Cuma, 4 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Vahan’a ne oldu?

Alper Eliçin
Son güncelleme: 26 Eylül 2023 00:50
Alper Eliçin
Paylaş
Paylaş

Çocukluk ve gençlik yıllarımda İstanbul kozmopolit özelliğini yavaş yavaş kaybediyordu…

6-7 Eylül 1955 olayları benim doğumumdan üç ay sonra gerçekleşmiş, babam yağmalanmasını önlemek için Nişantaşı’ndaki Rio Pastanesi önünde birkaç komşu ile birlikte nöbet tutmuş. Ardından benim de anımsadığım gibi, Kıbrıs’taki 1963 Kanlı Noel katliamından sonra İstanbul’daki Rumlar da yavaş yavaş Yunanistan’a gitmeye başlamıştı. Ermeni toplumunun da Türkiye’den ayrılması devam ediyordu.

Tüm bu gelişmelerin olduğu dönemde ben ve akranlarım bu can sıkıcı durumun farkında değildik. Belki azınlıktan arkadaşlarımız evlerinde bazı uyarılara muhatap oluyordu, bilemiyorum. Sadece sınıfımızdaki, mahallemizdeki bazı arkadaşlarımızın okullar tatil olduktan sonra mahallelerimizden taşınmaları zaman zaman bizleri üzüyordu. Nereye gittiklerini, neden gittiklerini de sorgulamıyorduk. Sonuçta taşınmak doğal bir şeydi.

Ermeni olduklarını bile bilmediğim ilk Ermeni arkadaşlarım ben üç yaşındayken olmuş. Bugün de İstanbul’da oturduğum, Levent’teki sokağın paralelindeki Çilekli Caddesi’nde, arka bahçesi bizim arka bahçemize bakan evde oturan, benim yaşlarımdaki tek yumurta ikizleri Nani ve Maki. 1950’lerin sonunda bir gün onlar da taşındılar. Bende, bir doğum günümde çekilmiş fotoğrafları kaldı sadece.

Daha sonra yine bir Ermeni ile yakın arkadaşlığım 11 yaşında ortaokulda oldu. Sınıf arkadaşımın adı Vahan’dı. Vahan ile ortaokul ve lise yıllarında birlikte iyi ve kötü günlerimiz oldu. Bir yandan derslerle cebelleşirken bir yandan da sınıf takımlarında birlikte oynuyorduk. Futbol ve basketbol bu sporların en önde gelenleriydi. Ortaokulda Vahan Şişli Spor Kulübü’nde basketbola başladı. Bir süre sonra bana da Şişli’de basketbol oynamayı önerdi.

Şişli, Taksim’de Sıraselviler’in girişinde yarım basketbol sahası büyüklüğünde bir salonu olan bir spor kulübüydü. O zamanlar İstanbul’da spor salonları son derece azdı. O nedenle Tünel’deki okulumda öğle vakti dersler bittiğinde yürüyerek gidilebilecek mesafede olan Şişli benim için çok cazipti. Sınıfın en iyi basketbol oynayanı Vahan’la birlikte olacağımdan hemen kabul ettim.

Vahan’la düzenli olarak kulübe gidip antrenman yapmaya başladık. O zamanlar Şişli’nin A takımı oldukça başarılıydı. Antrenörler de bizleri hem kondisyon hem de taktik olarak son derece iyi çalıştırıyorlardı. Fakat bir zaman sonra oyun esnasında veya soyunma odasında, bizden birkaç yaş büyük çocukların bana anlam veremediğim bir şekilde kötü davranmaya başladıklarını sezinledim. Bu tür durumlarda Vahan derhal müdahale ediyor ve beni koruyordu.

Zaman geçtikçe Şişli’nin Ermenilerin oynadığı, İstanbul’un etnik spor kulüplerinden biri olduğunu öğrendim. Meğer Taksim, Beyoğluspor, Kurtuluş gibi Rumlara ait spor kulüpleri de varmış. Şişli’de oynayan tek Müslüman oyuncu ise Vahan sayesinde bendim.

Akran zorbalığı bir kış dönemi devam etti. Ama bu işi yapanlar bir iki kişiydi. Hocalar ve diğer takım arkadaşlarım bana hep iyi davranıyorlardı. Ancak, ben sonunda dayanamayıp ertesi yıl İstanbulspor’a geçtim. Vahan da bu konuda bana kırılmadı, çok anlayışlı davrandı. Böyle bir durumla karşılaşacağımı ne Vahan ne de ben tahmin etmiştik. Vahan’la ise lise yıllarında okulun basketbol takımında oynamaya devam ettik. Sonuçta hepimiz çocuktuk ve etnik farklılıkların da bilincinde değildik.

O yıllarda Ermeni kelimesini de ilk kez evde duymuştum, zira teyzem, Ermeni din adamlarını yetiştiren Üsküdar’daki Tıbravank Lisesi’nde ve Esayan Lisesi’nde ders verirdi. Yıllar sonra Hrant Dink’in öldürüldüğünde teyzemin öğrencisi olduğunu öğrenmiştim. Ayrıca Ermeni Patriği II. Mesrop Mutafyan da öğrencisi olduğundan Patrik rahatsızlanana kadar teyzem seyrek de olsa ziyaretine gider büyük izzet ikram görürdü.

Lise bittiğinde Vahan ile yollarımız ayrıldı. O Berlin’e okumaya gitti. Benim de Berlin’e gitme planım vardı. Hatta Berlin Teknik Üniversitesi’nden kabul mektubum bile gelmişti ama Boğaziçi’ni kazanınca İstanbul’da kalmayı tercih etmiştim.

Vahan bir yaz tatil için Türkiye’ye geldiğinde kendisiyle buluşmuş ve ciddi bunalımda olduğunu gözlemlemiştim. Berlin’de çok sıkıntı çektiğini anlatmış ve “Sen de Berlin’e gelmiş olsaydın sırtımı dayayacak biri olurdu ve sıkıntıları birlikte daha kolay aşardık” demişti.

Bir sonraki yaz Vahan’ın yeniden İstanbul’a tatile gelmesini beklerken kendisinden hiç ses seda çıkmadı. O zamanlar Vahanlar lise yıllarında oturdukları Taksim’den Yeşilköy’e taşınmışlardı ve oturdukları apartmanı biliyordum. Trene binip Vahan’ın ailesine ulaşmak için Yeşilköy’e gittim. Zira o dönemlerde Türkiye’de telefon sayısı kısıtlıydı. Apartman dairesinin sokaktaki zilini çalarak beklemeye başladım. Biraz sonra Vahanların oturduğu ikinci kattaki dairenin penceresi açıldı ve annesi olduğunu tahmin ettiğim bir kadın bana ne istediğimi sordu. Ben de Vahan’ın okuldan arkadaşı olduğumu, kendinden haber alamayınca merak edip geldiğimi söyledim. Penceredeki kadın bana “burada öyle biri oturmuyor, bir daha gelip bizi rahatsız etme” dedi ve pencereyi kapattı. O günden sonra bir daha Vahan’la temasım olmadı.

Zaman içerisinde bazı ortak arkadaşlarımızdan Vahan’ın bir ağabeyi olduğunu ve Fransa’da Renault fabrikalarında çalıştığını duydum. ASALA’nın ortaya çıktığı o dönemlerde iddiaya göre Vahan’ın ağabeyi de radikalleşmişti. Vahan da aldığımız duyumlara göre Almanya’dan Fransa’ya geçmişti ve ailesi de Fransa’ya göç etmişti.

Bundan 25-30 yıl önce liseden bir ortak arkadaşımız kendisiyle Paris’te Pompideu Kültür Merkezi’nde tesadüfen karşılaşmış. Vahan kendisine, Ermenilerin yaşadığı “soykırım” nedeniyle, kendisinde de kalıtımsal olarak psikolojik bir travma oluştuğunun anlaşıldığı yönünde pek de bilimsel olmadığını düşündüğümüz bir açıklamada bulunmuş.

Yine aynı yıllarda liseden başka bir ortak arkadaşımız Paris’te Vahan’ın adresini bulmuş ve ziyaretine gitmiş. Ancak, evde bulunan ağabeyinin bu arkadaşımızın Vahan’la görüşmesine müdahale etmesi nedeniyle fazla sohbet olanağı bulamadan oradan ayrılmak zorunda kalmış.

Vahan o gün bu gündür kayıp. Öldü mü, bir klinikte tedavi mi görüyor, yoksa Fransa’da düzgün bir yaşam sahibi mi oldu, bilmiyoruz. Ancak, Facebook veya X gibi bir sosyal medya ortamlarında yok. Google’da aradığımda da kendisiyle ilgili hiçbir iz bulunamıyor.

İstanbul’da Ermeni cemaatinde tanıdığım bir iki dostum da bana hiçbir bilgi veremediler. Yaşıyorsa da herhalde kimlik değiştirdi diye düşünüyorum.

Sizce Vahan’a ne oldu?..

Not: Bu yazı ilk olarak noktakibris.com sitesinde yayınlanmıştır.

Fotoğraf: Ermeni Patrikhanesi

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanAlper Eliçin
Takip et:
1974 yılında Alman Lisesi’nden mezun oldu. Öğrenimine Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde devam etti. İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması ve ABD’de Clemson Üniversitesi’nde İşletme alanlarında yüksek lisans yaptı Dünya Bankası'na değişik projelerde danışmanlık yaptı, Çukurova Metropolitan Bölgesi Kentsel Gelişim Projesi'nde ise proje direktör yardımcılığı görevini üstlendi. Gayrimenkul geliştirme projelerindeki deneyimini zaman içerisinde turizm yatırımlarına yönlendirmiştir. İş yaşamına 1990 yılından itibaren Pegasus Havayolları'nda kurucu ortak olarak devam etti, şirkette genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İstanbul Havayolları'nda genel müdür yardımcılığı, Kavrakoğlu Management Institute’da başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Havayolu yönetimi, yeniden yapılandırılması, şirket birleştirme, ayırma ve satın almaları ve gayrimenkul yönetimi konuları uzmanlık alanlarından. Merkezi Paris'te olan Milletlerarası Ticaret Odası Havacılık Komitesi'nde uzun yıllar Türkiye'yi temsil etti, Türkiye Havacılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerinde de bulundu. 2008 yılında BCD Eğitim ve Danışmanlık Ltd’nin kurucu ortağı oldu. Halen serbest danışman ve eğitmen olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar Türkiye, KKTC, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Romanya, Mısır, Belçika, İsviçre ve Avusturya’da eğitimler vermiş, danışmanlık yapmıştır. Ayrıca, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dijital yayın organlarında köşe yazarlığı yapmaktadır. Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce biliyor. Dağ tırmanışları ve doğa yürüyüşlerine ilgi duyuyor, Ağrı ve Musa dağları tırmandığı dağlar arasındadır. Okumak ve seyahat etmekten büyük zevk alıyor.
Önceki Makale Türkiye’nin stratejik hatası
Sonraki Makale Paşinyan bıçak sırtında

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Süreç uzun ince bir yol

Gürsel Demirok
3 Temmuz 2025
ManşetSerbest Kürsü

Özgürlüğün pozitifi negatifi

Medya Günlüğü
3 Temmuz 2025
ManşetSerbest Kürsü

ABD’lilerin İran’dan kaçışı

Alper Eliçin
3 Temmuz 2025
EditörSerbest Kürsü

Gelişen ekonomilerin altın ilgisi

Metin Duyar
3 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?