17.9 C
İstanbul
28 Mart 24, Perşembe
spot_img

Türkiye’de ‘baba’ olmak

Mentor

Fenerbahçeli olma kimliğim dışında ben bir babayım ve bu ülkede anne, baba olmak gerçekten zor bir durum.

Nedenini kısaca anlatayım…

Doğdukları günden itibaren bir baba olarak şunu kabullendim: Ben bir babayım çocuklarımın sahibi değilim, dolayısıyla onlara bir yaşam vermek yerine eşim ve ben onların kendi yaşamlarını kurabilecekleri kişiliği vermeyi amaçladık.

Ne kadar başardık bilemem ama denedik, deniyoruz.

Hep kendilerine saygıları olsun, özgür düşünceli olsunlar, farklı olsunlar ama farklılıklara saygı duysunlar istedik. Empati yapsınlar ama kolay itaat etmesinler kendi fikirlerini söyleyecek kadar aykırı olsunlar istedik. Kısacası başkalarına benzemelerini değil kendileri olmalarını istedik.

İstemez olaydık, güya Türkiye’nin eğitim markası olmuş kurumlarından birinde eğitim yaşamlarına başladılar.

Başlar başlamaz çocuklarımı not, sınav, ceza kıskacına soktular.

Yanlış yapmak, farklı olmak, sanatçı olmak, müzisyen olmak, eğlenmek, arkadaş olmak falan hepsi yasaktı.

Tek doğru vardı ders çalış, iyi not al, üniversiteye gir.

Kendin olmak da okulda yasaklanmıştı, zaten kimse sana “kimsin ne istiyorsun” diye falan da sormuyordu standart bir paket vardı, herkes ondan almak zorundaydı.

Yaratıcılık ve farklılıklar her fırsatta törpüleniyor bacak kadar çocuklar, ergenler hata yaptıklarında kötü ilan edilip cezalandırılıyorlardı.

Sürekli yaşanan bir çatışma okulda dikte edilen sürü olma anlayışı ile çatışan birey olma mücadelesi.

Bu eğitim sisteminin doğal sonucu da öz güveni tüketmek, farklılıklara saygı duymamak ve hata yapmaktan korkmak değil midir?

Elbette öyledir.

Yanlış yapan asla doğru yapmayı deneyemiyor, korkuyor.

Farklılığına saygı duyulmayan farklılıklara saygı duymamayı öğreniyor.

Herkese benzemek zorunda bırakılan çocuk kendi olamıyor, öz güvenini kaybediyor.

Sonuç; mutsuz, öz güvensiz, nefret dolu kuşaklar.

Böyle eğitim sisteminden böyle toplum.

Kendini sevmeyen kimseyi sevmez, kendi olmasına izin verilmeyen çocuk kendini sevemez.

Ünlü eğitimci Ken Robinson diyor ki;

“Yanlış yapmaktan korkan asla orijinal bir şey başaramaz. Çocuklarınızın hayallerine basmayın.”

Bırakın kendileri olsunlar, kendisi olmayan insan ne olursa olsun mutlu olamıyor.

Çocuklarımızın hayallerine basmayalım onlara yaşam tasarlamak yerine onları sevelim, sadece sevmek ve desteklemek onların her şeyi doğru yapmaları için yeterli olacaktır.

Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Medya Günlüğü
Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler