 300 soru gelebilir.

5 ve 6 yaşlarındaki çocuk telaffuz ve dil bilgisi açısından mantıklı ve doğru cümleler kurabilir. Söz dağarcığı genişler, okuma, dinleme ve anlama becerileri ilerler. Çocuk yavaş yavaş okula hazır olduğunu hisseder. 7 yaşına gelince söz varlığı daha da genişler ve yaklaşık 2000-3000 sözcüğe ulaşır.

Yürümeyi kendi başına öğrenebilen çocukların dili ancak başkalarıyla etkileşime girerek öğrendiklerini unutmamak gerekir. Yaşıtlarıyla oynamak, sosyalleşmek ve başkalarının düşüncelerini anlamak gibi sosyal dil becerileri önemlidir.

Dil gelişimi aşamalı bir süreçtir ve her çocukta farklı bir seyir izleyebilir. Anne babalar olarak yapmamız gereken onlara ninniler ve şarkılar söylemek, bol bol konuşmak, kitap okumak ve sevgi dolu yaklaşarak onların sosyal dil ve duygusal dil gelişimlerini desteklemektir.

halilocakli@yahoo.com

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHalil Ocaklı
Takip et:
Bayburt'un Sisne köyünde doğdu (1964). Almanya'da gurbetçi bir çocuk olarak büyüdü ve burada Yunan-Roma tarihi okudu. California Berkeley Üniversitesi'nde Proto-Altayca ve Japonca ilişkileri üzerine çalıştı. Bu süreçte Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde bir sömestr geçirdi. Çalışma alanı: Diyakronik (Artsüremli) Proto-Dil Tipolojisi. Türkiye ve ABD'de profesyonel turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı, 50'den fazla ülke gezdi. Rodos'ta otel işletmeciliği yaptı. Hindistan'da çeşitli eğitimler aldı. Rusya'da Tver Devlet Üniversitesi'nde çalışırken Olga ile evlendi. Kadim Vedanta felsefesine derin bir ilgi duyuyor. Aksiyon dolu 35 yılın ardından, şimdi Bergamo (İtalya) ve Antalya'nın sade sakinlerinden biri olmaya çalışıyor.
Önceki Makale Sessiz katil: Hipertansiyon (7)
Sonraki Makale Hal-i pür melâlimiz

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Milli gelir neden artmıyor?

Yıldırım Aktuğan
10 Kasım 2025
ManşetSerbest Kürsü

“Kara Jumbo”ya tuzak

Alper Eliçin
10 Kasım 2025
Serbest Kürsü

Kadınlar artık “öpücük” beklemiyor

Dr. Nil Gönce
9 Kasım 2025
Serbest Kürsü

“Takdire şayan bir öğretmen”

Medya Günlüğü
9 Kasım 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?