Uranüs diğer gezegenler gibi Güneş karşısında ekseninden birkaç derece eğilerek ya da dik olarak dönmez. Uranüs’ün eksen eğikliği 98 derecedir ve gökyüzünde yerde yuvarlanan bir varil gibi döner.
Evet Dünya gibi kutupları hiç Güneş ışını görmeyen bir gezegende yaşayan bizler için bu durum alışılmadık bir görüntüdür ama bırakın uzayı Güneş sistemimiz bile bizim için hâlâ bilinmeyenlerle doludur.
Yıldız sistemimizin bu garip gezegeni 13 Mart 1781 günü keşfedildi William Herschel tarafından. Herschel ilkin onu bir kuyruklu yıldız sandı ama sonra bu gök cisminin bir gezegen olduğu sonucuna vardı.
Aslında onu ilk gözleyenin M.Ö. 190 ile 120 yılları arasında yaşamış olan Yunan matematikçi, coğrafyacı ve gökbilimcisi ve de İznikli Hipparchos olduğu tahmin ediliyor.
Uranüs’ün şu anda bilindiği kadarıyla 27 tane uydusu bulunuyor. Jüpiter ve Satürn’den sonra en fazla uyduya sahip olan Uranüs’ün Miranda, Umbriel, Ariel, Oberon ve Titania adındaki en büyük uydularının çapları 470 ile 1580 km arasında değişiyor.
Uranüs’ün kendi çapı ise 50.724 kilometre ki bu Neptün’den biraz daha büyük, Dünya’dan ise yaklaşık 4 kat büyük olduğu anlamına geliyor. Kutuptaki çevresi 159,354 km. yüzey sıcaklığı ise -197,2 C derecedir yani çok çok soğuk.
Uranüs en yakın olduğu noktada Dünya’dan 1,6 milyar, en uzak olduğu noktada 1,98 milyar kilometre uzakta bulunuyor. Uranüs kendi etrafındaki bir dönüşünü yaklaşık 17 saatte tamamlar.
Gezegen Güneş etrafındaki bir tam turunu Dünya zamanıyla 84,3 yılda tamamlar. Bu süre zarfında kutup bölgelerinden biri 42 yıl boyunca Güneş’i görür ve hep aydınlık kalır, sonra da 42 yıl sürecek bir karanlığa gömülür.
Uranüs’ün eksenindeki inanılmaz eğikliğin nedeni halen açıklanabilmiş değildir. İlk akla gelen doğal olarak Dünya gibi onun oluşumunun ilk dönemlerinde çok büyük bir çarpışma nedeniyle yan yattığı biçimindedir. Ancak bu tezi ileri sürenler gezegeni yan yatıracak olan bu çarpışmanın ekvatorunda dönen uyduları nasıl yan yatırmış olduğu sorusuna yanıt veremiyor. Çünkü bu uydular da eğik durumda.
Bir başka tez Gwenael Boué ve Jacques Laskar tarafından ortaya atıldı. 2009 yılında Paris Gözlemevi’nden bu iki gökbilimci alternatif bir öneri sundu.
“Henüz ilk yıllarında yeni doğmuş Güneş’in etrafında dönen enkaz diski, kütle çekimsel etki ile henüz embriyo döneminde olan Uranüs’ü bir hayli sarsmış ve onu dönen bir top gibi yalpalatmış olabilir. Gezegenin ilk dönemlerinde kendi kütlesinin binde biri kadar (yani Mars kadar) dev bir uydusu da vardıysa eğer, bu durumda yalpalanmanın şiddetini daha da artırıp gezegenin yan yatmasına neden olmuş olabilir. Bu noktadan sonra, Laskar ve Boué’ye sorulacak şu soru gündeme geliyordu: O halde günümüzde bu dev uydu nerede? İki gökbilimciye göre bu uydu çalınmış olabilir. Yani ilkel gezegen oluşum diski ile Uranüs arasındaki sürtünme, gezegenin disk içerisinde tabiri caizse göç etmesine sebep oldu. Göç eden gezegen başka bir dev gezegenin yanına geçti ve o da devasa kütle çekimiyle uyduyu kaptı ve kendi bünyesinde kattı.” (1)
Çarpışma tezine yeniden dönmek gerekiyor. Çünkü bu kez farklı bir versiyonla karşımızda.
2011 yılında yapılan simülasyonlar, Uranüs’ü yan yatıran etmenin birçok küçük çarpışma olabileceğini gösterdi.
Örneğin Dünya’nın bir ile üç katı kadar bir kütleye sahip minik bir gezegen Güneş Sistemi’nin ilk yıllarında Uranüs’e çarparak onun yörünge düzlemini bozdu ve bu çarpışma ile Uranüs’ten kopan bazı kütleler gezegenin yörüngesine saçılarak halkalar oluşturdu.
Bu tez de herkes tarafından benimsenmiş durumda değil. Ancak çarpışma tezlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bu konudaki bir başka tez ise 4 milyar yıl önce Uranüs’e bir değil iki üç ön gezegenin çarpmış olabileceğine ilişkin tez.
Bu tezin açıklaması da şöyle yapılıyor:
“Uranüs’ün bütün uyduları aynı yönde, yani diğer gezegenlere göre ters yönde dönmüyor. Bazıları düz dönüyor. Oysa bütün uydular ön gezegen çarpışmasıyla oluşsa aynı yönde dönüyor olmaları ve aynı bileşenlerden oluşmaları gerekirdi.
Neyse ki bunun çözümü basit: Ters dönen uydular çarpışma sırasında oluşmuş olabilir. Saatin tersi yönde; yani Güneş Sistemi’ne göre düz yönde dönen uydular ise buz devinin yörüngesine sonradan giren asteroitler olabilir.” (2)
Uranüs ile ilgili en merak edilen konu yan yatmasına neden olan etkendir. Bunun yanı sıra İngilizce okunduğunda “Uranüs” sözcüğünün garip anlamları gelebildiği görülür. Örneğin “yurinıs” diye okunursa gezegen olan Uranüs anlaşılır. Ancak “yoreynıs” olarak okunursa “your anus” (“senin kıçın”) ile aynı okunduğu için bu anlama gelir. Bu espriyi de evrimagaci.com sitesinden “arakladım.” Çınar Ege Bakırcı beni affetsin.
Herkese keyifli günler dilerim.
Manşet fotoğrafı: Güneş Sistemi’nin aykırı gezegeni Uranüs
1 https://www.kozmikanafor.com/uranus-nicin-yana-yatmis-halde/
2 https://khosann.com/uranus-gezegenine-dev-bir-cisim-carpti/