Teknolojinin ve iletişimin bugünkü kadar gelişmediği yıllardı. Ülkede ve dünyada olup bitenler radyodan, gazetelerden ve yeni yaygınlaşmaya başlayan siyah beyaz ekranlardan takip etmeye çalışılırdı.
Şimdiki gibi anında haber alıp vermeye yarayan yüzlerce kanallı TV’ler-internet-cep telefonu-görüntülü sosyal medya araç ve programlarının olmadığı bir dünya vardı. O yıllarda seslerini ya da davalarını tüm dünyaya duyurmak isteyen kişi ve örgütler farklı yollar seçerlerdi. Bunların başında da en etkili taktik olarak görülen uçak kaçırma eylemleri gelirdi.
1960’lı yılların sonundan itibaren seslerini duyurmak ve dünyanın ilgisizlik perdesini aralamak için bu yola başvuranlar arasında Filistin’in bağımsızlığı için mücadele eden örgütler de vardı. İşte bu örgütlerden biri olan Filistin Halk Kurtuluş Örgütü içinde yer alan bir kadın gerilla da, bu uçak kaçırma eylemleri ile tanınmıştı.
Kim o derseniz, bir zamanlar tüm devrimci kadınların idolü olan Leyla Halid…
Yaser Arafat’la birlikte Filistin’in sesini ve davasını dünyaya duyurmaya çalışan bir sembol isimdir Leyla Halid…
Başında puşi, yüzünde bir acı ama umut dolu bir gülümseme, elinde makineli tüfek, gencecik güzel yüzünde mücadelenin ruhunu simgeleyen Leyla Halid’in çok bilinen meşhur fotoğrafı o günleri yaşayanların hafızalarından silinmemiştir.
1944 yılında Hayfa’da doğan Halid, dört yaşındayken İsrail devleti Der Yasin katliamını yapar. Bunun üzerine aile mülteci durumuna düşer ve Lübnan’ın Sur şehrine mülteci olarak gider. Tüm yaşamı yurt özlemiyle şekillenmiş olan Leyla Halid’in ailesinin ekonomik durumu çok kötü değildir. Ağabeyi ve ablası, Beyrut Amerikan Üniversitesi’ne gider ve Arap Ulusal Hareketinin mücadelesine katılırlar, Filistin kurtuluş mücadelesi böylece Halid ailesinin evinin içine aktif olarak girer. Arap Ulusal Hareketi, 1967’deki altı gün savaşında Arap güçlerinin İsrail’e yenilgisinin ardından kurulmuştur. Leyla, tıp okumak için aynı okula girecektir ama gerilla olmak için okulu bırakacaktır.
Leyla, daha sonra Amman’da bir askeri kampta gerilla eğitimi alır. 1969 yılından itibaren uçak kaçırma eylemlerine katılır.
İlk olarak 29 Ağustos 1969 günü, FKÖ üyesi Selim ile birlikte, Amerikan TWA uçağını kaçırarak Şam’a indirdi. Dönemin İsrail Amerikan Büyükelçisi İzak Rabin’in de bulunacağını sandıkları Roma’dan Tel-Aviv’e kalkan uçağa, Arap olmalarından dolayı Tel-Aviv yerine Atina aktarmasında, ceplerinde silah ve bombalarla binerek uçuş kabinine girmiş, uçağı doğum yeri olan Filistin’in Hayfa kenti üzerinden Suriye’ye uçurarak, Şam’a iniş yaptırdı.
Uçak yere indikten sonra uçuş ekibi ve yolcuları uçaktan boşalttıktan sonra Boeing 707 uçuş kabinini havaya uçurup Suriyeli yetkililere teslim oldular. 45 gün Suriye’de gözaltında tutulduktan sonra, 2 İsrailli pilot karşılığında 31 Filistinli tutuklu ile birlikte serbest bırakıldılar.
Aynı anda 3 farklı yerde gerçekleştirilen ikinci uçak kaçırma eyleminde ise diğer üç örgüt üyesi ile birlikte İsrail menşeli, Amsterdam’dan New York’a uçan 219 sefer sayılı El Al uçağını kaçırmakla görevlendirilmiştir.
Eşzamanlı eylemlerdeki diğer iki hedef ise, Almanya’daki Filistinliler için TWA ve İsviçre’deki Filistinliler için Swissair Havayolları uçaklarıdır. 6 Eylül 1970 günü, diğer iki örgüt üyesinin uçağa binememesi nedeniyle, bir bomba ve bir silah taşıyan Nikaragualı Patrick Arguel ile birlikte, üzerinde iki el bombasını kullanarak eylemi gerçekleştirirken, Arguel o an uçakta bulunan İsrail askeri istihbarat şefinin 12 koruması tarafından başından vurularak öldürülmüş, Leyla Halid ise sağ yakalanmıştır. Uçak Londra’ya indikten sonra tutuklanan Halid, 1 ay içerisinde Dubai’de çalışan başka bir Filistinli işçinin kaçırdığı uçak üzerinden yapılan pazarlıklar sayesinde 1 Ekim 1970 günü serbest kalmıştı.
Son eylemde Nikaragualı arkadaşı Patrick Arguel’in ölümü onu çok üzer. Arkadaşının acısı şu sözlerle anlatmaya çalışır;
“Hayatımda hiç bu kadar ağlamamıştım. Ortağım kafasından vurulmuş bir vaziyette ayaklarımın dibinde yatıyordu. Nikaragualıydı, onun yerine benim ölmem gerekiyordu çünkü Filistinli olan bendim. Gerçi bizim için bütün barış savaşçıları eşitti ama yine de benim yerime o ölmüştü.”
Leyla Halid’i efsane yapan ögelerden biri de, eylem yaptığı yılların Batı’da kadın özgürlüğü hareketinin yükselişine denk gelmesidir. Dünyanın bütün öfkeli kadınları onun gücünden esinlendi. Mağdur, ezik Arap kadınlarının arasından çıkmış olması, onun hikâyesini daha da güçlü kılıyordu.
Şimdi hala keskin görüşleri olan bir sosyalist olsa da çoktan değişmiş dünya karşısındaki kırgınlığını gizleyemiyor: “Mücadele yıllarında bile erkeği, kadınlarla birlikte savaşmaya ikna etmek yıllarımızı aldı. Ancak onların da kendileri kadar başarılı olduklarını gördükleri zaman kabul ettiler. Bugün de aynı şey söz konusu. Onca yıldan sonra şimdi kadınların evlerine dönmesini bekliyorlar.”
Bugün 79 yaşında olan, Ürdün’ün başkenti Amman’da ikamet eden ve Dünya Sosyal Forumlarında yer alan Leyla Halid şu anda sadece Filistin kurtuluş mücadelesine değil, dünyadaki tüm özgürlük mücadelelerine ilham veren bir figür durumunda…
Kaynak: Filistin Kurtuluşunun Simgesi Leyla Halid- Sarah Irving