Çarşamba, 14 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Nefes farkındalığı

Melek Ay
Son güncelleme: 15 Ekim 2023 00:40
Melek Ay
Paylaş
Paylaş

“Sati” kelimesi Pali dilinden gelmektedir. Farkındalık olarak tanımlanır ama aslında doğru tanımı hatırlamadır.

Günümüzde sıklıkla duyduğumuz farkındalık kelimesi alışkanlıklarımızı veya otomatik pilottaki davranışlarımızı değiştirebilmemiz için bize bir alan açamıyor. Yani farkındalık yaşamımızda bir farkındalık yaratamayabiliyor. Çünkü farkında olmayı unutuyoruz.

Mesela, kiliselerde ve havralardaki çan sesleri veya camilerden yükselen ezan sesleri de bir hatırlatıcıdır. Bu sesler kişilerin dini disiplinlerini hatırlamalarını sağlar. Yanlış davranış ve düşüncelerden feragat etmeyi hatırlatır.

Hatırlamanın farkındalık kelimesini kapsayan bu yönünü anlayınca niyetin gücü daha iyi işlemeye başlıyor.

Kişinin yaşamdaki en birincil niyeti nefesinin farkında olabilmesidir. Çünkü nefes yaşamdır.

Bu bağlamda, yaşam enerjimizin, canımızın maddi doğadaki yakıtı olan nefesi izlemek küçük yaşlarda sürekli hatırlatılarak düzenli bir pratik haline gelebilmelidir.

Yemek yeriz ve bedenimiz bunu enerji üretmek ve yaşamımızı sağlıklı, istikrarlı sürdürmek için sindirir. Ancak gıdayı yakmak için de nefesin gücünü kullanmalıyız. Oksijen gıdayı yakar, sonra açığa çıkan karbondioksiti dışarı atar. Yani nefes alırız ve nefes veririz ama olan biten bu eylemin çok ötesindedir.

Günümüzde sadece yiyecekleri değil, en yakın çevremizden okyanus ötesine kadar olan biten her şeyi de sindirmek durumundayız. Dünyamızda olan bitenler hiç de iç açıcı değil. Bu yüzden hepimiz daha öfkeli, depresif haldeyiz. Bu durumda nefesimizi etkiliyor ve damarlarımızı daraltıyor.

Oysaki damarlar daralırsa oksijen geçişi zayıflar. Oksijen-karbondioksit dengesi bozulur. Sindirmek için optimal yanma dengemiz hasar alır ve bu durum hastalıklara davetiye çıkarır.

Sadece ciğerlerimizdeki havayı değiştirmek ile ilgilenmemeliyiz. İç nefes veya daha tanıdık ismi ile derin nefesi hatırlamalıyız. İç nefesin anlamı oksijeni damarlar sayesinde bütün bedene yayabilmektir. Karbondioksidi ve diğer atıkları tekrar ciğerlere getirebilmektir. Böylece kullanılmış olan hava da ciğerlerden kalmaz, atılabilir.

Günümüzde nefes farkındalığında asıl hatırlamamız gereken ise bedenimizdeki karbondioksit artışına da izin verebilmektir. Karbondioksit toleransı olmadan oksijen dokuya işleyemiyor.

Bir çoğumuzun kemoreseptör duyarlılığı bulunmaktadır. Burunun koku almaçları, dilin lezzet almaçları, kandaki karbondioksit, oksijen ve PH değerlerinin değişikliklerini hedef alan almaçlara kemoreseptör adı verilmektedir.

Kanımızın PH değeri 7,35’dir. 7,35 ise bizim en makul elektriklenme oranımızdır. Alyuvarlar bir demir bileşimidir. Demir en iyi oksijenle etkileşime girer ve alyuvarlar mıknatıs gibi oksijeni kendine çeker. Ancak doğru elektriklenme ve oksijenin hücre içerisine girebilmesi için alyuvar kendine 4 birim oksijen molekülü bağlıyorsa 4 birim de karbondioksit molekülünü bağlamalıdır. Bu eşit oranla ancak alyuvar hücrenin içerisine girerek her seferinde dışarı çıkıp molekülleri bağlayıp sekiz defa bu işlemi tekrarlar. Böylece dokulara oksijen taşınmış olur.

Karaciğer, toplardamarların toplandığı yerdir. Oksijen dokulara doğru taşındıkça, kandaki oksijen miktarı yükselir ve karaciğer daha verimli çalışır. Karaciğer verimli çalıştığında, kandaki yenilenme daha çabuk olur ve böbrekler daha az yorulur. Hem böbrekler hem karaciğer verimli çalıştığında bütün beden sağlığına daha çabuk kavuşur.

Beden-zihin-ruh bütünlüğü ve sağlığı için yüzyıllardır öğretilen birçok nefes yöntemi bulunmaktadır. Niyetimize daha rahat “iç nefes” alabilmek için bir hatırlatıcı olarak kullanabileceğimiz harika pratikler mevcuttur. Bu pratikler bize yaşam enerjimizi geliştirebilmemizde ve etkin kullanmakta güvenilir ve tam sonuçlar sunar.

Karbondioksit toleransını düzenlemek ise yukarıda belirttiğim “iç-derin nefes” için birincil konu olduğundan, bunu niyetinize taşımayı isterseniz buraya, çan/ezan/mantra sesi gibi bir hatırlatıcı bırakıyorum.

Ancak öncesinde şu uyarıları yazmak durumundayım:

  • Hamile iseniz nefes tutma pratiklerini yapmayın.
  • Kronik, tıbbi bir durumunuz var ise önce doktorunuzun onayını alınız
  • Herhangi bir yan etki hissederseniz pratiği sonlandırınız.

Her gün düzenli yapılması niyetimiz olmalıdır. Çalışmanın adı kontrollü duraklamadır.

1.Normal nefes al

2.Normal nefes ver

3.Nefesi tut – saniyeleri say (Bunun için bir süreölçer kullanabilirsiniz)

4.Nefes almak için orta seviyede bir sinyal geldiğinde nefesi tekrar al.

Önemli not: Kendine nazik davran. Nefesi maksimum süreyle tutma, aksi takdirde bu, karbondioksit toleransının değil irade gücünün göstergesi olacaktır.

Eğer kontrollü nefesi tutma süreniz 20 saniyenin altında ise karbondioksit toleransına duyarlılığınız olduğunu söyleyebilirim. Optimal sağlıklı gösterge 40 saniye ve üzeri nefesi kontrollü (zorlanmadan) tutabilmektir.

Eğer 20 saniyenin altında iseniz düzenli olarak bu çalışmayı güvenli bir ortamda, sabit halde iken uygulayarak karbondioksit toleransınızı yükseltebilirsiniz.

Eğer 20 saniyeden daha fazla kontrollü duraklama yapabiliyorsanız pratiğinize şu nefes çalışmasını ekleyebilirsiniz:

4 saniye nefes al–4 saniye tut–4 saniye nefes ver–4 saniye tut (Bu bir turdur. 5-8 tur çalışabilirsiniz)

Namaste…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanMelek Ay
Takip et:
Sadelik içinde adımladığım yolda, sahip olduğum niteliklerin hakkını vermeye çalışan bir yolcuyum...
Önceki Makale Bir futbol ikonu
Sonraki Makale Para pul olmuş meğer!

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Serbest Kürsü

“Bir Cumhuriyet Şarkısı” filminin düşündürdükleri

Gürsel Demirok
13 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

2 üniversite karşılaştırması

Alper Eliçin
13 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Azala azala yok mu olacağız?

Metin Gülbay
13 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Geleceğin inşasında kalıcı adımlar

Yıldırım Aktuğan
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?