17.4 C
İstanbul
27 Nisan 24, Cumartesi
spot_img

Okullarımız neden dil öğretemiyor?

Dünya genelinde yüz milyonlarca öğrenciye okullarda yabancı dil öğretiliyor, ancak bu öğrencilerin çoğu o dilde basit cümleler bile kurup konuşamıyor. Görünen o ki okullarda yabancı dil öğretimindeki yetersizlikler Türkiye’ye özgü değil; birkaç istisna dışında dünyanın her yerinde görülebiliyor.

Türkiye özelinde düşünmek gerekir; okullarda yabancı dilin iyi öğretilmediğini herkes biliyor da bakanlık kadroları bilmiyor mu? Elbette biliyorlar ama yine de sistem aynı kalmaya devam ediyor. Ya mevcut sistemin bir gün başarılı olacağını gerçekten umdukları için ya da sistemin olduğu gibi kalmasında bir sakınca görmedikleri için değiştirilmiyor.

Muhafazakâr yönetimler, skolastik bir anlayışla, yabancı dil öğrenen gençlerin Batı kültürüne olası entegrasyonunun yerli ve milli değerlerden uzaklaşmaya yol açacağından kaygı duyuyor olabilirler.

Dil öğretim yöntemlerinin ve müfredatın yetersiz olduğunu anlamak için uzman ya da bilge olmaya gerek yok; sonuçlar açık ve net ortada: Yıllarca eğitim almalarına karşın pek çok insanımız İngilizcede “van minit” dışında cümle kuramıyor.

Bir zamanlar dışa sıkıca kapalı olan sosyalist ülkelerde bile gençler artık birkaç dil konuşabiliyor. Polonya, Çekya, Romanya, Bulgaristan ve Arnavutluk’ta eğitim sisteminin kaydettiği ilerleme övgüyü hak ediyor. Bu ülkelerdeki girişimciler uluslararası pazarlarda kolaylıkla iletişim kurabilirken, Türk girişimciler turizm sektörü dışında, hâlâ çevirmen kullanmak zorunda kalıyor.

Yabancı dil bilmenin avantajlarının farkında olan Türk anne babalar, çocuklarının dil öğrenmesine destek olmak için “özel okul” gibi seçeneğine başvuruyor. Başka anne babalar ise çocuklarını özel derse, dil kursuna, yaz kamplarına ya da yurt dışına göndererek aradaki açığı kapatmaya çalışıyor.

Türkiye’de yabancı dili iyi öğrenmiş herkesin bunu bir şekilde kendi çabalarıyla başardığı gerçeğini saklayamayız. Özel okullar ve bazı seçkin devlet okulu dışında, dil öğrenimindeki her türlü başarı öğrencinin ve ailenin inisiyatif almasının bir sonucunda erişilmiş bir başarıdır.

Hükümetler içindeki tutucu çevrelerin çoğunun çocuklarının Suudi Arabistan’da Mısır’da değil, Amerika’da Avrupa’da yükseköğrenim gördüğünü biliyoruz. Buna karşın dil öğretimindeki geri kalmışlığın sorumluluğunu yalnızca yabancı dil ve kültürlere görece soğuk yaklaşan çevrelere bağlayamayız.

Arka plandaki olası siyasi notları bir kenara bırakırsak, okullarımızdaki dil öğretiminde görülen verimsizliğin temelde bir metodolojik yanlışına dayandığı kanısındayım. Bu yanlış yabancı dil edinim sürecinin organik bir format izlemesi gerektiği gerçeğinin müfredatta kasıtlı ya da kasıtsız olarak göz ardı edilmesidir.

“Organik didaktizm” olarak adlandırabileceğimiz bir formatta, yabancı dil edinimi bir seviyeden (level) diğerine doğrusal, ardışık bir yol izlemez. Tersine, bütünleşik, esnek ve dinamiktir. Bu doğrultuda organik edinim; öğretmenin öğretmesiyle değil, öğrencinin istemesi ve yanıtları kendisi bulması şeklinde ilerleyen doğal bir öğrenme sürecidir.

Organik edinim, öğrencinin yabancı dil hakkında merak geliştirmesini ve bu merakı gidermek için özgün ek yol ve yöntemler aramasını destekler. Öğrenciye bireysel bazda geri bildirimlerle öğrenme sürecine aktif olarak katkı sağlaması önerilir.

Yabancı dil, fen, matematik veya tarih gibi çalışılması gereken bir ders olarak değil, uygulama yoluyla edinilecek ve özümsenecek bir beceri olarak görülmelidir. Öğrenciler, yabancı dil bilgilerini sonsuz olanaklar sunan internette pratik yapmaları için yüreklendirilmelidir.

Eğitimde yüksek verim, öğretmenin sunarak öğrettiği klasik yöntemle değil, öğrencinin bilgiyi deneyimleyerek edindiği didaktik yöntemlerle sağlanır. Bu nedenle, öğrenci motivasyonu ile ders iklimi üzerinde sürdürülebilir olumlu etkiler yaratabilecek organik edinim metotları hakkında düşünmeye değer.

Halil Ocaklı

Bayburt'un Sisne köyünde doğdu (1964). Gurbetçi çocuğu olarak Almanya'da yaşadı. Orada Yunan-Roma tarihi okudu. California Üniversitesi Berkeley, Doğu Asya Araştırmaları Enstitüsü'nde Proto-Altayca ve Eski Japonca ilişkileri üzerine çalıştı. Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde bir sömestr geçirdi. Türkiye ve ABD’de profesyonel turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı. Rusya'da Tver Devlet Üniversitesi'nde çalışırken evlendi. Vedanta Felsefesi'ne takmış durumda! Farklı ülkelerde geçen 35 aksiyon dolu yılın ardından Bergamo’nun (İtalya) ve Antalya'nın sade sakinlerinden biri oldu.

Halil Ocaklı
Bayburt'un Sisne köyünde doğdu (1964). Gurbetçi çocuğu olarak Almanya'da yaşadı. Orada Yunan-Roma tarihi okudu. California Üniversitesi Berkeley, Doğu Asya Araştırmaları Enstitüsü'nde Proto-Altayca ve Eski Japonca ilişkileri üzerine çalıştı. Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde bir sömestr geçirdi. Türkiye ve ABD’de profesyonel turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı. Rusya'da Tver Devlet Üniversitesi'nde çalışırken evlendi. Vedanta Felsefesi'ne takmış durumda! Farklı ülkelerde geçen 35 aksiyon dolu yılın ardından Bergamo’nun (İtalya) ve Antalya'nın sade sakinlerinden biri oldu.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler