Okulun öncelikli amacı tonlarca teorik bilgi yüklemek değil, öğrencilerin bireysel gelişimini desteklemek, onları yaşama ve topluma hazırlamak olmalı. Elbette ailenin bu konuda oynayacağı önemli bir rol vardır, ancak okullar da mutlaka pratik gelişim desteği sağlamalıdır.
Öğrencilere günlük hayatta kullanabilecekleri pratik beceriler kazandırmak, onların daha bilinçli ve öz güvenli bireyler olarak yetişmelerine yardımcı olacaktır. Ancak ben şahsen müfredatta böyle bir amacın yeterince umursandığını göremiyorum. Aslında bu da Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) düşündüğü kadar zor değil.
Öğrencilerin günlük yaşamda kendi kendilerine yetebilmelerini teşvik etmek için müfredata çocukların yaşına göre seçilecek yedi uygulamalı dersin alınmasını öneriyorum.
Japonya ortaöğretim müfredatından örnek aldığım dersler şunlar:
1-Sağlıklı yaşam: Dengeli beslenme, bağırsak sağlığı, dinlenmenin önemi, egzersiz ve stres yönetimi gibi konuları işletmek yararlı olacaktır. Sağlıklı ve sağlıksız yaşam biçimlerini öğrenmek, öğrencilerin gelecekteki yaşamları tasarlamak için kritik öneme sahiptir. Bu derste ayrıca uyku düzeninin ne kadar önemli olduğunu ve sağlıksız uyku alışkanlıklarının olumsuz etkileri anlatılabilir.
2-İletişim ve ilişki yönetimi: İletişim, insanlar arasındaki ilişkilerin kritik bileşenidir. Etkili iletişim teknikleri, empati ve ilişki becerileri, duygusal zeka, dedikodu, kızgınlık yönetimi ve yapıcı dil kullanımı gibi kavramların açıklanması, iletişim ve ilişki sağlığı için yararlıdır. Bu tür dersler, öğrencilere sağlıklı, pozitif ve destekleyici ilişkiler kurma yeteneklerini geliştirme fırsatı sunar.
3-Sosyal medya: Bu ders, sosyal medyadan gelen bilgilerin güvenilirliği konusunda uyarıcı bir rol üstlenerek, bilgiye nasıl kuşkucu ve eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğini öğretebilir. Bu beceri, öğrencilerin yanlış veya manipüle edilmiş bilgilerden korunmalarına yardımcı olur.
4-Teknoloji kullanımı: Dijital çağa uyumu desteklemek için internette araştırma, bilgisayar işletim sistemleri, ofis yazılımları, mobil işlevsellik ve dijital araçları etkili kullanma konuları işlenebilir.
5-Finansal okuryazarlık: Öğrencilere finansal ve ekonomik ilişkiler ve kavramlar hakkında temel bilgiler sunulmalıdır. Tüketici hakları, tasarruf, kredi, yatırım, borsa, bütçe yapma, risk ve sigorta, banka hesabı açma, borçlanma ve vergi türleri gibi finansal konular pratik örneklerle okutulmalıdır.
6-Çalışma hayatına hazırlık: Öğrencilik bir gün sona erecek ve çalışma hayatına geçiş yapılacak. Öğrencinin staj olanaklarını araştırma, özgeçmiş yazma, mülakat süreçlerine hazırlanma, zaman yönetimi, takım çalışması, iletişim becerileri ve problem çözme gibi konuları öğrenmesinde yarar var. Bu süreçte iş dünyasının genel işleyişi, şirket türleri, iş etiği, iş iletişimi gibi konuları anlamak önemlidir.
7-Pratik ev becerileri: Öğrencilere yemek yapma, ev düzeni ve temizliği, elektrikli süpürge ve diğer cihazların kullanımı, giysi bakımı, sökük dikme, düğme dikme, ampul değiştirme, çivi çakma, silikon sıkma, yangın söndürme, deprem önlemleri ve ilk yardım gibi pratik beceriler kazandırmak, bağımsız yaşam becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Öğretmenler ve velilerle yaptığım sohbetlerde öne çıkan şu üç konunun altının çizilmesi gerektiğine inanıyorum:
-Sorumluluk almaktan korkmayan, sağlıklı, bilinçli ve başarılı nesillerin yetişmesini desteklemek için eğitim sisteminin yaşamın gerçeklerine göre optimize edilmesi gerekiyor.
-Pratik beceri derslerinde tüm öğrencilere uygulama yapma fırsatı sunulması önemlidir.
-Öğrendiklerini günlük yaşamda nasıl kullandıkları konusunda öğrencilerden geri bildirim alınmalı.
Böğrüne iki atom bombası yiyen Japonya’nın kısa zamanda dünya piyasalarında ne kadar rekabetçi hale geldiğini, ülkenin ne kadar zengin olduğunu hepimiz duymuşuzdur. İşte böylesi bir ekonomik mucize kendiliğinden olmuyor.
Japonya’nın eğitim sistemi, toplumsal bilinç ve pratik beceri kazandırmaya odaklanmasıyla diğer ülkeler için örnek alınabilecek bir model olarak dikkat çeker. Japon öğrenciler, yoğun sınav temposuna karşın okullarda hijyen disiplini, iş birliği alışkanlıkları ve sosyal beceriler konusunda eğitilirler.
Bu eğitim sistemi, pratik becerileri geliştirmeye yönelik bir yaklaşım sergilemesiyle tanınmaktadır. Japon okullarında, öğrencilere günlük yaşamda kullanabilecekleri becerileri kazandırmak adına çeşitli pratik dersler ve etkinlikler sunulmaktadır.
Örneğin: İlkokullarda öğrencilere yemek yapma, temizlik ve ev işleri gibi beceriler öğretilirken; ortaokullarda dijital teknoloji, finansal okuryazarlık ve iş hayatına hazırlık gibi pratik konular üzerinde durulur. Ayrıca sınıfça “doğa tanıma, koruma turları” düzenlenir.
Lise düzeyinde ise, öğrencilere ilgi alanlarına göre mühendislik, hukuk, tıp veya ticaret gibi uzmanlaşma gerektiren alanlara yönelik dersler sunulur. Bu sayede Japon eğitim sistemi, öğrencilere sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda günlük yaşamda ve çalışma ortamında işlerini yürütebilmeleri için pratik yetkinlikler kazandırmayı amaçlar.
Bitirirken; önerilen dersler, öğrencilere gelecekteki yeni durumlara hazır olma, yenilikçi çözümler üretme, zorlukların üstesinden gelme ve öz güvenlerini artırma fırsatı verecektir. Derslerin hangi yöntemlerle çocukların yaşına, ilgi alanına ve yeteneklerine göre düzenleneceğini konusunda MEB uzmanları kafa yorabilir.
halilocakli@yahoo.com