Ayıptır, yazıktır, günahtır ve yanlıştır…
Bütün dinlerin önemli ritüellerinden birisidir oruç tutmak.
Ve oruç mide bağlamında, oburluk bağlamında, nefsi ıslah etmek için geliştirilmiş bir ibadet şeklidir.
Gün boyu, günler boyu yemeden durmak ve böylece bir yandan beslenme ortalamasının altında kalan/bırakılan dindaşların hal-i pür melalini anlayıp insafa gelmek içerikli iken, bir yandan da oruç tutanın/tutanların aşırı ya da daha insaflı bir deyişle gereğinden çok tıkıştırmalarını önleyerek daha sağlıklı bir bünyeye sahip olmaları gizli gerçeğini içermektedir.
Hal böyleyken, bir yandan “sahur” öğünlerini/ yemeklerini icat ederek beri yandan da iftar seanslarıyla, sofraları demiyorum çünkü dikkatle ve akılla vicdanla bakınca düpedüz aşırı tıkınma hatta aşırı ve gereksiz ve dahi lüks haline gelen ziyafet töreni halini alan ‘‘iftar” haline sofra demek yoksul ya da orta halli insanların/ailelerin beslenme düzeyi ile dalga geçmek alay etmek olur.
Ne demektir ve niyedir 5 yıldızlı, 7 yıldızlı otellerde, lüks restoranlarda “iftar yemekleri/ziyafetleri ve sahur seansları düzenlemek?” Bu türden şatafat gösterileri Ramazan ayına ve oruç ibadetine asla ve katiyen uygun değildir. İslam dini israfı günah sayan ve dahi tevazuyu öneren şart kılan, gösterişi ayıplayan günah sayan bir din değil midir
Çok eskiden değil, sadece çocukluğumuzda yani 50 – 60 yıl öncesine kadar oruç ritüeli zeytin ve su ile açılır, çorba ile sürer ve bir tabak yemek ile sonlandırılırdı.
Şimdi niye ithal hurma ile oruç açmak, iftara başlamak neredeyse şart oldu?
Bir düşünün…
Nefsin ıslahı için bir öz yönetim ve hatta kişisel beslenme şekline karşı bir öz eleştiri ve dahi bir tövbe demek olan oruç nasıl oldu da 12 ay içerisinde en çok tıkınılan, doymayı aşıp da oburluğa hatta obezliğe ve dahi kuduzluğa, aç gözlülüğe, göz doymazlığa yol açan ve en kötüsü ille de asitli içeceklerinde yer aldığı bir yemek için yaşamak haline dönüştürüldü?
Ramazan ayını dinin/İslam dininin gereklerinden ve gerçeklerinden kopararak ve dindarların, inananların inançlarını saçma sapan ve tüketiciliği israfı kışkırtan bir hale getiren/getirenler kimdir/ kimlerdir?
Hangi tüzel kişiliktir ki nefsin ıslahı için İslam’ın şartlarından biri olan Ramazan ayını ve oruç ritüelini kapitalizmin daha çok ye, patlayıncaya kadar ye tüket ki tükettiğin kadar bizdensin, bizimsin haline devirdi.
Ramazan ayı inanlar ve dahi inanmayanlar için de insanın kendi özüne geri dönme ve yemek için yaşamak değil, yaşamak için yeterli olacak kadar yemek ayı demektir.
Bu nasıl bir kepazeliktir ki yılda 330 gün kıt kanaat geçinenler oruç tutmak demek olan Ramazan aylarını en çok tıkıştıracakları bir ay haline getirilmeye çalışılıyor.
Ne demektir iftar ve sahur seansları ve bu seanslarda tüketimin zirvelerini zorlamak?
Oruç midenin aç gözlülüğün, doymak bilmezliğin ıslahı için değil midir?