12.9 C
İstanbul
19 Nisan 24, Cuma
spot_img

Yeni yıla 5 kala

Yasemin Özben

Aralık ayındayız. Yılın son günleri… Geçen yılları düşündüm de ne kadar keyifli, hoş geldi gözlerimin önüne…

Tek derdim yıl sonuna doğru azalan maaşımla “Sevdiklerime ne hediye alacağım?” kaygısıydı.

Yeni yıl; yeni heyecanlar, yeni umutlar demekti.

Heyecandan içim kıpır kıpır, koşuşturmaca derken… Gece yarısı geriye sayımlarla yeni yıla sevinç içinde adım atılırdı. Çocukluk, gençlik duyguları olsa gerek, nedense 1 Ocak’tan itibaren sanki her günüm farklı olacakmış hissiyle uyanırdım. Evet, aslında hemen bir fark olurdu. Gece geç yattığım için uykusuzluktan başımın ağrısıyla kalkardım yataktan…

Güneş her zamanki gibi doğudan yükselir, martılar denize tutkun, yağmur damlaları ya da kar taneleri çılgınca toprakla buluşur, doğa kış uykusuna devam ederdi oysa… Ama “umut” olurdu yüreğimde… Her şeye bir kıvılcımla başlarcasına farklı bakardım işte…

Evet… Aralık ayındayız! Yeni yıla sayılı günler kalmışken eskisi gibi hissetmek istesem de günümüz sosyal medyasından her gün pompalanan iç karartıcı üçüncü sayfa gazete haberleriyle tükenmişlik, çaresizlik hisleri beynimi zorluyor.

Yaşadığımız son yıllarda bir yanda bombalarla katledilen gençler… Diğer yanda tarikat yurtlarında yanan, tecavüze uğrayan küçücük çocuklar… Geride gözü yaşlı yoksul aileler… Hak-hukukun ortalarda hiç görünmemesi…

Siyasetin artık mide bulandıran kirliliği… Eğitimde eğitimsizlik… Zaten kirli olan çarkların alenen ortaya saçılması… Ekonomi kelimesinin artık sadece sözlüklerde yer alıyor olması… Çocuklara, kadınlara, hayvanlara eziyet eden caniler…  Hastalıklar, intiharlar, cinayetler, dramlar… Açgözlülük, kayırma, sonradan görmelik… Ahlaksızlık, yalancılar, dolandırıcılar…

Başa çıkılamayan trafik sıkışıklığı, hava kirliliği, besin zehirlenmeleri… Betonlaşma, kesilen ağaçlar, yakılan ormanların ve orada yaşayan canlıların yok oluşları. Denizlerin kirletilmesi, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balıkların soy soplarının kurutulması… Soluduğumuz havanın bile toz toprak içinde oluşu… Tek bir gün sorunsuz geçse mucize oldu diyeceğimiz dev bir küreselleşme girdabı içindeyiz.

Daha pek çok üzücü olay sayabilirim ama artık saymak istemiyorum. Biliyorum duyarlı insanlar yorgun… Ve yeni yıl kapımızda!

Hani yağmur yağarken güneş bulutların ardından saklandığı yerden çıkar ve bir an da neşeli gökkuşağı kaplar ya gökyüzünü… İşte şimdi sizlere yeni yıla beş kala ışıktan… O güçlü ışığın nesnelere çarptıktan sonra yansımasıyla oluşan o güzelim renklerden… Renklerin ruhumuzda yarattığı keyifli etkilerinden bahsetmek istiyorum. Hadi gelin gökkuşağı renklerinin liderinden başlayalım.

Kırmızı: Tutkunun rengidir.

Kanın rengi kırmızıdır. Kan hücrelerinin tamamı vücudu çepeçevre sarar. “Vücut kana tutkundur, onsuz yapamaz.” Belki bu yüzden de kırmızı tutkuyu sembolize eder.

Ve belki de bu yüzden insana can verir ve hareketlendirir. Cesaret, hareket, enerji ve kuvveti temsil ettiğinden birçok ulusun bayrak rengi kırmızıdır. İlgi dikkatleri çeker. Yakınlaştırıcı, ışıyan, sıcak, canlı, heyecanlandırıcı ve hırslandırıcı özellikleri taşır. Renk yelpazesinin dalga boyu en uzun, titreşimi en kuvvetli olan rengidir.

Hareket, canlılık ve ihtiras telkin eder. Kırmızı rengi tercih edenlerin kişilik analizlerinde, bu kişilerin güç ve iktidara düşkün oldukları saptanmış. Bu rengi tercih eden kişilerin güçlü öz güvenleri vardır. Liderlerin rengi olarak anılır.

Eğer sen kırmızıyı seviyorsan: Gerçekten görüp görebileceğimiz en tutkulu insanlardan birisin! Hayatını tamamen tutkular ve heyecanlar üzerine kurmuşsun. Bu da seni son derece baştan çıkarıcı, çekici ve seksi biri yapıyor. Yani sen bir insanın birlikte olmak için yanıp tutuşacağı o baş döndürücü kişisin! Diğer yandan içinde tutamadığın öfken de tutkun ile birleşince seni gerçekten son derece tehlikeli biri yapıyor. Sen herkesin olmak isteyip de asla cesaret edemediği o güçlü insansın!

Turuncu: Yaşama sevinci ve mutluluğun rengidir.

Çabuk dikkat çeker. Canlılık, içtenlik, hayata olumlu bir perspektif ve mutluluk getirir. Güneşin parlaklık ve sıcaklık hissini verir. Yaşama sevincinin ve eğlenceye düşkünlüğün rengidir.

Metabolizmayı hızlandırarak canlılık, cesaret ve hareketlilik veren turuncu, zihni harekete geçirir.

Eğer sen turuncuyu seviyorsan: Kendine güvenen, gururlu, gülmeyi ve güldürmeyi seven, hareketli, dışa dönük, neşeli, sosyal ilişkileri kuvvetli birisin özel insan!

Sarı: Sevincin, ışığın ve üretimin rengidir.

Sıcak ve ışıklı, beyazdan daha parlak bir renk olması nedeniyle dikkat çekici, neşe ve hareket veren uyarıcı ve geçiciliğin simgesi bir renktir. Sinir sistemini uyarır. En az pigmentle yaratılan renk olduğu için doğada en çok rastlanan renklerden biridir. İlginçtir ki, sarı odalarda çocukların daha çok ağladığı, yetişkinlerin daha sinirli oldukları saptanmış.

Sarı rengi tercih eden kişiler; özgür ve bağımsız olmayı sever. Değişkendir, konuşkandır, rahat iletişim kurar, yapıcıdır, iyimserdir, insan odaklıdır ve eğlencelidir. Sarı daima iyimserliğin, neşenin ve mutluluğun rengi olmuştur.

Sarıyı seviyorsan, sen gerçekten bu dünyaya gelmiş en neşeli, en pozitif enerji dolu insanlardan birisin. Adeta güneş gibisin; etrafında yaydığın neşe ve enerji ile çevrendeki herkesi mutlu edip içlerini ısıtmayı her seferinde başarıyorsun. Sen herkesin sahip olmak istediği o neşe dolu dostsun güzel insan! Hiç değişme ve hep böyle mutlu kal!

Yeşil: Aklın, bilginin ve mantığın rengidir.

Dinlendirici, güven ve huzur verici bir renktir. Yeşil doğanın kendisidir. Yeni çıkan taze yapraklar, bitkiler ve otlar gibi yaşamın simgeleriyle doğrudan ilgilidir. Sürekli bakıldığı zaman sakinleştiren, uysallaştıran, gerilimi azaltıp insana denge ve uyum sağlayan özelliği vardır.

Çalışma kolaylığı sağlar. Yazı tahtalarının koyu yeşil renkte boyanması, hastanelerde ameliyat giysilerinin yeşil olması bundandır. Yaratıcılığı arttırır. Büyük otellerin mutfak duvarlarının yeşile boyanması aşçıların yaratıcılığını geliştirici etki eder.

Koyu yeşil soğukluk, tutuculuk kavramlarını ifade ederken; zümrüt yeşili ölümsüzlüğü, zeytin yeşili barışı temsil eder.

Eğer sen yeşil seviyorsan: Doğayı seviyorsun, çevrenle daima uyumlusun, üretken ve içtensin. Evet,  bunlara ek olarak hareketlerin dengeli ve çok düzenlisin. Son derece zeki, bilgili ve daima mantığıyla hareket eden bir insansın. Diğer yandan hatalarından ders almayı bilen ve yaşadığı her şeyi bir bilgi ve tecrübe olarak kafasına kazıyan bir insansın. Bazen diğerleri üzerinde fazla korumacı davranabilirsin; ama bunun tek sebebi diğerleri arasındaki en zeki ve bilge insan olduğun için karşılarına çıkabilecek tehlikelerin farkında olman. Sen eşine ender rastlanan o bilge yol göstericisin!

Olumsuz etki olarak, yeşil bazen aşırı rahatlık sonucu tembellik ve umursamazlığa neden olabilir. Özellikle çalışmaya yatkın olmayan kişiler aman dikkat! Tembelliği arttıracağından, yeşil rengi çalışma ortamınızdan uzak tutun benden söylemesi…

Mavi: Yalnızlık, sadakat ve güvenin rengidir.

Sessizlik ve rahatlık telkin eden dinlendirici bir renktir. Düzen, huzur ve sadakati simgeler. Mavi, düşünmeye, karar vermeye ve yaratıcı fikirlerin doğmasına yardımcı olur. Büyüklük ve derinliği simgeler. Gökyüzü, deniz… Mavinin yoğunluğu ve koyuluğu arttıkça derinliği de artar.

Şimdi bu satırlara dikkat! Mavi doğal bir iştah kapatıcıdır. Kilo problemi olanlar özellikle yemek odalarında ve mutfaklarda mavi rengi baskın tutarsanız daha az yemek isteği yaratacaktır.  Lakin eğer restoran işletiyorsanız ve mavi kullandıysanız yandınız.

Mavi rengi tercih edenlerin kişilik analizlerinde bu kişilerin toleranslı, hoşgörülü, anlaşma yanlısı oldukları ve huzuru aradıkları görülmüş. Çevreleri ve kendileri ile barışık, az ile yetinen, sabırlı ve metanetliler ayrıca.

Mavi huzurun, sakinliğin ve duygusallığın rengi ve sen maviyi seviyorsan sessiz kalmayı, sakinlik içinde yaşamayı tercih edersin. Çünkü incinmekten ve kırılmaktan çok korkuyorsun. Lakin dışarıda senin gibi insanlar da var, sadece onları bulman için ilk adım cesaret…

Mor: Asalet, ihtişam, zenginlik ve lüksün rengidir.

Yaratıcı özellikler taşıdığından sanat bu renkle bütünleşmiştir. Öz güven duygularını, bütünlüğü simgelediğinden resmigeçit ve törenlerde en çok kullanılan renktir. Nevrotik duyguları açığa çıkarttığı, insanları bilinçaltında korkuttuğu tespit edilen bir renktir. Bizans döneminde, İstanbul’un yani yönetim merkezinin rengi mordur. İnsanları bilinçaltında korkutarak, yönetimin gücünü pekiştirme amaçlı olduğu düşünülebilir.

Mor rengini seven insanların genellikle sanatsal yönü ağır basmaktadır. Bu kişilerin sanat dallarında başarılı olma ihtimalleri daha fazladır.

Eğer sen mor rengi seviyorsan: Öyle bir hayal gücün ve bakış açın var ki… Dünyaya bakılan pencereler olsaydı herkesin ki standart, dikdörtgen ve beyaz kenarlı iken seninki değişik şekilde ve rengarenk olurdu kesinlikle! Bu yüzden de senin en büyük yeteneğin hayalperestlik! Bazen kurduğun hayaller uzay sınırlarını geçse bile, sırf seni mutlu ettiği için bunu yapmaya devam ediyorsun. Zaten etmelisin de çünkü kurduğun hayaller senin yaratıcılığını o kadar güzel besliyor ki! Sanata daha çok ağırlık vermelisin güzel dost!

Lacivert: Düzenin, uyumun, ruhsallığın ve başarının rengidir.

İnsanlar üzerinde başarı ve güç izlenimi bırakan lacivert, dünyadaki birçok ünlü marka logolarında tercih ediliyor. Çok göze batmayan bu rengi kıyafette tercih edenler, kendilerini daha karizmatik ve inandırıcı hissederler.

Markalar üzerinde yoğunlaşma ve düşünce için tercih edilen lacivert yatak odalarında kullanılmamalıdır. Hafızayı güçlendirir, düşünceyi arttırır ve kolay karar verebilmeyi sağlar. Hatta tespitlere göre pijamasını lacivert seçen kişiler, rüyalarını daha iyi hatırlar. Ruh ve sinir hastalıklarındaki tedavilerde lacivert kullanılmaktadır.

Eğer sen lacivert seviyorsan sadelikten hoşlanıyorsun. Fazla göze batmayan, abartıdan uzak, sakin, dingin ve ciddi bir yaşam sürüyorsun büyük ihtimalle.. Ne diyordu Nazım Hikmet ‘Yaşamaya Dair’ şiirinde?

‘Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela,…..’.”

Herkese gönlünce renklerde yaşayacağı, koşulsuz sevginin hüküm süreceği yeni bir yıl gelsin, sağlıcakla…

Kaynaklar:

Radyo ve Televizyonda Program Yapımcılığı Ders Notları, İ.Ü. İletişim Fakültesi, Prof. Dr. Neşe Kars

www.onedio.com/haber/bu-bilimsel-renk-testi-ile-senin-en-baskin-kisilik-ozelliginisoyleyecegiz

www.ensonhaber.com/renklere-gore-kisilik-analizi-ve-renklerin-etkileri

Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Medya Günlüğü
Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler