Cuma, 9 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Puşkin ve dönüşüm

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 2 Eylül 2022 19:59
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Gökhan Yavuzel

Gogol ile birlikte Rus edebiyatının yaratıcısı olarak kabul edilen Puşkin, henüz otuz sekiz yaşında iken, bir düello sonucu öldürülür. Puşkin’i ağır yaralayıp iki gün sonra ölmesine neden olan Dantes, bir Fransız subayı ve aynı zamanda Çar’ın tetikçiliğini yapan biriydi.

Yıllar sonra, Rus edebiyatının bir diğer büyük ismi olan Maksim Gorki ise, yaşamının yirmi ikinci düellosunda öldürülen Puşkin’in intikamını almak ister.

Gorki, Dantes’yi ısrarla düelloya davet eder, ancak Dantes, Gorki’ye yazdığı mektupta, ‘’Özellikle şiirlerinizi son derece beğendim ve çeviride bile büyüsünü kaybetmeyen bu şiirler karşısında tereddüt ettim. Hayır, Rus şiirini doğmakta olan ikinci güneşinden yoksun kılmak istemiyorum!’’ der.

Gorki’nin söylemlerine göre, Dantes’nin bu mektubundan sonra, şiir yazmayı tamamen bırakarak roman alanında yazmaya başlar…  Ve bu sayede, Rus edebiyatının, evrensel dünya edebiyatına en büyük romancılarından biri kazanılmış,  özellikle “Ana” kitabıyla, Rus devrimine en büyük katkıyı yapan eserlerden birini gün yüzüne çıkarmış olur.

Puşkin’in ölümünden sonra, Gogol, “Onun ölümünden sonra yaşama sevincimi yitirdim” dese de, edebi yazımı ve dünya görüşü açısından daha çok olgunlaşmasının aracı olmuştur.

Farklı ama benzer dönüşümdeki bir başka durumu Orhan Kemal örneği üzerinden verebiliriz:

Gencecik bu delikanlının o zamanki ismi Raşit Kemali’dir.

Bursa Cezaevi’nde Nazım Hikmet ile aynı koğuşta kalır, ilk edebi zamanları şiir üzerine yoğunlaşarak geçer. Günlerden bir gün Nazım Hikmet, Raşit Kemali’nin şiirlerinden tatmin olmadığı için, biraz alaycı ama sert bir üslupla eleştirir kendisini.

Şiir yerine, öykü yazımı üzerine çalışmalarını sürdürmesini ısrarla vurgular. Kemali, ilk etapta yazmayı bırakacak bir düş ve moral bozukluğuna uğrasa da çaresiz hocasının sözünü dinler. Ve bu ağır ve sancılı dönüşümden sonra Raşit Kemali’den bir Orhan Kemal türemiş olur.

Daha sonra ‘’Hanımın Çiftliği’’ ile Çukurova yaşamını, köylü ve ağa figürü arasındaki ilişki ve çelişmeleri, yıkılmakta olan toplumsal çürümeyi yalın bir dil kullanarak anlatır. Hatta diyebiliriz ki; Yaşar Kemal, Çukurova’yı anlatırken kullandığı esnek, yalın ve sürükleyici üslubu Orhan Kemal’den miras alarak esinlenmiştir.

Şu birkaç örnek üzerinden, bazı dönüm noktalarının gururla, inatla veya zorlamayla olmasıdır. Ancak bu ve benzeri dönüşümlerin kayıpları acıyla yoğruldukları için kazançları da büyük olmuştur.

Dönüşümün kendisi, duygulardaki devrimin başlangıcıdır. İnsan çoğu zaman; yerini, yurdunu, duygu ve düşüncelerini, ilgi alanını veya yönelişini değiştirmenin ızdırabını yaşar. Dönüm noktalarının ağırlığına bağlı olarak bu değişimlerin kalıcı hasarları olsa da, kişinin belki de fark etmediği diğer husus, zaman aktıkça daha çok gelişmesi, olgunlaşması ve güçlü olmasıdır.

Temel amaç, bu dönüşümler yaşanırken hayata tutunabilmektir. Depresyon, umutsuzluk, kaygı, iradesizlik, güçsüzlük gibi kavramlara karşı yoğun bir çıkmaz içinde mücadele veriliyor olsa da, bu duygulardan çıkış yollarının bulunması herkeste farklı yolların bulunmasına sirayet ediyor.

Bazen şans eseri, bazen güzel duygularla karşılaşarak iyileşme süreci başlar. Ancak bazen de durumlar daha çok kötüye gittiği için, benzer olumsuz duygularla karşılaşmak gelişimi duraklatabilir veya yavaşlatabilir. Gereğinden fazla kaygıya kapılmanın önünü tıkayacak çözümlerin bulunması ile iyileşmenin önü açılmış olur. Elbette burada temel belirleyici olan figür, kişinin kendisidir.

Değişim zordur, bazen imkansız gibi görünebilir, bir önceki yaşamın yıkılışını hazmetmek büyük bir sorundur ancak bunu başarabilmekten başka yol yoktur. Çünkü yaşansa da yaşanmasa da hayat bir şekilde akıp gidiyor…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Nasrullah Ayan’ı kaybettik
Sonraki Makale Dostoyevski’nin başucu kitapları

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Sağlık ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi

Gürsel Demirok
9 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Her şey hareket halinde

Metin Gülbay
6 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Yapay zekâ ve devletin gaspı…

Alper Eliçin
6 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Dışişleri’nin kuruluşu ve “Diplomatlar Günü”

Gürsel Demirok
5 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?