2005 veya 2006 yılında bir derneğe dergi çıkarmak için Elazığ’a gittim
Çalıştığım yerde kurumsal dergiler yapan bölümün başındayım o zamanlar. Sözleşme şartlarını konuşmak için gitmiştim. Dernek başkanı ile konuşmamız sohbete dönüştü, genç bir arkadaştı. Ham mermer ihraç ediyordu o zamanlar Elazığ. Laf lafı açınca kendimi tutamayıp Elazığ’ın etnik yapısını sordum. “Kürtler yüzde kaçını oluşturuyor Elazığ’ın” dedim. Kabaca üçte biri Kürt, üçte biri Türk üçte biri de Zaza, dedi. “Zazalar da Kürt değil mi” dedim, o zamanlar işin farkında değilim daha. Kızdı, “olur mu abi biz Zaza’yız” dedi. Çok mahçup oldum bilgisizliğimden dolayı. Üzerinden bu kadar yıl geçti Zazaları yazmak benim için bir özür dileme vesilesi haline geldi artık.
Yılmaz Güney kendisiyle ilgili bir soruya yanıt verirken “babam Zaza anam Kürt” diyordu.1 Mahsun Kırmızıgül, İzzet Altınmeşe, Ali Asker, Ali Ekber Çiçek, Fatih Kısaparmak, Ferhat Tunç bu Youtube kanalına göre Zaza. Tabii herkesin çok iyi tanıdığı Selahattin Demirtaş da Zaza. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, eski milletvekili Hüseyin Aygün, iş dünyasından ise Abdullah Kiğılı, oyuncu Necati Şaşmaz da Zaza. Seher Dilovan, Alişan ve Ceylan’ı da ekleyeyim bu kısa listeye.
İyi de kimdi Zazalar? Kürt değillerse niye herkes onları Kürt sanıyordu?
“KONDA Araştırma ve Danışmanlık’ın 2019 yılında gerçekleştirdiği ulusal araştırmaya göre Zazalar Türkler, Kürtler ve Araplardan sonra Türkiye’deki dördüncü en büyük etnik kimliği oluşturmaktadır. Zazaların da dahil olduğu bir araştırmada Zazaların büyük çoğunluğunun kendilerini ve dillerini Kürtçeden ayrı olarak Zaza ve Zazaca olarak tanımladıkları tespit edilmiştir.
Zazalar, çeşitli aşiretler ve bunların alt kolları şeklinde dağınık bölgelere yerleşmeleri nedeniyle yurt tuttukları bölgeye göre faklı isimler almışlar. Bugün Zaza olarak yaygınlık kazanan isim, bölgesel olarak Dımılî, Kırd ve Kırmanc şeklinde de kullanılmaktadır. Elazığ, Palu, Bingöl ve Koçgiri yöresinde halk kendilerine Zaza, dillerine Zazakî; Bitlis, Mutki, Siverek, Bucak ve Gerger bölgesindekiler kendilerine Dımılî, dillerine de Dımılkî; Tunceli ve Erzincan’dakiler kendilerine Kırmanc, dillerine de Kırmanckî demektedir. Diyarbekir’in ilçelerinden Lice, Eğil, Hani, Çermik’de ise Zaza Halkı için Kırd, dilleri için Kırdkî sözcüğü kullanılmaktadır.”2
Zazalar üzerine çalışan akademisyen Murat Alanoğlu onlar hakkında şu görüşleri dile getiriyor:
“Osmanlı belgelerinde aşiret, kabile, bölge, köy ve şahıs ismi olarak kullanılan Zaza sözcüğü, tedricen yaygınlık kazanıp bu halka isim olmuştur. Kolay ve ahenkli söylenişi bu kullanımda etkili olmuş görünmektedir. Ayrıca son yıllarda bu ismin kullanılmasında kişisel tercihin olduğu da göze çarpmaktadır. Zira Zazaları Kürtlerden ayrı bir grup görüp, Zaza dili için müstakil lisan diyenler genellikle Zaza ve Zazaca kavramlarını kullanırken; bunun aksini düşünenler daha ziyade Kürt ve Kurmancî’yi çağrıştıran Kırmanc ve Kırd kavramlarını tercih etmektedir. Netice itibarıyla modernleşme ve medya iletişim araçlarındaki gelişmelerle birlikte dağınık Zaza toplulukları birbirleriyle iletişime geçmiş ve benzerlikleri ile birlikte farlılıklarını görebilme şansını yakalamışlardır. Buna yazılı ve görsel malzemenin artışı ve sosyal ağlarla yayılmasını da eklemek gerekir. Nitekim oluşan yakınlaşma ile yüzyıllardır Zazalar arasında devam eden Sünni-Alevi ayrımı da artık önemsizleşmiştir. Bütün bu gelişmelerle birlikte Zazalar için kullanılan diğer isimler gittikçe kullanım dışında kalmış ve yerini Zaza kavramına bırakmış görünüyor. Dolayısıyla hem Türkiye hem de dünya literatüründe bu halkı ve etnik grubu tanımlamak için Zaza kavramı yaygınlık kazanmıştır.”3
İslam Ansiklopedis’indeyse Zazalar ile ilgili şu bilgiler var:
“Anadolu’nun otantik etnik gruplarından olan ve arkaik İran dillerinden birini konuşan Zazalar doğu ve güneydoğu bölgesinin Murat, Yukarı Fırat ve Dicle nehir vadilerinde yerleşmiştir. Bugün Zaza şeklinde genel kabul gören isim bölgesel olarak Dımılî, Kırd ve Kırmanç şeklinde de kullanılmaktadır. Elazığ, Palu ve Bingöl yöresinde halk kendine Zaza, dillerine Zazakî derken Bitlis, Mutki, Siverek, Bucak, Gerger bölgesinde Zazalar’a Dımılî, dillerine de Dımılkî adı verilir. Diyarbakır’ın bir kısmında, Tunceli ve Erzincan bölgelerinde ise Kırd ve Kırmanç, dillerine Kırdkî veya Kırmançkî de denilir. Aşiret, kabile, bölge, köy ve şahıs ismi olarak kullanıldığı görülen Zaza kelimesi zamanla yaygınlık kazanmıştır.
Kökenleri
Zazaların kökeni hakkında birçok tez ortaya atılmıştır. Bunlardan biri Minorsky’nin F. C. Andreas’a dayanarak öne sürdüğü Dımılî-Deylemî bağlantısıdır. Ad benzerliğine ve dil bilimi verilerine dayanan bu görüşe göre Deylemliler, Kürtlerin arasına karışıp Kuzey Mezopotamya bölgesine yerleşen Zazaların atalarıdır. Bir diğeri Dımılîlerin nesebinin Belh kökenli Bermek ailesinden geldiği tezidir. Bu tezi destekleyen Riyâhî ve Abdürrezzâk Dünbülî, Dîneverî’nin ‘Ensâbü’l-ekrâd’ını kaynak göstererek Sâsânîlere kadar uzanan bir nesep silsilesi kaydetmiştir. İbn Hallikân da Bermekîleri Zerâzî kabilesine dayandırır. Bu görüşe paralel olarak Şerefnâme’de, bir Zaza aşireti olan Süveydî beylerinin Abbâsîler döneminde Hârûnürreşîd-Bermekî anlaşmazlığı sonucunda Bağdat’tan sürgün edildikleri ve bugünkü Bingöl’e yerleştikleri rivayet edilmektedir. Evliya Çelebi’ye göre Hârûnürreşîd döneminde Şam veya Musul tarafından gelen Dımılî aşireti Hoy ve Sökmenâbâd bölgesine yerleşmişti. Diğer bir görüşe göre Dımılîler’in Hoy’a gelmeleri Eyyûbîler’in buralara ordu sevketmesiyle ilişkilendirilmektedir. Sökmenâbâd, Eyyûbî sultanları tarafından Dımılî Îsâ Bey’e ocaklık olarak verilmişti. Ayrıca Târîḫ-i Ebü’l-Fidâ’da Dımılîler’in Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin sipahilerinden olduğu zikredilmektedir.”4
Kürtler Zazaları ayrı bir etnisite olarak kabul etmiyor
Bu konu önemli çünkü aynen “dağda yürüyen Türklerin ayaklarının karda çıkardığı kart kurt sesinden çıkmıştır Kürt sözcüğü” diyen ırkçı Türk ideolojisi gibi, Kürtlerin büyük kısmı Zazaların Kürt olduklarını, konuştukları dilin de Kürtçenin bir lehçesi olduğunu ileri sürüyor. İşin garibi Zazaların tümü de kendileriyle ilgili değişik görüşler taşımakta. Bazıları aslında Kürt olduklarını yani Zaza diye bir şeyin olmadığını söylüyor bazılarıysa Zaza diye ayrı bir millet olduklarını düşünüyor. Kürtlerin arasında da komplo teorileri var tabii ki. Zazalığın Kürtler arasına sokulan bir fitne olduğunu ve bunu yapanın da Türk istihbarat örgütleri olduğunu ileri süren Kürtler var. Ancak Türk istihbarat örgütlerinin böyle bir çalışması olması (varsa tabii) Zazaların ayrı bir millet olmadığını göstermiyor…
Zazaca nasıl fark edildi?
Zazacanın nasıl fark edildiğini Rasim Bozbuğa “Etnik ve Dini Yapılar” başlıklı yazısında şöyle anlatır:
“1853 yılında Fransız, İngiliz, Osmanlı ve Piyemonte devletleri ile Rusya arasında yapılan Kırım Savaşı büyük tarihi önemi yanında beklenmedik bir sonucu da doğurmuştur. Bu savaşta esir alınan Osmanlı askerleri Osmanlı’yı daha derinlemesine tanıma gayreti içindeki Rusya tarafından bir alan araştırması aracı olarak kullanılmış ve o güne kadar bilim adamlarının haberdar olmadığı Zazaca ve Zazaların bilim dünyasında tanınmasını sağlamışlardır. Rusya için çalışan Alman bilim adamı Peter Lerch Osmanlı’nın doğu bölgelerinden gelen üç esirden o güne kadar bilim adamlarının haberdar olmadığı bir dil hakkında ilk derlemeleri yaparak Zazaca hakkında ilk kayıtları ortaya çıkarmıştır. Ancak bu Alman dil bilimcinin bu dili gramatik olarak incelemeye vakti yetmeyecek Zazaca hakkındaki bu derlemeleri yorumsuz ve analizsiz olarak yayınlanacaktır.
Zazalar ve Zazaca üzerine en önemli çalışma Alman bilim adamı Oskar Mann tarafından gerçekleştirilmiştir. Mann, ‘yeni Farsçadan farklı olan Zazaca ile Gorancayı karşılaştırınca, 4 Temmuz 1906’da Prusya Bilimler Akademisine yazdığı mektubunda, Zazacanın katiyen Kürtçe olmadığını belirtmiştir. Daha sonra onun çalışmaları diğer bir Alman bilim adamı olan Karl Haddank tarafından analiz edilerek 1932 yılında yayımlanmıştır. Onlar bu çalışmaları ile Zazacayı diğer İranī ve İranī olmayan diller ile karşılaştırmış ve Zazacanın ayrı bir dil olduğunu, bir lehçe olmadığını ortaya koymuşlardır…
Zazaların genetiği ile ilgili yapılan araştırmalara göre; Kürtlerle Zazalar yüzyıllardır bir arada yasamalarına rağmen, tarihte Partlarla Deylemler’n yayıldığı toprakların kesiştiği yerlerden olan Tahran’da yaşayanlar, Zazalara Kürtlerden genetik olarak daha yakındır. Şaşırtıcı olarak İran Kürtleri Zazalara, Türkiye Kürtlerinden genetik olarak daha yakındır. Bu durum Şerefhan’ın İran Kürtleri’nin Goran olduğuna ilişkin tespiti ve Goranların da Zazaların dil bilimsel olarak en yakın akrabaları olmaları açısından anlamlı olmaktadır. Böylelikle Şerefhan’ın 1597 yılında söylediğini genetik 2000′li yıllarda doğrulamaktadır.”5
Şeyh Sait isyanı ve Dersim olaylarına ilişkin ilginç ayrıntılar
“Şeyh Sait isyanını Zazalar, Dersim isyanını ise Alevi Zazalar yürütmüştür” tezini ben yeni duydum, cahilliğime verin. Ancak belki bu tez üzerine başkaları da bir şeyler söyler veya tamamen karşı çıkar umuduyla buraya alıntıladım. Kaynağım yine Rasim Bozbuğa’nın Etnik ve Dini Yapılar yazısı.
“Son yüzyıl içerisinde Zazaların tarihinde iki kritik olay meydana gelmiştir. Bunlar Dersim ve Şeyh Said hadiseleridir. Kürt milliyetçilerinin de kabul ettiği üzere Şeyh Said isyanı Zazalarca yürütülmüş bir harekettir. Kürtler isyana çok sınırlı düzeyde katılmışlardır. Hatta büyük çoğunlukla devletle iş birliği içinde olmuşlardır.6 İsyanın Zaza karakteri bu isyan üzerine çalışmış olan Olson7 ve Gunter8 gibi yazarlarca da doğrulanmaktadır. Alevi Zazalarla Sünni Zazalar arasındaki bölgeye yerleşik olan ve önemli bir kısmı Alevi olan Kürtçe konuşan Şadilli aşireti Necip Ağa emrinde orduyla beraber ortak hareket ederek, Karakoçan’dan Mendo boğazına kadar Şeyh Said kuvvetleriyle çarpışmışlardır.9 Dersim isyanı ise Alevi Zazalar tarafından yürütülmüştür. İsyana katılan aşiretlerin tamamı Zaza’dır. Tunceli’de az sayıda bulunan Alevi Kürtler ise Seyit Rıza’nın yanında yer almamışlardır. İsyanın merkezinde yer alan Nazımiye’nin tek Kürtçe konuşan köyü olan Kimsor köyü, köyün kendi internet sitesine göre tarafsız kalmıştır.10 Ayrıca bu bölgede bulunan Şadilli aşireti de devletle işbirliği içinde olmuştur.11 Bölgedeki Kürtlerin (Alevi olsun Sünni olsun) isyana destek vermemeleri, Zaza hareketince Dersim isyanının tamamen Zaza isyanı olarak takdim edilmesine neden olmuştur.
İlginç olarak Zazalar merkezi otorite ile sürekli olarak sorunlu olmuşlar ve Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti ile hiçbir zaman mutlak mānāda iyi ilişkiler içinde olmamışlardır. Örneğin 2. Abdülhamid döneminde kurulan Hamidiye alayları içerisinde ağırlıklı olarak Kürt olmakla birlikte Türk (Karapapak) ve Arap aşiretleri de bulunmasına rağmen Zaza aşiret alayı bulunmamaktaydı.12 (13)
Sonuç
Zazalar artık biliyoruz ki Sünni ve Alevi inançlara sahiptir. Nüfuslarıyla ilgili bırakın kesin bir veri olmasını kesine yakın bir tahmin bile yapılamamaktadır. Çünkü Zazaları ayrı bir halk olarak kabul etmek son yılların konusudur. Bu yüzden sağlıklı bir tahminde bulunmak zordur. Ancak ortaklaşılan veri Türkiye’nin Türkler ve Kürtlerden sonraki üçüncü büyük etnik grubu olmalarıdır.14 Bir rakam vermek gerekirse nüfusun yüzde 3’ü ile 6’sı arasında bir orana sahiptirler. Evet arada büyük fark var ama ne yapalım ki Türkiye’de etnik kimlik sayımı yapılmamakta ve böylece hiç kimse kimin kaç kişi olduğu bilgisine sahip olamamaktadır.
Bitirirken Zazaların Türkiye’deki üçüncü etnik grup oldukları bilgisinin artık pek geçerli olmadığını belirtmeliyim. Üçüncü sırada artık Araplar var. Ülkelerindeki savaştan kaçan milyonlarca Arap Türkiye’ye sığındı ve sanki artık burada kalacaklar. Bir süre sonra -büyük bir kısmı eğer dönmezse- Türkiye’nin etnik yapısı da çoktan aza doğru sayılırken Türkler/Türkmenler, Kürtler, Araplar, Zazalar diye başlayacak.
Herkese keyifli günler dilerim.
Manşet fotoğrafı: pirha.org
KAYNAKLAR
1- https://www.youtube.com/watch?v=blVxTBO7TSE
2- https://tr.wikipedia.org/wiki/Zaza_milliyet%C3%A7ili%C4%9Fi
3- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/905444, Murat Alanoğlu, Muş Alparslan Üniversitesi, Tarih ve Gelecek Dergisi, Aralık 2019, Cilt 5, Sayı 3.
4- https://islamansiklopedisi.org.tr/zazalar
5- https://sahipkiran.org/2013/02/25/turkiyenin-bir-rengi-zazalar/
6- Tan Altan (2009), Kürt Sorunu, Ya Tam Kardeşlik Ya Hep Birlikte Kölelik, Timaş Yayınları, s.233,234
7- Robert W. Olson (1989) The emergence of Kurdish nationalism and the Sheikh Said Rebellion, 1880-1925, University of Texas Press, s.95
8- Michael M. Gunter (2009) The A to Z of the Kurds, Scarecrow Press, s.179
9- Orhan Zuexpayij, http://www.sadilli.com/index.php?option=com_content&view=article&id=76&Itemid=101.
10- TASKIRAN D., http://www.kimsoran.com/kimsor_tarihi_taskiran.htm, “Kımsorlular, Dersim isyanında yer almadılar. Aşiretlerin talan ve zulmünden bıkmış Kımsorlular, kendi içlerine kapanmışlardı. Olayların gelişiminden habersizdiler.”
11- Orhan Zuexpayij,
http://www.sadilli.com/index.php?option=com_content&view=article&id=76&Itemid=101
12- Kodaman Bayram (1979). Hamidiye Hafif Süvari Alayları (II. Abdülhamid ve Doğu-Anadolu Aşiretleri ), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, March 1979. erişim 14 Temuz 2011 http://www.iudergi.com/tr/index.php/tarih/article/view/3280/2883.
13- Altıdan on iki numaraya kadar olan kaynaklar Rasim Bozbuğa’nın yazısından alıntılanmıştır. https://sahipkiran.org/2013/02/25/turkiyenin-bir-rengi-zazalar/
14- Kürtlerin nüfusuyla ilgili çeşitli veriler bulunmaktadır. https://t24.com.tr/haber/turkiyede-kac-kurt-yasiyor,124914 2010 yılında yapılan Konda araştırmasına göre Kürtler’in toplam nüfusu içindeki oranı yüzde 18,3 ancak Zazalar da bu orana dahil tabii. CIA Factbook sitesine göreyse Kürt nüfusun oranı yüzde 19. https://www.cia.gov/the-world-factbook/countries/turkey-turkiye/#people-and-society Yani aşağı yukarı aynı rakamlar veriliyor. Yüzde 18,3 veya yüzde 19. Bu arada ekleyelim ki CIA Factbook’un oranı 2016 tahminine dayanıyor. Verileri temel alarak 2023 için bir tahminde bulunmak gerekirse nüfusun yüzde 19-20’sinin Kürt olduğu söylenebilir. Çünkü Kürtlerdeki doğurganlık oranı Türklerden biraz daha fazladır. Gerçek Kürt nüfus ise bu yüzde 20 içindeki Zaza nüfusun çıkarılmasıyla bulunabilir ancak işte buna ilişkin bir veri henüz elimizde yok.