Benim yazılarımı takip edenler bilir, dünyaya sol taraftan bakarım ama Ortodoks solu eleştiririm ve daha gelişmiş fikirlere ihtiyaç olduğunu düşünürüm.
Bu satırlarda çokça CHP eleştirisi yazmışımdır ve AKP’nin kimi uygulamalarını ve tabana yakınlığını ifade etmişimdir. Yine de özgürlük endişesi nedeniyle CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’na oy versem de içime sindi diyemem; ikinci turda da öyle yapacağım ama muhalefetin sonuç alabileceğini sanmıyorum.
Erdoğan’ın en büyük silahı din değil, din sadece devlet-vatandaş ilişkisinin yansıdığı alanlardan biri. En önemli ve asıl başarı olduğu, muhalefetin de ısrarla görmeyi reddettiği konu, Erdoğan’ın devlet-vatandaş ilişkisini vatandaş lehine geliştirmesi. Artık vatandaş devlet kapılarında kuyruk beklemiyor, kendini devlete karşı güçlü hissediyor ve devletin kendine yardım ettiği duygusunu taşıyor. Böyledir, değildir tartışmasının bir anlamı yok çünkü halk öyle olduğuna inanıyor.
“Artık doktor dövebiliyoruz” gibi bayağı ve pespaye şekilde ifade edilmiş olsa bile bunun altında yatan gerçek artık vatandaşın kendini devlete karşı güçlü hissetmesi; bu hissi veren kişi Recep Tayyip Erdoğan.
Kemal Kılıçdaroğlu bunu görüp “helalleşeceğiz” sloganı ile engellemeye çalıştı ama muhalefetin dominant figürleri “beyaz” yani halka öteki olduğunu hatırlatan kişiler. Bunlar “asarız, keseriz, yargılarız..” sloganları ile korkuttu ve halkı Erdoğan etrafında konsolide olmaya mecbur etti.
Anadolu’da zaten CHP devlet dayağı ve zulmü ile anılan bir marka, üstüne “bu beyazlar”ın intikam çığlıkları eklenince korkan halk “Erdoğan bizi korur” düşüncesi ile oyunu ona verdi.
Kısacası CHP ve ona hakim olan uzlaşmaz, ukala, kendinden başka kimseyi sevmeyen, her şeyi bilen, hiç yanılmayan, elitist beyaz kesimin CHP’li olması sürdükçe Erdoğan daha çok seçim kazanır. Kemal Kılıçdaroğlu’nu ayrı tutuyorum, çok başarılı kampanya yürüttü ama CHP ile olmuyor, gerçek bu: Halk CHP’den korkuyor, hele yüzü bu kadar beyaz olunca iyice korkuyor.
Seçim muhalefetin kesin yenilgisi ile sonuçlandı, 2. tur için de umut vaat etmiyor.
Aynı dert Fenerbahçe için de geçerli; artık Fenerbahçe beyaz elitlerin takımı ve halka dönmediği müddetçe kaybetmeye devam edecek.
Çocukları kolej sonrası yurt dışında okuyan, yurt dışına tatile giden, dönünce Bodrum’da yazlığında yatı ile keyif çatan, yazlık kışlık evi olan, özel sektörde CEO,CFO, orta düzey yönetici olan abiler, ablalar siz muhalefeti desteklemeyin sizden rica ediyorum, lütfen gidin iktidarı destekleyin ve Fenerbahçe’den uzak durun.
Halk sizin onların aptal olduğunu düşündüğünüze inanıyor ve sizden nefret ediyor, gidip Erdoğan’ın arkasına saklanıyor. Fenerbahçe etrafında kümelenmeniz, basketbol, voleybol merakınız, “kolej kapanmasın” kampanyalarınız halkın Fenerbahçe’den nefret etmesine neden oluyor.
Bir de CHP var, bu seçim de yenilgi ile sonuçlanırsa artık kendini kapatmalı. TİP ile mi birleşir, Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu yeni parti mi kurar bilmem ama CHP tükenmiş bir siyasi miras ve orada olduğu sürece muhalefeti de çürütüyor.
Gece boyu “öndeyiz, bizim önde olduğumuz sandıkları saydırmıyorlar” dediler ama bu doğru çıkmadı. Defalarca yenilmiş olmalarına rağmen sandığa bile hakim olamayacak kadar halktan kopmuş bir parti CHP.
Sosyal medyada çok yazıldı ama gerçek: Atatürk’le seçime girse bile kazanamaz CHP.