Teğmenlerimiz göze geldi. Teğmenlerimize nazar değdi. Ne mutlu olmuştuk o gün. Karacı, Havacı, Denizci kızlarımız okullarının birincileri olmuştu. Atatürk’ün Cumhuriyetine yakışır bir tabloydu. Kadını baş tacı eden modern Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır bir tabloydu. “Mustafa Kemal’in Askerleri”ne yakışır bir tabloydu.
Mutlu olmakta haklıydık. Gururlanmakta haklıydık. Geleceğe umutla bakmakla haklıydık. Ne var ki bu mutluluk, bu umut bile birileri tarafından çok görüldü bizlere. Sevincimiz kursağımızda kaldı. Kem gözler girdi araya. Fidanlarımıza kıymaya kalktılar. “Mustafa Kemal’in Askerleri”ne kıymaya kalktı hazımsızlar. 100 yıllık Cumhuriyeti hazmedemeyenler… Cezalandırmaya kalktılar “Mustafa Kemal’in Askerleri”ni. Bu toprakları eken biçen, savunan halkın çocuklarına ne cezalar verileceği merakla bekleniyor…
Halkımız üzgün, tedirgin. Gözleri hüzünlü genç teğmenlere verilecek cezayı bekliyorlar. “Ordudan atarlar mı, kıyarlar mı genç teğmenlere” diye soruyorlar birbirlerine. Kimi, “Atarlar mı atarlar, emir büyük yerden” diyor. Kimi, “Yok atamazlar, kıyamazlar ‘Mustafa Kemal’in Askerleri’ne. Bilirler halkın nasıl sahip çıktığına genç teğmenlerine, Atılırlarsa halkın hiçbir zaman affetmeyeceğini böyle bir karara imza verecekleri” diyor ve ekliyorlar: “Olsa olsa genç teğmenleri uyarma cezası verirler.”
Hukukçular da, “Söz konusu eylemin 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunun 20’nci maddesinde düzenlenen TSK’den ayırma cezasını gerektiren sınırlı sayıdaki hallerin kapsamında sayılamayacağı anılan kanunun lafzından açıkça anlaşılmaktadır” demekteler. Tarihsel gerçeklere, hukuka, yasalara ve vicdanlara aykırılık teşkil etmeyecek şekilde hareket edilmesini temenni etmekteler..
Konu ile ilgili olarak “Teğmenlerimize dokunmayın” diye çağrılar zaman içinde giderek büyüdü. Toplumumuzun geniş bir kesimi genç subayları bağırlarına bastı, sahiplendi.
“Teğmen Ebru Eroğlu ve arkadaşlarının disiplin kuruluna sevk edilmesi, milli ruh ve askerlik disiplini arasındaki dengenin yanlış yorumlandığını göstermektedir. Ordunun disipline ihtiyacı olduğu kadar, onu ayakta tutan manevi değerlere de ihtiyacı vardır. Türk ordusunu güçlü kılan, sadece mekanik bir disiplin değil, aynı zamanda ruhundaki milli bağlılıktır. Bu ruh, Atatürk’ü unutmamak ve onun değerlerine sadık kalmakla yaşar” görüşleri dile getiriliyor.
Genç teğmenler hakkında karar verecekleri zor bir sınav beklemekte. Karar vericilerin, kamuoyundan yükselen bu tür uyarıları dikkate almaları temenni edilir. Yukarılardan ne telkinler gelirse gelsin, karar vericiler vicdanlarını ve kamuoyunun sesini ön planda tutmalı. İlgili mevzuatta, “Uyarma cezası veya kışlayı terk etmemek koşuluyla göz hapsi, oda hapsi” gibi disiplin cezalarının bulunduğunu göz ardı etmemeli.
Fotoğraf: Gazete Duvar