Cuma, 4 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Terör hedefine ulaşamayacak

Gürsel Demirok
Son güncelleme: 17 Ocak 2024 00:29
Gürsel Demirok
Paylaş
Paylaş

Irak’ın kuzeyinde  teröre tekrar şehit verdik… Saldırılarda şehit olan kahraman askerlerimize  Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Evlatlarımızın ruhları şad, mekanları cennet olsun. Yaralanan askerlerimize acil şifalar diliyorum. Terörü milletçe şiddetle kınıyor, lanetliyoruz. Kuşkusuz  teröristler hedeflerine ulaşamayacak..

Türkiye 40 yıla yakın bir süredir terörle mücadele etmekte. Bu  süre içinde büyük kayıplar verdi. Terörün ülke ekonomisine  maliyeti de yüksek oldu. Ancak PKK terör örgütü de  hedefine ulaşamadı. Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçleri teröristle mücadelede bu süre içinde başarılı bir sınav verdi. Çok zor koşullarda sürdürülen mücadelede teröristler büyük ölçüde etkisizleştirildi. Bu çerçevede, Suriye ve  Irak topraklarından ülkemize yönelen terör eylemlerini etkisiz hale getirmek  amacıyla Birleşmiş Milletler yasasına dayanılarak sınır ötesinde karakollar oluşturuldu.

Devletimiz de terörle mücadele amacıyla siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel vs. alanlarda önemli adımlar attı. Terörün beslendiği bataklığı kurutmaya yönelik tedbirler uygulamaya konuldu. Kamuda görev yaptığım yıllarda, devletimizin bu yönde izlenen politikalara ne denli önem verdiğine yakinen tanık oldum.

Ancak başarılı olamadığımız alanlar da gördüm. İç cephede kimi zaman yeterince güçlü olmadığımızı hissettim. Milli güvenliğimiz açısından beka meselesi olan terörle mücadelede, siyasi hesaplarla farklı yaklaşımlar sergilendiğini, tutumlar takınıldığını üzüntüyle izledim. Oysa zaman teröre karşı yekvücut olma zamanı. İç hesaplarla ayrışma zamanı değil.

Terörle mücadelede yeterince başarılı olunamayan bir başka alan da terörün beslendiği dış kaynakların kurutulması. Teröre lojistik destek, mali destek, silah desteği , istihbarat desteği vs. sağlayan dış kaynaklar, çeşitli yollarla bu desteklerini sürdürüyorlar. Terör örgütünün uyuşturucu ticareti, insan ticareti, silah ticareti  vs. faaliyetlerine karşı da dış kaynakların yeterli işbirliği sağlanamıyor. Avrupa ülkelerinde görev yaptığım yıllarda, terör yandaşlarının bu ülkelerde nasıl cirit attıklarına, ülkemizin bölünmesine yönelik ne tür faaliyetlerde bulunduklarına yakinen tanık oldum. Bu tür faaliyetlerin önlenmesine yönelik girişimlerimiz, “ifade özgürlüğü”, “Toplantı özgürlüğü” gibi gerekçelerle  pek dikkate alınmıyordu.

Türkiye’deki insan hakları konularına duyarlılık gösterip, ülkemize baskı yapmaya kalkışan Avrupalı siyasiler, nedense ülkelerindeki yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı konusunda  umursamaz bir tavır içindeydiler. Terörle mücadele bağlamındaki bazı uygulamaları eleştiren Avrupalı kimi siyasilerin terör örgütleri yandaşlarının ülkelerinde kuruluşlarımıza yönelik saldırılarında suskun kaldıkları görülmüştür.

Örneğin, PKK’nın Strasbourg’da Avrupa Konseyi binasının tam karşısında yıllardır sürekli “Öcalan’a özgürlük” afişleriyle ve bayraklarıyla donatılmış sürekli standı var. PKK’ya yardım ve yataklık edenler eylemlerine de göz yumuyorlar

Bu ülkelerin Türkiye’ye yönelik politikalarının temelinde bölgemize yönelik stratejik hesapları da yatıyor. Bölgenin stratejik konumu ve doğal kaynakları vs. öteden beri emperyal güçlerin iştahını kabartır. Öteden beri bölgenin siyasi sınırlarını kendi çıkarları doğrultusunda çizme arzusu içindedirler. Kendi çıkarlarını hizmet edecek maşaları bulma arayışı içindedirler. PKK terör örgütü, uzantıları ve yandaşları dış kaynakların amaçlarına hizmet edecek araçlardandır. Emperyal dış kaynakların temsilcileriyle, maşalar arasındaki temasları, ilişkileri izleyenler kirli pazarlığı, alışverişi yakinen görürler.

Bu itibarla son zamanlarda artan terör eylemlerinin zamanlaması, hedefleri üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Bölgemizde barış ve istikrarı tehdit eden gelişmeler cereyan etmekte. Bölge dışı kimi aktörler, bölgeye yönelik stratejik hedeflerini hayata geçirmek amacıyla sinsi planlar yapmakta, adımlar atmakta. Komşu bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünü tehdit eden gelişmeler yaşanmakta.

Devletimiz, Irak’ın veya Suriye’nin kuzeyinde bir terör yapılanmasına izin vermeme kararında. Bölge dışı aktörlerin maşalarına karşı kararlı mücadelesini sürdürme kararında. Bu itibarla, milletçe uyanık olunmalı. Teyakkuz içinde  olunmalı.

Unutulmamalıdır ki terörün arkasında toprak talebi var. Terörü yapanların istedikleri toprak. Hiçbir ülke ülkesinin toprak bütünlüğünün bozulmasına müsamaha  gösteremez. Türkiye Cumhuriyeti’nin bölücülüğe ve teröre, teröristlere karşı yürüttüğü mücadeleyi bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

Zaman ordumuzun, güvenlik güçlerimizin yanında olma zamanı. Onlarla omuz omuza olma zamanı. Zaman Devletin terörle mücadele bağlamında aldığı önlemleri yoğunlaştırma zamanı. İç cephede de birlik ve beraberliğimizin korunması zamanı. Siyasi aktörlerin iç hesaplaşmaları bir kenara bırakarak terörle mücadelede yekvücut olmaları zamanı.

Emperyal güçlerin bölgeye yönelik stratejik hedeflerine, hesaplarına  karşı gerekli tedbirleri  alma zamanı. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının, birlik ve beraberliğinin, toprak bütünlüğünün titizlikle koruma zamanı….

Fotoğraf: msb.gov.tr

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanGürsel Demirok
Takip et:
Emekli diplomat. 1945 yılında doğdu. Darüşşafaka Lisesi'ni 1964 yılında bitirdi. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 1969'da Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurulu 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müsteşarı idi. 1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917’de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel‘de 23 Nisan 1997 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü. 1997 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. Bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalarda referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı. 2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel’deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte. Mainz ve Zürih‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmaya, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmaya, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmaya büyük önem verdi. 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan'ın başdanışmanı oldu, 2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı'na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Emekli olduktan sonra medyada köşe yazıları kaleme almaya başladı .
Önceki Makale Emmy Ödülleri’ni kazananlar
Sonraki Makale Ülke küçük ‘marifetleri’ büyük!

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Süreç uzun ince bir yol

Gürsel Demirok
3 Temmuz 2025
ManşetSerbest Kürsü

Özgürlüğün pozitifi negatifi

Medya Günlüğü
3 Temmuz 2025
ManşetSerbest Kürsü

ABD’lilerin İran’dan kaçışı

Alper Eliçin
3 Temmuz 2025
EditörSerbest Kürsü

Gelişen ekonomilerin altın ilgisi

Metin Duyar
3 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?